1.Bölüm: Bir Başlangıç

79 9 1
                                    

Başlayalım mı?

《》

"Baba lütfen üzülme ben iyi olacağım" Babamı ilk defa böyle üzgün, tepkisiz ve halsiz görüyorum. "Baba bu günler için eğittin beni unuttun mu yoksa?" Babama sarılmak için ellerimi uzattığımda beni şaşkına çevirecek bir şey yaptı benim ona sarılmamı engellemek için geriye çekildi. O sırada annem arkadan seslendi.

"Kızım babanı rahat bırak ayrıca böyle konuşmaya devam ederseniz okula geç kalacaksınız"

Evet. Doğru okula geç kalacaktık babam anneme kafasını salladı ve bana bakmadan kapıya doğru yürüdü.

Anlamıyorum ben onlar için hiç bir şey miyim? ben işe yaramaz mıyım? Babam ben küçükken hep beni işe yaramaz diye çağırırdı ismimi hiç bir zaman onun ağzından duymadım. Bazen diyorum belki de bana zarar gelmesini istemiyor bu yüzden böyle yapıyor ama her zaman umudumu tüketiyor. Hani şey vardır ya meyve suyu kutusu içersin içersin sonuna gelince bir yere atarsın ona ne olacak hiç umurunda olmaz.

Ben bir meyve suyu kutusuyum hiç bir zaman duyguları olmayan işi bittikten sonra atılan bir meyve suyu kutusu.

Bu gün kendim için bir şeyler yapan bir meyve suyu kutusu olacağım. Bir şeyler başaracağım yani öyle olması gerekiyor öyle olmazsa o meyve suyu kutusu  ezecekler  ama eğer başarırsam meyve suyu kutusu geri dönüşüme uğrayabilir.

Babamın arkasından bende kapıya doğru yürüdüm yere baktığımdan dolayı ayrıca biraz da sakarlığım tabi kapıya çarptım büyük bir ses çıktı. Ben bir demir kadın olmalıyım. Beni takmadılar.

Arabanın kapısına geldiğimde annem bana seslendi. "Janset"

Janset ne kadar güzel bir isim değil mi? Ailemin bana koyduğu o isim. nefret ettiğim o isim. Anlamı güzel olmasına güzeldi ama yaşattıkları, yaşadıkları kötüydü bu ismin. Benim kendime koyduğum yeni bir ismim vardı ve janset ismini artık ağzıma bile almıyorum.

 Bu isimi kullanmamaları gerektiğini onlara söylemiştim. Hem de bir çok kez. Sinirle arkamı döndüm " Kızım yani Afra çantanı unutmuşsun" Babamda kafasını sanki ah benim salak kızım dermiş gibi iki yana salladı ve arabaya bindi. 

Koşarak annemin yanına ilerledim. Kulağına doğru eğildim "Bir daha bana o isimle seslenirsen o çok korktuğun şeyi yaparım. Anladın mı beni?"

Annem hemen çantamı koluma tutuşturdu ve içeri girdi. Babam arabaya çoktan binmişti. Bende arabaya bindim. Arabada sadece şu geri zekalı gibi alınan araba kokusu var. Hassas bir burnum var. Ayrıca arabada bir ölüm sessizliği vardı eğer konuşursam sanki beni öldürürlermiş gibi hissediyorum.

Anlamıyorum. Babam neyden bu kadar çok korkuyor. Bazen gerçekten diyorum bunlara katlanmam mı gerekiyor? Bu güne kadar çok şey yaşadım bir sürü iltifat aldım desem yalan olur çünkü bunun tam tersi bir sürü hakaret bir sürü kötü laf. Babam benim için endişeleniyor ama yapabileceği çok bir şey olmadığının farkında. Zaten bir şey yapabilecek olsa da yapmaz acı çekmemi ister. Belki diyorum bir gün beni sever ama mümkün değil. O hep benim gibi işe yaramaz bir çocuk değil yetenekli bir çocuk istiyor. Ama maalesef babacım benle yetinmek zorundasın. 

Ben derin düşüncelere dalmıştım ki babamın korna sesiyle havaya sıçradım " Geldik" dedi o soğuk sesiyle. Onun yüzüne bile bakmadan arabadan indim. Belki de yeni bir hayata başlayacağım o okula geldim.

Zümrüt üniversitesi. Ben hukuk bölümüne kayıt olmuştum. Birazcık okula mal mal bakındım sonra telefonum arka cebimde titremeye başladı.

Telefona bakmadan da kim olduğunu tahmin edebiliyordum. Peri en yakın dostum yani tek dostum.

imkansızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin