İyi öğlenler👋🏻👋🏻
Yine çok tatlı bir bölüm, yastığımı falan ısırıyorum yazarken bu fici xldmlxmrlxd
İyi okumalar ve yorumlar dilerim~~
..
Partinin yapıldığı barın küçük tuvaletlerinden birinde, Jeongguk'un içinde bulunduğu kabinin önündeki duvara sırtımı yaslamıştım. Gözlerim tuvaletin spot ışığındaydı. Işık sarımtırak bir renkte olduğu için gözlerimi acıtmaktan uzaktı ve iki taneydi. Ya da bir taneydi de ben çift görüyordum. Emin değildim.
Önünde durduğum kabinde kusan ve benim yanına yardıma gelmemi şiddetle reddeden Jeongguk'un aksine ben kusacak gibi hissetmiyordum. Zaten kolay kusan biri olmadığım için buna şaşırmamıştım. İçtiğim her yudum içki kanıma karışıyor, başımı döndürüyordu. Buraya geldiğimiz dakikadan itibaren gürültüden sıyrıldığımız için daha iyi hissedeceğimi sansam da öyle olmamıştı. Başım feci dönüyordu. Eve dönmek istiyordum. Şu an en çok istediğim şey buydu. Eve dönmek ve sıcak bir duş alıp kendime gelmek.
Jeongguk'u burada bırakamazdım. Benden çok daha sarhoştu ve başıboş bıraktığımız masa göz önünde bulundurulduğunda onu eve bırakacak birine sahip değildi. Aylar öncesinde olduğu gibi gecenin bir yarısı sokakta başıboş dolanmasına izin veremezdim. Tıpkı daha fazla içmesine müsaade edemeyeceğim gibi.
"Hyung," Boğuk ve her an ağlayacakmış gibi çıkan ses tonu boş tuvalette kulağıma ulaştığında çabucak başımı indirdim. Kabinden çıkan bedenine baktım. Yüzü sapsarı kesilmişti. Kusmasına rağmen hiç rahatlayabilmiş gibi durmuyordu. Saçları karmakarışıktı ve gözleri de doluk doluk olmuştu.
Ve hâlâ sarhoştu. Bunu öne attığı adımla birlikte tökezlediğinde görebilmiştim. Uzanıp çabucak tuttum onu. Benim de başım dönüyor olmasına rağmen önceliği ona verdim ve o da bir elini koluma atıp omzuma doğru yaslandı. "Berbat hissediyorum." Saçlarının kokusu tüm o içki ve kusmuk kokusunun arasında burnuma vururken güldüm çakırkeyif. Neden güldüğümü bile bilmiyordum. Belki kokusundandı belki de bana karşı bu kadar yılışık olması çok hoşuma gittiğindendi.
"Yüzünü yıkayalım." O anda bulanık zihnimde bulabildiğim en mantıklı ve işe yarar sonraki adım buydu. Bir süre daha düşündüm. Ardından, "Sonra da dışarı çıkarız." dedim. Sözlerimi bitirdiğimde bir süre herhangi bir tepki vermeden beklese de sonrasında başını onaylayarak sallamış, biraz geri çekilmişti. Odağını sağlayamayan kahverengi gözleri yarı kapalıyken yüzüme baktı ve, "Ben yaparım. Sen, sen dur burada. Tamam mı?" dedi. Bir yandan da elini kaldırıyor, olduğum yerde kalmamı işaret ediyordu. Onu reddetmek seçeneklerim arasında olmadığı için uğraşmamış, başımı sallamıştım sadece.
Jeongguk bir kez daha tökezlese de lavabolara ulaşmayı başardı ancak bir şekilde, musluğu açmayı başaramadı. Bir adım gerisinde onun çabasını ve öfkelenmesini izliyordum. Musluğu doğru tarafa çevirdikten sonra su akmayınca sinirlenmiş, tamamen kapatıp sıkıştırmıştı. Sonra sıkıştırdığı kısmı yeniden açamamıştı ve sinirle ayağını yere vurmuştu.
Komikti. Elini yüzüne götürüp ovaladıktan sonra bir hışımla arkasını dönüp benimle yüz yüze geldikten sonra musluğu işaret edip, "Hyung açılmıyor!" demesi ise çok, sevimliydi. Gülmemek için dudaklarımı ısırmak zorunda kalmıştım.
Uzanıp ayakta kalmaya devam edebilsin diye bir kolumda onu desteklerken musluğu doğru tarafa sonuna kadar çevirdim ve su basınçsız bir şekilde akmaya başladığında, "Oldu mu?" diye sordum yumuşak bir gülümsemeyle yüzüne bakarak. Başını çevirip bir akan suya bir de bana baktıktan sonra başını salladı hafifçe. Ardından eğildi ve yüzüne birkaç defa su çarptı. Bu sırada belini saran kolumdan destek almayı sürdürüyordu ve şikayetçiymiş gibi durmuyordu.
YOU ARE READING
sweet summer nights
FanficJeongguk sosyal bir oğlandı. Hoş geldin partisinde yasak olmasına rağmen direklere tırmanır, tezahüratlar ve ıslıklar altında bedenini kıvırarak insanların aklını alırdı. Saat gece yarısını geçtikten sonra ise elinde bir soju şişesi, boğazında hıçk...