"Ayaaaazzzz!!" diye bir ses duyuyorum. Boşversene, dün gece o kadar yorulduktan sonra kim olsa bu derste uyur. Kafama tebeşir parçası yiyince sıçrıyorum birden. "Ne yapıyorsun yeni konuya geçiyoruz Ayaz, uyumanın vakti değil. " Bu Büşra hocam hikayemi ve neler yaşadığımı tek bilen kişi ve kardeşime o bakıyor; gerçi onun kız kardeşi bakıyor fakat bu gerçeği değiştirmez. "Özür dilerim. " diyor dudaklarım sanki zorla söylüyormuş gibi. "Özür dileme. Sadece tahtaya odaklan tamam mı?" Dedi bana, fakat çok yorgunum.
Ufak bir kestirme daha-
"Ayaz teneffüs de rehberlik odasına gelir misin?"
Hassiktir dedim kendi kendime. İki gram uyku için disiplin yemek. Bravo bravo Ayaz, mükemmel şimdi onca derdin arasından birde bu.Zil çalar çalmaz mecburen odaya yürüyorum tırsarak. Kapıyı yavaşça açıyorum, orda oturuyor sağ elinde hafifçe yudumladığı çayı; sol elinde zarifçe sayfalarını değiştirdiği kitabı kusursuz bir birleşimdi bu kadın. Beni fark etti ve "Hoşgeldin Ayaz geç otur." dedi. Bana sorunun ne olduğunu, neden uyukladığımı ve neden Sıla'yı o gece almadığımı sordu. Ona işte mesaiye kaldığımı ve kardeşimi almak için saatin çok geç olduğunu bu yüzden de onları rahatsız etmek istemediğimi söyledim. Ayağa kalktı, koltuğumun kolluk kenarına oturdu ve başımdan sarıldı ve: "Mükemmel bir abi, mükemmel bir insansın. Bu iyi niyetini hiç kaybetme olur mu?" dedi. Belki bize bakan bir anne baba olsaydı şuan bunların hiçbiri yaşanmayacaktı. Ne kardeşime bakıcılık yapması için öğretmenimi kullanıyor olurdum ne de çalışmama gerek olurdu. Yanağımdan bir gözyaşı süzüldü."Hadi git elini yüzünü yıka ve derse biraz daha odaklan. " dedi. Uyuduğum için tekrardan özür diledim ve odadan ayrıldım. Bir ders sonra okul günü bitti ve benim için iş vaktiydi. Çantamı alıp çıktım. Kardeşim zaten öğretmenimin evindeydi o yüzden endişelenicek bir durum yoktu.
O sırada Büşra eve gitmişti. Kapıyı çaldığında kardeşi Alev ona sarılıp "Hoşgeldin abla. " dedi. Büşra "Hoşbuldum. Sıla uyuyor mu?" diye sorunca kıyamet koptu. "Her zamanki gibi. Şu piçlere bakmayı ne zaman bırakacaksın? " diye sordu Alev. Büşra ise onun bu tavırlarına alışmış ve hep alttan alıyordu. "Kes sesini, onlara yardım etmek zorundayım. Ailesi terketmiş bir çocuğa benden başka kim yardım edebilir?" dedi, Büşra Alev'e. Alev ayaklarını vura vura odasına çekildi. Büşra da salona geçti. Üstünü değiştirdi, yavaşça eteğinin yanındaki fermuarı açtı ve üstünü giyindi. İki veya üç saat sonra işten çıktım ve Sıla'yı almaya gittim. Hep aklımda o kadın vardı. Beni sadece sıradan bir öğrenci olarak görmesi çok üzücü, oysaki ben onun güzelliğine, gülüşüne, kokusuna, saçlarına, ipeksi tenine her şeyine aşık olmuştum. Aklımda bu düşünceler varken, yavaşca kapıya vuruyorum. "Hoşgeldin canım, gel içeri üşütme. " dedi. İçeri girdim yavaş adımlarla. Geçtim ve kanepeye oturdum, o da bana her zamanki tatlı gülüşüyle baktı. "Sen otur ben mutfakta sana çay getireyim" dedi. Çok heyecanlıydım bugün sanki biraz daha farklı gibi. Büşra daha çok ışıldıyor, sanki her görüşüm de daha da güzelleşiyor ve bana karşı daha şefkatliydi.
Acaba şuan o mutfağa girsem ne olurdu?
Arkasından sarılsam ve oda bana karşılık verse?
Bunları düşünür düşünmez heyecan bastı, öz güvenli davranıp onunla beraber olmak istemem normal mi?
Kendi kendime sorular sorup cevaplarını hızlıca oluşturuyordum.
Denersem eğer her şey olumsuz gidecekti fakat ya gitmeseydi?Kendimi ikna etmiştim.
Birden patlayan öz güvenim ile ayağa kalktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ayazda Bir Gece
Romance"Büşra daha çok ışıldıyor, sanki her görüşüm de daha da güzelleşiyor ve bana karşı daha şefkatliydi. Acaba şuan o mutfağa girsem ne olurdu? Arkasından sarılsam ve oda bana karşılık verse? Bunları düşünür düşünmez heyecan bastı, öz güvenli davranıp o...