12

476 29 13
                                    

"Hyun evin ses yalıtımı var mı?" Hyunjin Felix'e bakıp başını 'neden?' anlamında salladı.

"Sadece, biliyorsun. Temizlik yaparken müzik dinlemeyi seviyorum. Ve birazcık sesi fazla yükseltiyorum. Sıkıntı olur mu diye düşünüyorum."

Hyunjin gülümseyip başını iki yana salladı. Olayların yaşanmasının ardından nerdeyse 2 ay geçmişti ve ikilinin hayatı her zaman ki monotonluğuyla devam ediyordu. Sevgili olsalar bile hâlâ eskisi gibiydiler de diyebiliriz. Tek fark Hyunjin'in ısrarları üzerine aynı yatakta yatmaları ve arasıra öpüşmeleriydi.

"Bugün dışarda işlerim var. Akşam eve gelirken bir şey almamı ister misin?" dedi Hyunjin montunu üzerine geçirirken. Hava oldukça soğumuştu, hatta meteoroloji kar yağışı olabileceğini de duyurmuştu.

"İçecek bir şeyler?"

"İçki gibi mi?"

Felix dudaklarını birbirine bastırıp şirince başını aşşağıya yukarıya sallayınca Hyunjin eğilip Felix'in dudaklarına öpücük bıraktı.

"Daha fazla?" Hyunjin sevgilisine gülüp yerde diz çöküp oturmuş Felixle aynı boya geldi. Daha sonra yanaklarından tutup dudaklarını birleştirdi. İkili bir süre boyunca öpüşmüş, nefessiz kaldıklarında ise ayrılmışlardı.

"Görüşürüz." Hyunjin göz kırpıp sevgilisinin saçını okşadıktan sonra evden çıktı. Felix ise heyecanla oturduğu yerden kalktı ve müzik açıp etrafı toparlamaya başladı. Resmen 1 haftadır ev Hyunjin yüzünden temizlenemiyordu. Her gün daha sonra temizleriz diyip -ve öpücüklerle- Felix'i de işten kaytardıyordu. Felix onun şebek hallerini çok seviyordu. Hyunjin önceden de böyle şebeklikler çok yapardı insanlara karşı, ama Felix'in onunla pek konuşmaması yüzünden pek şebeklik yapamıyordu.

Felix, sevgilisinin diğer insanların karşısında şebeklik yaptığını düşünüp kıskanmaya başlayınca elinde ki yastığın tozlarını almak için(!) eliyle dövmeye başladı. Bütün yaatıklara da aynısını yaptıktan sonra süpürge makinesini alıp yerleri süpürmeye başladı.

Felix belli etmese de çok kıskanç birisiydi ve Hyunjin'in bunu bildiğinden de şüpheliydi. Birisinin ona dokunmasını bile kıskanacak türden biriydi. Aslında Felix, Hyunjin'i hep kıskanmıştı ama o zamanlar duygularından haberdar değildi. 'Belki de gördüğü ilgiyi görmediğim için kıskanıyorum?' tarzı şeyler söylerdi kendi kendine. En azından Hyunjin'e duygularını fark edebilmişti.

Felix bu sefer mutfağa geçtiğinde bir yığınla karşılaştı.

"Seni geberteceğim Hyunjin!" Felix bağırırken Hyunjin'in kulağı çınlıyordu. Çünkü ikili bulaşıkları yıkama konusunda her zaman taş kağıt makas yaparlardı ve bu sefer Hyunjin kaybetmişti. Ama yine de bulaşıkları düzgün bir şekilde haledememişti. Ya da uğraşmak istememişti.

Felix homurdanıp bulaşıkları yıkamaya başladı. Bir yandan da müziğe eşlik ediyordu.

Bulaşık makinesini almamalarının sebebi fazla mutfak eşyalarının olmamasıydı. Bardak bile sadece 5 tane vardı; o da misafir falan gelir diye. Sonunda bulaşıkları bitirdikten sonra camı açıp oturma odasında bıraktığı süpürge makinesini alıp mutfağa geri döndü. Mutfakları klasik mutfaklardandı. İkisine yetiyordu.
Felix süpürge makinesini çalıştırdığında müzik daha az duyuluyordu, o yüzden elini hızlı tutup süpürmeyi bıraktı.

Akşama kadar bütün evi güzelce temizlemiş, en son da kendini güzelce temizlemek için banyoya girmişti. Banyodan sonra oldukça yorgun hissediyordu. Odasına gidip üzerini değişecekken kapı zili çalmıştı.

"Anahtarın varken neden zile basarsın ki?"

Çözdüğü bornozunun kemerini tekrar bağladı ve kapıyı açmaya gitti. Kapı deliğinden baktığında Hyunjin'i gördü ve kapıyı açtı.

𝘾𝙖𝙣𝙙𝙮 HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin