4|İlk aşk.

1.7K 271 131
                                    

4|İlk aşk.

7. sınıfa geçtiğimde benim açımdan çok büyük bir şey meydana gelmişti.

Sanırım, âşık olmuştum.

Sanırım diyorum çünkü bu konu hakkında Baekhyun'la konuştuğumda bana saçmalamamamı, hissettiğim şeyin aşk değil yalnızca hoşlantı olduğunu söylemişti. Ne kadar dil dökersem dökeyim, sevgimi ne kadar fazla dile getirirsem getireyim bunun mümkün bile olmadığını söyleyip duruyordu. Neden böyle düşündüğünü ve bu konuda neden benim dediğimin tersini direttiğini bilmiyordum ama sırf bu tepkileri yüzünden aramızda çok fazla bahsi geçmezdi bu konunun.

Baekhyun'la 6. sınıfta artık görüntülü konuşmaya başlamıştık. Birbirimizi istediğimiz zaman arıyorduk fakat görüntülü konuşmalarımız için belirli günler ayarlamıştık. Haftada bir kez görüntülü konuşuyor ve haftamızın nasıl geçtiğini anlatıyor, arkadaşlarımızdan falan bahsediyorduk. Arkadaş bahsi her açıldığında Baekhyun sürekli anasınıfı ve 1. sınıftaki anılarımızı anlatıyor, eskiden ne kadar kıskanç olduğumu yüzüme çarpıp duruyordu ama artık o kıskanç, huysuz çocuk değildim; değişmiştim ve artık büyüyüp ortaokula geçtiğimiz için Jeongguk'la da aramızdaki saçma ilişkinin, tamamen değişecek olmasına karşı inancım tamdı ama Jeongguk hakkında düşündüğüm hiçbir şeyin düşündüğüm şekilde ilerlemeyeceğini yeni yeni kavramaya başlıyordum.

Artık ben 7, Jeongguk da 6. sınıf olmuştu ve böylece benim huysuzluk, Jeongguk'un da yılışıklık huyunda ciddi bir azalma söz konusuydu. Demek istediğim, önceden hoşuma gitmeyen bir şey olduğu zaman sürekli suratımı asıp kaşlarımı çatmaktan başka bir şey yapmazken, artık tabii ki de buna benzer şeyler yapmıyordum.

Jeongguk'a gelince, onda da belirli değişiklikler söz konusuydu tabii. Mesela, artık mahremiyete önem veriyor, bana her gördüğü yerde sarılmıyordu ama yine de temas etmekten kaçındığını da söyleyemezdim. Üstelik, ben hâlâ yakın temastan hoşlanmıyorken.

Hoseok ve Jimin ise Jeongguk'u hâlâ çok seviyorlardı ve her fırsatta onu yanımıza çağırıp durmaktan asla çekinmiyorlardı. Bununla ilgili bir sıkıntım yoktu; yani, Jeongguk'un yanımıza gelip gitmesinden artık çok da fazla rahatsız olmuyordum. Ayrıca, artık onun da yakın arkadaşları olduğu için eskisi kadar peşimde de değildi. Gördüğüm kadarıyla Yoongi ve Eunwoo'yla çok iyi anlaşıyorlardı.

Ama yine de, tam anlamıyla peşimi bırakmış sayılmazdı.

Mesela, her sabah olmasa da hafta içleri en az 2 gün erkenden kapımıza gelip okula beraber gidip gidemeyeceğimizi soruyordu. Onu reddetmek benim için her zaman kolaydı; ama ben daha pijamalarımla beraber kapıda dikelirken, onun karşımda tam tekmil hazırlanmış bir şekilde jilet gibi gözükmesi ve sırf okul yolunu benimle beraber yürümek istediği için uykusundan erkenden kalkıp hazır bir şekilde kapıma gelmesini göz ardı edemezdim, edemiyordum da.

Sabahları okula beraber yürürken genellikle pek konuşmazdık. Nedeniyse benim uyandığımda çok huysuz olmamdı ve Jeongguk da bunu bildiğinden yol boyunca benimle konuşmaz, sadece yanımda yürür, okula vardığımız zaman da, iyi dersler hyung, diyerek el sallar ve yanımdan ayrılırdı.

Benimle vakit geçirmek istediğini biliyordum ve onu reddetmek istemiyordum ama bir yandan da onunla vakit geçirmek bana pek keyif vermiyordu. Yine de, artık bana karşı duyduğu sevgiye son derece saygılı olduğumdan bana sunduğu teklifleri olabildiğince geri çevirmemeye çalışıyordum.

Acaba onunla vakit geçirmek istemediğimi anlayamıyor muydu? Yoksa anlıyordu ama anlamamazlıktan mı geliyordu? İşte bu konuda herhangi bir fikrim olduğunu söyleyemezdim.

kâğıttan yüzükler ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin