*1 yeni mesajınız var.
Büşra: Ya şimdi gel, ya da hiçbir zaman.
Bu da ne lan? Ne demek bu? Bu ne anlama geliyor? Cevap vermeli miyim?
En iyisi ne demek istediğini sormak.
Ayaz: Bu ne demek?
Büşra: Sana ihtiyacım var.Bu bir davet mi? Beni mi istiyor?
Kafam çok karıştı ama istesem de gidemem ki yanına. Ne kadar aşık olsam da, kardeşim uyuyor. Ya karnı acıkırsa yada başka bir şey için ağlarsa?
Sonucu ne olursa olsun gitmemeliyim.Ayaz: Özür dilerim, kardeşim uyuor onu evde bırakıp gelemem.
Bunu yazdım ama daha önce Sıla hiçbir zaman gece ağlamamıştı. Atacağı mesaja bakmadan uyumam gerek.
Yatağa yattım ve kendimi iğrenç hissederek olmayan uykumla uyumaya çalıştım.
Telefon bildirimleri telefonu titretiyordu. Biliyorum, fakat gidemem, gitmemeliyim.Bir dakika geçti geçmedi bilmiyorum ama telefonumun titremesi hala geçmedi. Bu kadar mı istiyor beni?
Hayır Ayaz bu düşüncelere odaklanma.
Telefon çalıyor.
Telefonu elime alıp baktım, arayan Büşra'ydı.Telefonu açıp ona neden gelemeyeceğimi söylemem gerek sanırım.
"Alo?"
*ağlamaklı* "Sana ihtiyacım var..."
"Bekle beni geliyorum. "Ne dedim ben? Oooooooooooofff offf amına koyayım ya. Neden kendimle çelişiyorum? Daha demin ne dedim şimdi ne yapıyorum?
Sikerim sorgulama şimdi kendini, aşık olduğun kadın ağlayarak seni istiyor, sen ne yapıyorsun. Bekle beni Büşra geliyorum.O an ne yaşadığımı veya ne düşündüğümü bilmiyorum ama çok fena kapılmıştım o kadına.
Kapıya sadece bir kere sertçe yumruk attım.
Büşra yavaşça kapıyı açtı, içeri girdim ve kapıyı sertçe iteleyerek kapattım."A-ayaz." dedi ağlayarak.
O kadar güzeldi ki. Nasıl onu reddedebilirim. Cenneti bilmem ama bir cennetim olsaydı, oradaki "Huri" o olurdu.
Ona sarıldım. Ona o kadar sıkı sarıldım ki, sanki onu kaybedecekmişim gibi, yarın yokmuş gibi, sanki son sarılmammış gibi..
"Sana bunu kim yaptı?" diye fısıldadım kulağına. Ona ne kadar sevgim varsa onun kadar da bir sinire sahiptim artık. Ona bunu kim yaptı bilmiyorum ama Allah ona merhamet gösterse iyi olur, çünkü ben göstermeyeceğim.
İkinci kez sordum "Sana bunu kim yaptı?"
Yavaşça kulağıma yakınlaştı ve "Sen yaptın." dedi. Ondan ayrıldım ve "ne?" dedim.
Yavaşca bana yaklaştı, o kadar yaklaştı ki nefesini duyabiliyordum. Onu belinden kavradım ve onu öptüm. İlk seferkinden o kadar farklıydı ki, sanki göğsümde bir volkan vardı ve her patlamasında onun ismini haykırıyordu.
Öpüşmeyi bıraktığımızda bana "Sana çok aşığım." diye fısıldadı. Onu tekrar öptüm ve elimi kalçasının yanına doğru indirdim. "Hayır, yapma. " diye fısıldadı kulağıma. Neden korkuyordu ki, ikimizde birbirimizi seviyorduk, onu alıkoyan neydi?
"Neden?" dedim. Elini ağzıma kapattı, ne yaptım ki, sadece neden diye sordum.
"Alev kanepede uyuyor o yüzden şimdi git." dedi. "Hayır gitmeyeceğim, yanında olmak, seni daha iyi hissettirmek istiyorum, seni istiyorum Büşra." dedim. "Yapma lütfen, kimsenin öğrenmemesi lazım riske giremeyiz, lütfen git. " dedi.
İlk defa lütfen diyen birisine karşı koymuştum o gece. Onu tekrar öptüm, bana git diyordu ama oda bunu çok istiyordu. Yavaşça giyindiği mor kazağı çıkarttım. Onu döndürdüm ve sütyenin kancasını çıkarttım.
Ellerini kazağımın içine soktu, o kadar sıcaktı ki elleri.Onu kucağıma aldım ve odasına doğru gittik yavaşça. Umarım Alev'in uykusu derindir.
Yatağa oturdum ve oda hala kucağımdaydı. Ellerimi belinden kalçasına doğru indirdim ve pijamasını çıkarttım. Kazağımı çıkarttım ve artık göğüslerimiz birbirine değiyordu. Öpüşerek uzanmıştık yatağa. Pantolonumun kemerini açtı, yavaşça içine almıştı. O kadar sıcaktı ki, közden, kor ateşten bile daha sıcak. Tüm kontrol ondaydı ve kendini daha sessiz inlemeye zorluyordu.
Onu çevirdim ve kontrolü kendim aldım. Kendini o kadar zor tutuyordu ki ses çıkarmamak için, onu öpüp onu susturmaya çalışsam da yinede çok ses çıkıyordu.
Yüz üstü yatıp kafasını yastığa gömdü. O kadar mükemmel bir vücudu vardı ki, yaptığı her hareketten tahrik oluyordum.
İkimizde zirveye ulaşmıştık artık.
O kadar bitkin düşmüştük ki. İkimizinde aynı anda banyoya girmesi gerekiyordu teker teker girersek sıkıntı olabilirdi. Gerçi aynı evde yaşasaydıkta beraber duşa girerdik. Yatakta kalıp dinlendik, hayatımız çok daha farklı olacaktı artık. Her şey farklı olacaktı.
Eve gitmem gerekiyordu, kardeşimi yalnız bırakarak çok iyi bok yemiştim zaten. Büşra'ya duştan sonra eve gitmem gerektiğini söyledim.
"Ben de seninle geleceğim, bu günün sabahı seninle aynı yatakta uyanamazsam ne anlamı kalır ki." dedi. "E ama Alev-"
"Merak etme." dedi.Duştan çıktıktan sonra hazırlanıp gitmiştik sessizce. Araba ile gitmiştik, neyse ki eve vardığımızda Sıla uyuyordu. Gerçekten çok yorulmuştuk ve benim yarın işe gitmem gerekiyordu. Evet pazar günleride işe gidiyorum, umarım kardeşime yeterince iyi bir abi olabiliyorumdur.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ayazda Bir Gece
Romance"Büşra daha çok ışıldıyor, sanki her görüşüm de daha da güzelleşiyor ve bana karşı daha şefkatliydi. Acaba şuan o mutfağa girsem ne olurdu? Arkasından sarılsam ve oda bana karşılık verse? Bunları düşünür düşünmez heyecan bastı, öz güvenli davranıp o...