13. bölüm son dokunuş 🍂

646 58 16
                                    

Herkese iyi okumalar ...

Yorumlarınızı okumaktan çok mutlu oluyorum...

Mevsimlerden Eylül, sonbahar yapraklarını sararıp dökerken dallarından ılık esen rüzgar camdan içeri süzülüyor.

Hastane odasında kendisine yapılan sakinleştirici sonrası uykuda olan Esma.

Diğer bir tarafta Ali'nin omuzlarına yüklenen yük iki çocuğuyla bir başına ne yapacağını bilemeyen bir Baba.

Ağlamaktan gözleri kan çanağına dönen başında müthiş bir ağrı ile hastane koridorunda bir sandalyeye çökmüş, ellerini başının arasına almış .Boş gözlerle yeri seyrediyor .

Omuzuna dokunan el ile irkilip başını çevirip baktığında annesinin yorgun ağlamaktan şişmiş gözlerine bakar.

Yüzünü sıvazlayarak derin nefes alır güç almak ailesini ayakta tutmak Ali'nin göreviydi.

"Karan , Leyya nasıl uyudular mı?"

"Uyuttum oğlum. Esma'nın yanına bıraktım..."

"Esma da iyi degil anne doktor yeni sakinleştirici yaptı. Yanına koymasaydın..."

"Haklısın oğlum ama ne yapabilirim çocuklar. Esma'nın kokusuna alışmış yanına koyduğum gibi gözlerini yumdu uyudular..."

"Alışmasınlar anne Esma bizimle kalıcı degil!..."

Nesrin, hanım oğlunu yatıştırmak için omuzuna eliyle bir kaç kere vurup "Tamam oğlum haklisin bunları şimdi konuşmayalım..."

"Ben gideyim anne beklemekle ele bir şey geçmiyor. Vefat nüfus müdürlüğüne gidip bildirim yapmam gerekiyor . Oradan konsoloslukta izin alıp havayolu şirketi ile görüşmem gerekiyor.

Zümrayı Türkiye'ye götürüp oradaki aile mezarlığına defin edeceğim ailesi burada define izin vermez..."

"Burada hastanede mi yıkayıp öyle mi götürelim..."

Ali bu söze sesini tonunu yükselterek karşı çıkar.

"Hayır. Bu hastanelerde Hıristiyanları yıkayıp mumyalayip öyle görmüyorlar, yada yakıyorlar. Zümra'nın bedenini onların değdiği yere degdirmem. Türkiye'ye gidip orada yıkanacak cenaze namazı orada kılınacak.

Konsoloslukta onay hemen verilir sizde toparlanın gidiyoruz..."

Diyip koridorda ilerlemeye başlar . Zümra'nın alındığı özel odaya gelip kapısını açar.

Odada muazzam bir koku mevcuttur.

Üzeri örtülü olan karısının başına geldiğinde bir kez daha kendini tutamaz yere diz çöküp yüzündeki örtüyü sıyırıp Karısının yüzüne kapanır.

Göz yaşları Ali'den Zümra'ya geçen son dokunuş son koklayış son öpüştü.

Solgun beyaz yüzüne dokundu, alnından öptü sırası ile burnundan yanaklarından çenesinden dudakları dudaklarında asılı kaldı.Kıpırdamadı Ali'nin dudaklarından bir fısıltı döküldü.

"Gitme...

Bizi terk etme bak çok güzel iki çocuğumuz oldu. Zümram kızımız Leyya sen oğlumuz Karan bana benziyor..."

Biliyordu sözler kifayetsiz giden geri gelmez.

Son kez dudaklarından öptü öpmeye doyamayıp alt dudağını ağzına alıp hapsetti..."

Kendini geri çektiğinde diz çöktüğü yerden zorlukla kalkıp sedyeye tutunarak Karısının yüzünü kapattı.

Ayaklarını süre süre odadan çıktı . Koridorda ilerlerken hastane kapısına geldiğinde bir çift gördü kucaklarında bebekleri Ali hayal etti bu kapıdan bizde bu şekilde çıkacaktık dedi içinden ..

PrangaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin