Yen Hayat - 9

17 2 1
                                    

"Şansına sokayım, uğursuz herif! Bölgeni değiştirdiğin ilk günde başımıza gelene bak..." Basabe alaycı bir gülümsemeyle Saleem'e bakıyordu. "Yoksa Judas mı uğursuz olan?" diyerek ekledi. Saleem de Judas'a dönerek:

"Kusura bakma Judas ama adam haklı. Hadi çık işin içinden şimdi." dedi. İkisinin de durumu ciddiye almıyor olması, ya ölümü şimdiden kabul etmiş olduklarını ya da bu küçük orduyu yok edebileceklerine inandıklarını düşündürttü Judas'a. "Üzgünüm beyler, elimde olsaydı böyle bir olaya çekmezdim sizi, beni bekleyen bir karım var sonuçta." diyerek onlara katılmaya çalıştı. Basabe atından inerek "Pekala beyler, silahlarını yere atın bakalım. Kavgaya girmenin bizim lehimize sonuçlanmayacağı konusunda hepimiz hemfikiriz sanırım." dedi. Judas içinden "Pek sayılmaz aslında" diye geçirse de bunu sesli bir şekilde söyleyemedi. Atından inip kılıcını yere bıraktı ve ellerini kaldırdı. Basabe haydutlara dönerek "Hey! Saldırmayın! Silahlarımızı bıraktık, bir anlaşma önerimiz var!" İçlerinden at sırtında olanlardan biri öne çıkarak dörtlü etrafında yavaş adımlarla atını sürmeye başladı. Bu esnada haydutlardan birkaçı da yerdeki silahları topluyor ve atlara el koyuyordu. "Anlaşma mı? Ne anlaşmasıymış? Ne önerebilirsiniz ki bize?"

Basabe bandanalı kolunu göstererek, "Bak. Bendeki ve bu adamdaki bandalar üst rütbeyi temsil ediyor. Bizler Jade için değerli kişileriz. Eminim sağ salim dönüşümüz için Jade size iyi para verecektir." dedi. Adam karşılarına geçince atını durdurdu, hafifçe eğilerek bandanalara baktı. Başıyla işaret ederek: "Peki ya diğer ikisi?" Saleem elini sağında duran Judas'ın omzuna koyarak "Bu adamlar acemi, ancak onlara zarar gelecek olursa anlaşma falan olmaz." Adam Judas ve diğer acemiyi biraz süzdükten sonra omuz silkerek "Aman iyi. Adamlarımdan biri gidip elimizde olduğunuzu bildirsin o halde. Adamım geri gelmezse ya da verdikleri teklif düşük olursa veya hiçbir teklif olmazsa, ölürsünüz." dedi.

"Adamınız geri falan gelmez." dedi Basabe gözlerini devirerek.

"Ne demek şimdi o?"

"Bir haydut, kasabaya yaklaşacak ve bizimkilerin de 'Gelsin bakalım, acaba ne diyecek?' diye düşüneceklerini mi sanıyorsun? Komik adammışsın sevdim seni. Menzile girdiği an ok yağmuruyla yüzünü yıkar adamın."

Adam yüzünü buruştururak: "Önerin?"

"Acemileri yollayalım. Gidip haber versinler. Durumun ciddiyetini en iyi onlar biliyor sonuçta."

"Yalnızca biri gidebilir."

"Ah. Hadi ama! Bu adamların hiçbir değeri yok!" Judas'a "Alınmıyorsun değil mi dostum, senin için uğraşıyorum sonuçta" diye fısıldadıktan sonra göz kırptı ve devam etti: "İkisi birden gitse ne olur?".

"Olmaz, sadece biri diyorum. İsterseniz anlaşma falan olmasın, gebertelim sizi olsun bitsin. Ne de olsa en başından beri planımız bu. İki rütbeliyi bir arada yakalamışız sonuçta."

"Peki tamam, istediğiniz gibi olsun sadece biri gitsin." Basabe, tekrar Judas'a dönerek: "Pekala dostum, doğru bizim bara git ve oradakilere durumu anlat, onlar doğruca lidere gid-"

"Dur. Ben kalıyorum, bu arkadaşımız gitsin."diğer acemiyi işaret ederek Basabe'nin lafını yarıda kesti Judas.

"Ne demek o gitsin?!" diye lafa daldı Saleem. "Dostum, senin bir karın var, daha gençsiniz, götünü kurtarmaya çalışıyoruz burda ve dediğin lafa bak."

"Bu adamın da bir ailesi yok mu peki?"

"Hey bak. Ben bu arkadaşı tanımıyorum tamam mı? Sadece adam lazım olduğu için işi gereği bizimle gelen bir üye, o kadar. Herkesin ailesini düşünecek değilim. Öyleyse anaları babaları üzülmesin diye haydutlara da saldırmayalım ha, ne dersin?"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 22, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

İlk ve Son Biz'izHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin