Yavaşça ona yaklaştım. Ve onu öptüm. Öpüşme değildi sadece onu öptüm ve geri çekildim. Bana baktı, aramızda hala yakın bir mesafe vardı. Aldığı nefesi duyabiliyordum. Büyük ihtimalle her şeyi berbat etmiştim. Şuan bu ortamdan nasıl kurtulacağımı, eve nasıl gideceğimi ve hatta onunla tekrar nasıl konuşacağımı bilmiyordum. Aynı anda çok fazla şey düşünmekten bayılacaktım.
Ama en azından ona konuşarak açılmak yerine onu öpmüştüm.
"Ayaz.." dedi, çok kısık bir sesle. Ne söyleyeceğimi, ne yapacağımı bilmiyordum. Cevap versem ayrı rezillik, vermesem ayrı aptallık.
Sanırım en iyisi koltuğun en ucuna geçmek ve Sıla uyanana kadar beklemek.
Ondan uzaklaştım, Alev Sıla'yı getirene kadar bekledim.Saat:22.00
Kapı açıldı, Alev kucağında Sıla'yla geldi ve "Hadi git bakalım abine." dedi.
Sıla'yı alır almaz kapıya doğru ilerledim.
Alev kapıyı açtı "Bu ne gitme isteği, o kadarda kötü davranmadım sana. " dedi gülerek."Evet" dedim yalandan gülerek. "Ne oldu, iyi misin?" dedi Alev.
"Evet iyiyim, sadece biraz uykum var, her neyse iyi geceler görüşürüz. " dedim ve o evden ayrıldım.Bir iki adım yürüdükten sonra klasik sorgulama seansı başlamıştı, ama bu sefer tek soruydu;
Ben ne yaptım?
İçimden haykırıyordum, neden öyle bir şey düşündüm ki?
İçimdeki pişmanlığı ne dışarıya haykırabiliyordum, ne de içimde sessiz kalabiliyordum.
Yapacak tek şey eve gidip uyumak.
Eve geldiğimde tek isteğim uyumaktı. Sabah olduğunda biliyorum hiçbir şey düzelmeyecekti.
Asıl önemli olan şey; kardeşimi kime bırakacaktım? Nasıl işe gidecektim?Yarın kardeşimi oraya bıraktıktan sonra hızlıca oradan kaçıp işe gitmek en iyisiydi sanırım.
Şimdi biraz uyumam gerek. Kardeşimi uyuttuktan sonra uyumam biraz zaman alsa da yinede en sonunda uyuyabildim.Sabah kalktığımda elimi yüzümü yıkadım, dişimi fırçaladım ve kardeşimi kucağıma alıp dosdoğru onların evine gittim.
Kapıya üç kez elimle hafifçe vurdum. Kapıyı açan Alev'di neyse ki onunla konuştuğumda Büşra'nın işe gittiğini söyledi. Bugün cumartesi fakat öğretmenler cumartesi de okulda işleri olduğu için garip değildi.
Bugün fazladan para alacaktım ve kardeşim için biraz geç de olsa bebek arabası almam lazımdı.
İş yerine vardığımda her zamanki gibi Ümit usta beni gülerek karşıladı. Babam bile beni sevmezken bu adamın beni bu kadar çok sevmesi çok komiğime gidiyordu.
"Usta yine mi bu araba burda ya?" dedim.
"He yav be. Bıhtık artık bu garılardan da araba kullanmalarından da" dedi. Ümit usta genelde çok şen şakrak bir insandır, ne zaman iş yerinde bana kızan olursa, biri bir şey derse her zaman onları kovalardı.
Tek beni seven adam Ümit ustaydı burada."Ne oldu usta bu sefer ne yapmış bu arabanın sahibi?" dedim.
"Ula a bu garı arabaya motor yağı yerine su goymuş, arabanın ağzına sıçmış." dedi
"Usta gelir gelmez motor mu indirilir ya?" dedim. "Valla Ayaz'ım bilisen bende sevmiyem. Ama yapacak bir şey yoktur." dedi. Biraz daha muhabbet ettikten sonra motoru indirdik.Saat:18.00
"Ümit usta ben gaçıyam bir şey diyisen?"
"Ula Ayaz'ım beni bi sen güldürüsen. İş başlangıcı Istanbul beyefendisi gibi gonuşusan, giderken de şive takınısan. Yok demiyem bişe dikkat et gendine oğlum." dedi gülerek. Paramı aldım ve herkesle görüşerek çıktım.Oradan giderken tekrar düşünmeye başladım. Büşra'yı arasam; bebek arabası alacağımı ve biraz gecikeceğimi söylesem olur muydu?
Yavaşça tuşlara basarak onu aradım.
"Alo?"
"Şey ben Sıla için bebek arabası alacağım da sizde biraz daha kalsa sorun olur mu?"
"Neredesin sen?"
"Şimdi iş yerinden çıktım"
"Hava soğuk, kapalı bir yerde bekle. Seni almaya geliyorum."
"Hassiktir"
"Ne?"
"A- şey yok bir şey tamam görüşürüz"Telefonu kapattım ve bekledim.
Araba yanıma yaklaştı, sanki film sahnelerinde ki gibi cam açıldı ve bu soğuk, bulutlu havada güneş gözlüğü takan Büşra bana baktı.
"Hadi gel. " dedi ve gülümsedi. Arabaya bindim ve yola çıktık.Sanki daha önce bir şey olmamış gibi bana "Her zamanki şarkı mı?" diye sordu.
"Evet." dedim sessizce. Müzik çaları açtı ve en sevdiğim müzik olan Yıldız Tilbe'nin "Vazgeçtim" şarkısını açtı.Müzik çalarken hiç konuşmadık, o sırada da AVM'ye gelmiştik zaten.
"Evet nasıl bir araba alacağız?" diye sordu Büşra.
"Rahat bir şeyler, paradan yana sıkıntım yok sadece biraz daha garantiye getirmek için geciktirdim. Normalde bir veya iki hafta önce alacaktım." dedim.
"Neden bana söylemedin?" dedi.
"Söylesem benim yerime alackmıydın?" dedim.
"Evet!" diye bağırdı AVM'nin ortasında.
Bende "İşte bu yüzden söylemedim." dedim. Değişik bir bakış atıp güldü ve yavaşça bir bebek mağazasına girdik.O kadar bakındıktan sonra güzel, rahat ve katlanılabilir bir bebek arabası almıştık. Aramızda geçen şeyden sonra normal bir gün geçirmiştik. Demek bundan sonra hiçbir şey olmamış gibi davranacaktık. Neyse sorun değildi artık, aramızın soğuk olmasındansa böyle olmasını tercih ederdim.
AVM'den çıkınca bebek arabasını katlayıp arabanın arka koltuğa yerleştirmiştim.
Tekrar arabaya binip aynı şarkıyı açtıktan 20-25 dakika sonra beni evimin önüne bırakmıştı.
"Evet. İşte geldik" dedi.
"Evet. " dedim.
Aramızda bir gariplik vardı. Hani olurdu ya filmlerde, kız ve erkek birbirlerine bakarlar ama erkek onu öpmeden çekip gider.
İşte aynısını ben yapmıştım çünkü aramızın gene o şekilde olmasını istemiyordum. Orada Büşra da bana baktı ve bekledi, belki de gerçekten onu öpmemi bekledi fakat riske atamazdım.Biraz kardeşimle ilgilendikten sonra onu uyuttum ve balkona çıktım. Sıla hiçbir zaman normal bebekler gibi olmadı, hiçbir zaman gece beni ne uykumdan uyandırdı, ne de kolay kolay ağlıyordu.
O soğuk havada birkaç saat geçirdikten sonra yatağa doğru yol aldım.
Yatağın üstüne yattıktan sonra saate bakmak için telefonumu açtım.Saat:00.04
Telefonun ışığını kapattım ve uzanıp gerildikten sonra tam gözlerimi kapatacakken-
*1 yeni mesajınız var.
Büşra: Ya şimdi gel, ya da hiçbir zaman.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ayazda Bir Gece
Romance"Büşra daha çok ışıldıyor, sanki her görüşüm de daha da güzelleşiyor ve bana karşı daha şefkatliydi. Acaba şuan o mutfağa girsem ne olurdu? Arkasından sarılsam ve oda bana karşılık verse? Bunları düşünür düşünmez heyecan bastı, öz güvenli davranıp o...