"Jisung kalk, okula"
Hyunjin'i iki etmeden kalkmıştı Jisung çünkü okulu asıcaktı. Yani planı öyleydi. Hazırlanıp kahvaltı bile yapmadan çıkmıştı. Okula vardığında sınıfına çıktı.
"Bu günde gelmezsin sandım"
"Aslında gelmicektim ama sıkıldım sen olmayınca olmuyor."
"Yahaha"
Felix'le iyi anlaşıyorlardı. Birbirlerinin herşeyini biliyor, birine birşey olsa diğeri de o işe karışırdı. Örnek verirsek Felix arada hırsızlık yapsa Jisung'da yapardı. Biri hasta olsa diğeri de hasta oluyordu.
"Ee naptın"
"Oğff sıkıcı ya çıkalım mı"
"Hayır duralım, devasızlığım az kaldı"
"Oğff peki o zaman"
Jisung kafasını sırasına koyup gözlerini kapattı.
"Şu çikolata dursun Yeonjun sakın yeme"
Soobin çikolata diyince Jisung kafasını kaldırdı. Aş verir gibi canı çikolata çekmişti. Ayağa kalkıp kendi yöntemleri ile çikolatayı kimseye fark ettirmeden almıştı. Geri sırasına oturup çikolatayı açtı.
"Nasıl alıyorsun, kaç defa dedim bana öğret diye"
"Şşhh sır, iyi izle şimdi kavgalarını"
"Ya Yeonjun sikeyim seni, sana yeme dedim iki dakika ellerimi yıkamaya gittim yedin mi"
"Hayır ben yemedim gerçekten hem senin çikolatana kalmadım"
İkili atılırken Jisung keyifle elindeki çikolatayı yedi. Ardından çikolatası bitince kafasını sıraya koyup uyku çekmeye karar verdi.
•~•
"Jisung kalk bu son ders"
Felix yanındaki sıkıcı arkadaşını kaldırırken sürekli ofluyordu. Nasıl en yakın arkadaşı ile konuşmayıp sadece uyaybiliyor. Jisung kafasını kaldırıp kollarını açarak esnedi.
"E oğlum zaten sıkılıyorum sen geldin diye sevindim yanımdasın uyuyosun davar gibi daha çok sıkıldım"
"Off çıkılta gideriz bir yerlere"
"Olmaz benim kuzenim gelicek"
"Hangi kuzenin"
"Amcamın oğlu Minho"
"He iyi"
"Sende gel hem eve gidip ne yapıyorsun"
"Belki gelirim"
Jisung Minho ismini duyunca hiç tepki vermemişti. Dünkü geceyi hatırlamıyordu sanırım.
"Of acıktım ya"
"Al ben sandviç almıştım bunuda sen ye"
"Saol Felixii"
"Afied paşam"
Son ders zili çaldığında bu sefer ikili dersi dinlemeyi değil de konuşmayı tercih etmişlerdi.
"Hadi çıkalım"
Çıkış zili çaldığında ikili çantalarını alıp çıkmışlardı. Bahçe kapısına geldiklerinde Jisung aralarında gelen konuşmayı unutmuş evine doğru gidiyordu.
"Lan gelsene yanıma"
"He noldu"
"Kuzenim gelicek dedim ya"
"Haa unuttum bro"
İkili gülüşüp yan yana yürümeye başladılar.
"Nerde bu kuzenin"
"Şu ilerdeki parkta tek olucak zaten"
"Anladım"
İkili yürüyerek parka gelmişlerdi. Felix kuzenini gelmediği için aramıştı.
"10 dakikaya burdaymış"
"Okkey, ben markete gidiyorum"
Diyip ayaklanmıştı Jisung.
"Birşeyler çalıcaksan dikkatli ol, yakalanma"
"Ne sanıyorsun beni?"
Kendini bilmiş tavrı ile markete ilerledi Jisung. Markete girdiğinde kasada göz kapaklatını zor tutan teyzeye baktı. Ardından ise gülümseyerek bir sepet almıştı, cips reyonuna doğru ilerledi boş sepete büyük bir cips, çikolata ve küçük kutu kolalardan koymuştu. Daha sonra ise kameranın kör noktasına geçip bir defter ve kalemin olduğu çantayı açıp içine cipsi ve kutu kolaları koymuştu.
Sadece çikolataları ödemekten zarar gelmez
Düşüncesi ile sepeti kasanın oraya koymuştu.
"Teyzeciğim şunları geçer misin"
Uyuklayan teyze birden panik yapıp kalkmıştı.
"Ah genç adam, keşke herkes senin gibi iyi niyetli çocuk olsa. Arada bir uyukluyorum. Gençlerde bunu fırsat bilip marketten birşeyler çalıyorlar."
Jisung kafasını salladı.
"Ahh sadece çikolata mı"
"Evet efendim"
"Ahh sana ikramım olsun"
"Gerçekten mi"
"Evet hadi çık, ötsede birşey olmaz hadi iyi günler"
Az önce noldu
"Teşekkürler bu iyiliğinizi unutmayacağım."
Jisung gene ellerini sallaya sallaya çıkmıştı marketten ve gülümseyerek ikilinin yanına geçti.
"Felix az önce noldu biliyor musun-"
"Merhaba"
"Sen- ne işin var burda"
"Siz tanışıyor musunuz"
"Aslında ben tanışmak istedim ama kendisi istemedi"
Jisung Minho'yu görunce şaşırmıştı ama şaşırması az sürmüştü çünkü aklına soy isimlerinin aynı olduğu ve Felix'in okulda amcasının oğlu yani kuzeni Minho olduğu gelmişti.
"Ah bir şey dediğimi hatırladım, bir dahaki karşılaşmamızda tanışıcaktık, tekrardan tanışalım, Lee Minho"
Minho elini karşısındaki gence uzattı. Jisung elindeki çikolataları tek eline alıp diğer eli ile karşısındaki eli kavradı
"Han Jisung"
"Han jisung.. İyimiş. Memnun oldum Han"
"Bende"
"Herneyse hadi oturalım, az önce noldu dedin Jisung"
"Ah oturalım evet"