8

363 34 8
                                    

İç çekip kurumuş saçlarına öpücük bıraktım ve saç kurutma makinesinin fişini çekip yataktan kalktım. Öp dese de neresinden öpeceğim? Her tarafı yara bere içinde eğer öpersem yaraları acır. Dudaklarından öpmek istesem de, hızlı ilerlemek istemiyorum -ne kadar daha önce onu öpmüş olsam da-. Kurutma makinesini koymak için banyoya gittim. Işığı açtığımda sweatshirtümün yerde olduğunu görüp elime aldım ve kurutma makinesini çamaşır makinesinin üzerine bıraktıktan sonra üzerime geçirdim.

Işığı kapatıp Felix'in yanına geri döndüğümde Felix'i başı eğik bir şekilde gördüm.

"Uyumak ister misin? Yorgun gözüküyorsun." bu yaralarla nasıl uyuyacağını bilmesem de..

"Bana yardım etmek istiyordun değil mi?" başımla onayladığımda dudaklarını birbirine bastırıp ayağa kalktı. Ben, bana doğru gelecek zannederken o yatağına serili örtüyü kaldırıp yavaşşa içine girmiş ve yatmıştı. Peki benden isteği neydi? Saçlarını mı okşamamı istiyor? Ya da işığı kapatıp gitmemi?

"Işığı kapatıp yanıma gelir misin?"

Hiç sorgulamadan ışığı kapatıp yanına gittim.

"Sigaramı verebilir misin?"

"Felix-"

"Lütfen."

Aslında ona içmemesi için karşı çıkacaktım. Ama bir seferlik bir şey olmaz. Her zaman olduğunu bildiğim sigarayı almak için çekmecesini açıp, sigarayı aldım. Bu arada o fotoğraf sürekli gözüme çarpıyor. Paketin içinde son iki dal sigara kalmıştı. Bir tanesini aldım ve paketi eski yerine bıraktım. Daha sonra aynı çekmecenin içinden çakmağı dışardan gelen kısık ışıkla zar zor bulup Felix'in yanına gittim. Sigarayı ağzına koyup ucunu yaktıktan sonra çakmağı cebime koydum.

Şimdi ne yapmamı istiyor? Gitmeli miyim?

"Otursana."

Sanki bunu bekliyormuşçasına hemen Felix'in yanına, yere oturdum. Yerde oturduğumdan Felix'e başımı biraz kaldırıp bakıyordum.

"Yarın hastaneye gitmeliyiz. Üstelik karakola."

"İkisi de olmaz."

Başımı ellerim arasına alıp ofladıktan sonra sokak lambasından gelen kısık ışıkla zar zor yüzü gözüken Felix'e baktım.

"Neden?" dedim onu ürkütmemeye çalışarak. Fark etmiştim ki ne zaman ona bağırsam, ya da ani bi ses çıkarsam çok korkuyor. Böyle korkması için nasıl bir şey olmuş olabilir ki? Kim, neden yapsın ona bunu? Ve o kim ki Felix karakola, karakolu geç hastaneye bile gitmiyor.

"Lütfen Felix." dedim göz yaşlarımı gizlice silerek. "En azından kimin yaptığını söyle." göz yaşlarım sel gibi akıyordu. Onu bu halde görmek beni çok daha yıpratmıştı. Her bir yarasını kendi ellerimle iyileştirmek istiyor olsam da, hastaneye gitmesi gerek.

"Seungjun." (Hatırlatma: Seungjun onların eski bir arkadaşı)

Gözlerimi kocaman açarak dizlerimin üzerine yükseldim. Şaka mı yapıyor?

"İnanmıyor musun? Tabi normal, yakın arkadaşlarsınız." dedikten sonra kıkırdayıp devam etti; "Gece yanına gidecek kadar."

Alnımı yatağa koyup gözlerimi kapattım. 'Gece yanına gidecek kadar' derken gelen gece ki konuşmadan söz ettiğini anladım.

"Gidecek bir yerin yoktu değil mi?"

"Benim hiç arkadaşım yok mu sanıyorsun?"

"Kime gidecektin ki?"

"Seungjun'un yanına gidecektim."

"Özür dilerim." dedim örtüyü elimle sıkarken.

"Ne için?"

"Yalan söyledim."

"Biliyorum."

Başımı hızla kaldırıp Felix'e baktım. Sigarasını her zaman yan tarafında ki çekmecenin üzerinde duran küllükte söndürüp bırakmıştı. Karanlıktan dolayı yüzünde ki ifadeyi çözemiyorum.

"Neden karakola gitmiyoruz peki?"

"Oldu bitti."

"Ne demek oldu bitti Felix? Bir kez yaptı mı, devamı da gelir!"

"Bu sondu. Daha yapmayacak."

Kaşlarımı çattım.

"Daha önce de bu tarz bir şey oldu mu?"

Bir şey söylemeyince başımı örtüye gömüp ağlamaya başladım. Neden? Neden bana hiçbir şey söylemedi?

"Ağlama. Uyumalısın yarın işe gideceksin."

Başımı yataktan kaldırmadan bağırdım; "Gitmeyeceğim!"

"Çocuklaşıyorsun."

Omuz silkip ağlamaya devam ettim. Felix'in elini saçlarımda hissettiğimde derin nefes aldım. En azından onun uyuması gerekiyor ki hızlı iyileşsin. Kafamı gömdüğüm yerden kaldırıp eski oturma pozisyonuma geldim.

"Senin uyuman lazım."

"Başkalarını düşünmekten vazgeç. Bu huyundan nefret ediyorum."

Aklındakileri hiç düşünmeden diline döküyordu her zaman ki gibi.

"Umrumda değil. Uyuduğun zaman, ben de uyuyacağım."

"Peki."

Yatağa iyice yerleşip gözlerini kapattığında elimle gözlerimi sildim. O benden istemese de saçını okşayacağım. Belki daha çabuk uykuya dalar.

"İyi geceler." dedim parmaklarımı hafifçe saçlarında gezdirirken.

Felix'in tavırları bana love or hate semelerini hatırkatıyır biri açık sözlü, diğeri ifadesiz

Neyse

Hadi eyw


𝘾𝙖𝙣𝙙𝙮 HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin