10//Bere

1.1K 194 108
                                    

Tünaydın👋🏻👋🏻👋🏻

Şaşırtıcı değil mi bu kadar erken gelmesi :D Bence de öyle xldmxlmdlxlel

Dersler yeniden başlamadan bitirmek istiyorum bu kurguyu ve çok tatlı oldukları için de kolay yazılıyor🥺

İyi okumalar ve yorumlar dilerim~~~

....

    Haftalar boyunca süregelen ve benim kontrolüm dışında gerçekleşen görmezden gelmelerimin sonunda, en sonunda ay sonuna doğru Jimin ile vakit geçirebilmek için bir vakit bulabilmiştim. Aslında, vakti ben bulmamıştım, o bulmuş ve bana gelmezsem nerede olursam olayım beni bulacağını ve kıçımı tekmeleyeceğini söylemişti. Bana fikir belirtme hakkı tanımamıştı ve ben de artık haftalardır süregelip değişen tekliflerinden bu sonuncusunu kabul etmiştim. 

Aslında, arkadaşlarımı ihmal ettiğimi pek düşünmüyordum. Hâlâ aynı derslere girip çıkıyor, ders öncesinde ve sonrasında buluşup bir yerlere gidiyorduk ancak Jimin bu arkadaşlar arasında yoktu. Aynı bölümde okumadığımız için buluşma fırsatı yaratmak için çabalamamız gerekiyordu ve açıkçası, son zamanlarda bütün enerjim Jeongguk ile buluşma ayarlamaya gidiyordu. Jimin'in öncesinde bir şeyler yapmayı teklif ettiği her seferinde Jeongguk ile ayarladığım buluşmalar vardı ve ben hiçbirini iptal etmek istememiştim. Hatta o şakayla karışık bütün vaktimi çaldığı için üzüldüğünü söylediğinde tasasız bir tavırla ona tamamen müsait olduğumu bile söylemiştim. Yalancının tekiydim. Umurumda değildi. Ona aldığım atıştırmalığı yerken sözlerime sevimli bir tavırla gülmesi her şeye bedeldi. 

Uzun lafın kısası, bugün Jeongguk ile bir planım yoktu, sabah onunla birlikte kampüse geldikten sonra dersim son anda iptal olunca günümü kütüphanede geçirmiştim ve Jimin öğleden sonra arayıp bunları söylediğinde, onunla buluşmayı kabul etmiştim. Yalnızca ikimiz olacaktık ve kütüphanenin yakınlarındaki bir kafede oturacaktık. Yemek servisi de yapan bir mekandı. Genelde çok sık uğramasam da bugünlük zaten aç olduğum için yemek teklifini de kabul etmiştim. 

Şimdi ise kafenin cam kenarındaki masalardan birinde karşılıklı oturuyor, biraz önce gelen siparişlerimizi yemeye henüz başlamışken ufak ufak laflıyorduk. Siparişler gelene kadar bana onu ne kadar ihmal ettiğim hakkında uzun bir nutuk çektiği için sevgili arkadaşım şimdi biraz daha sakindi. Sakince yemeğini yiyor, bir yandan da yaklaşan yılbaşı partisinden bahsediyordu. Benim de katılmayı planladığım bir partiydi. Herkes bağımsız katılıyor olsa bile birlikte gitmek için Jeongguk'a bir ara sormayı planlıyordum. 

"Bu yıl giriş ücretini arttırma kararı aldık. Çok bir şey değil ama senin için farkı öderim istersen." Jimin ağzındaki lokmasını yuttuktan sonra ciddiyetle söylediğinde, hafifçe gülümsedim. "Sorun değil. Gördüm zaten. Çok arttırmamışlar. Bizim kulübün partisi de aynı ücreti kullanıyor." Anladığını belirtir bir şekilde mırıldandı ve bir elini kaldırıp sakince saçlarını düzeltti. Bugün oldukça özenli görünüyordu. Kırmızı siyah boğazlı bir kazak ve siyah bir kot pantolon giymişti. Yakın zamanda sarıya boyattığı saçları da kulaklarındaki gümüş küpelerle güzel duruyordu. "Buraya gelmeden önce neredeydin sen? Fazla iyi gözüküyorsun." 

Hafif bir merakla sormamla elindeki çubuklarla kalakalmış, sonrasında ise utanmış gibi kıkırdamıştı. "Randevum vardı. Kaç haftadır suratını göremediğim için sana anlatma fırsatı bulamadım bir türlü." Gözlerimi irileştirdim ister istemez. Bir ilişkisi olabileceğini düşünmemiştim hiç. "Kiminle? Sizin bölümden biri mi?" Başını iki yana salladı. Yanaklarına belli belirsiz bir kızarıklık yayılırken, "Yok. Üniversitede okumuyor." dedi. Ardından hafifçe öksürdü ve, "Babamın şirketinde bir çalışan." diyerek devam etti. Bunu ağzının içinde yuvarlıyor gibi söylemiş, bir an yanlış duyup duymadığımı sorgulamama sebep olmuştu. 

sweet summer nightsWhere stories live. Discover now