TEŞEKKÜRLER DEMİR ÖZER

505 44 17
                                    

Öncelikle size teşekkür etmeliyim. Bu özgürlük kanatlarını beraber yaptık. Sağ ve solu beraber kırıp kendi yolumuzu yarattık. Ve şimdi de kendi rotamızda ilerliyoruz. 🤍🐾

Gördüğüm kişi ve duyduğum sesler.

Belki de yaptığım şeyler yanlıştı. Doğru sandığım yollar, tersti.

Kapıda gördüğüm adam da, liderdi.

Demir, bir anda benim yanıma gelip önüme geçmişti.

“Davet etmediniz hâlâ beni.” Dedi, yaşlı sesiyle lider.

Derin nefes aldım ve Demir’in kolundan tutup gözlerine bakarak adamın girmesine izin vermesini anlatmaya çalıştım. Anlamıştı.

Adamı istemeyerek içeri aldı. Baro, adamı görünce ayağa kalkmış ve silahlarını ona doğrultmuştu.

Lider güldü, koltuğa oturdu ve sanki kendi eviymiş gibi davrandı.

Dicle ise, korkudan Can’ın arkasına sığınmıştı.

“Ne anlatacaksan anlat, sonra git.” Dedim, onun karşısına geçerek.

“Seni ben eğittim, Maral Ramirez.”

Güldüm, hatta kahkaha attım diyebilirdim.

“Evet, öyle. Ve bu gücü senin üstünde kullanmak çok hoşuma gidiyor. Ayrıca, Maral Ramirez değil. Mahur Acar.”

Kendisi de güldü. Şu an herkes, bizim konuşmamızı dinliyordu.

“Ceketini depoda unutmuşsun. Üzülme, insanlık hâli.” Diyerek beni aşağılamaya çalıştı.

“Bilerek bırakmıştım. Ayaklarıma gelirsin diye. İlk başta etkili olmaz diye düşündüm fakat… Buradasın.”

İlk başta yüzü bozulsa bile sonrasında toparlamıştı. Gözleri benden kayıp, Dicle’ye bakındı.

Aklıma, Demir’in söylediği isim gelmişti. Aykut Aras… Lider’in gerçek adının Ramirez değil, Aykut Aras olduğunu söylemişti. Dicle… Dicle’ninde soyadı Aras’tı. Bu bir rastlantı mıydı?

“Aykut Aras.” Dedim, net ve sert sesimle.

Lider denilen herif bir anda duraksamış, ayağa kalkıp gözlerimin içine bakmaya başlamıştı.

“Nasıl?…” Diye bir hüsran kelimesi çıktı ağzından.

Belli ki beklemiyordu. Hatta kimliğini gerçekten sakladığına artık emindim. Hayatımın yalan olduğuna inanmaya başlıyordum.

“Ne o? Çok mu şaşırdın?” Dedim gülerek.

Olumsuz şekilde kafa salladı ve dışarı çıkarken tekrar konuştu.

“Dicle…” Dedi.

Demir sabrını yitirmiş, Aykut denen herife doğru yürürken Polat ve Azat onu tutmaya çalışıyordu.

“Senin ağzını burnunu kırarım Aykut, ant olsun ki o Dicle diyen dilini koparır eline veririm!”

Adam sözünü söylemekten vaz geçmiş, dışarı çıkmıştı.

DEMİR PARÇASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin