4. Bölüm: Eski acılar

33 4 1
                                    

Bu bölüm hepinize eski yaşantıları unuttursun 

☆☆☆☆☆☆

Bazı acılar vardır insana kendisinden
nefret ettirir. Bazı acılar vardır başkalarından nefret ettirir. Acının türleri vardır aşk acısı, yemeğin acısı, düştüğümüzde olan acı ve daha bir sürü acı türü. Ama kim olursa olsun insan başka bir insana "Canım acıyor" dedirtmemeli. İnsanın acısını, kederini ve üzüntüsünü ancak insan geçirebilir siz siz olun kimseye acı çektirmeyin.

"Çok güzel şarkı söylüyorsun ama bence insanları rahatsız ediyorsun"

Gördüğüm Denizdi neden buraya gelmişti ki hem onun sevgilisi yok mu gitsin onun yanına hem insanları nasıl rahatsız ediceğim ben.

Anlamamış gözlerle ona baktım o da evleri gösterdi gösterdiği tarafa doğru baktığımda herkes bana bakıyordu çok utanmıştım hemen denize doğru döndüm ama o kahkaha atmaya başladı

"Ne var ne oldu ne gülüyorsun bir şey mi var" kahkahasını durdurdu. Önce beni baştan aşağıya süzdü sonra söze girdi "Evet bir şey var domates" dedi ve yine gülmeye başladı "Ne domatesi ya"
Şaşkın şaşkın ona bakıyordum "Yüzünden bahsediyorum kıpkırmızı oldun" kaskatı kesildim ona hala bakıyordum sonra arkamı döndüm ve yürümeye başladım. Arkamdan bir ses daha duydum yine Denizin sesiydi "O arkadaşına bunun hesabını sorucam bunu bilesiiin" İzlediğim diziyi nerden biliyor bu.

Köşeyi döndüm yine kulağıma  kulaklığımı takıp yürümeye devam ettim.

🖤🤍

Eve geldiğimde evin önünde siyah bir araba vardı bu arabayı nerde görsem tanırım hala değiştirmemiş mi bu canın arabasıydı içerdeki konuşmaları duyabiliyordum Can konuşmaya başladı "Bana ödiyemiyeceğiniz kadar çok borcunuz var ama eğer kızınızı bana verirseniz fazlasıyla parada veririm borcunuzun üstüne" O günkü acılarıma geri döndüm canım çok acıyordu hemen bu zamana döndüm. Annem ve babam yine aynı şeyi yapmazlardı sanırım.

Babam hemen lafa girdi "Üstüne ne kadar para vericeksin" Evet beni satıyorlardı benim hemen burdan uzaklaşmam lazım koşmaya başladım Perinin evini biliyordu ama başka gidicek hiç bir yerimde yoktu koşabildiğim kadar koştum en sonunda denize geldim. Bir bank gördüm ve oturdum etrafta kimse yoktu

Ağlamaya başladım hıçkıra hıçkıra hemde ayağa kalktım ve "beni yine satıyorlar" diye bağırdım. Dizlerimin üzerine düştüm çok yorgundum bu hayat beni yoruyordu. Ayak sesleri duydum göz ucuyla bile bakmadım hala  ağlıyordum.

"Ağlayınca çok çirkin gözüküyorsun be" bu nasıl bir yaklaşım böyle bu denizdi evet beni mi takip ediyordu. ayrıca ağlayan bir kıza ağlama der diğer erkekler ama deniz çirkinsin diyor. Hiç ağzımdan çıkmayacak bir cümle dedim "Gerçekten çirkin mi gözüküyorum" gözlerimdeki yaşları sildim ve eski halime geri döndüm

"Yani ben seni karanlıkta görsem böyle korkudan ölürüm herhalde" dedi yüzüme dokundum ve makyajımın dağıldığını anladım çantamdan pamuk ile ayna çıkardım ve yüzümü temizledim o sırada Deniz beni izliyordu konuşmaya başladım ama sanırım sesim kısılmıştı.

"Sen niye burdasın sevgilin filan yok mu senin git onun yanına. Yoksa sen beni mi takip ediyorsun ayıp yani."
Sevgilisi olduğunu biliyordum ama yine de onun ağzından duymak istedim

"Taramalı tüfek gibi konuşuyorsun ama sorularını yanıtlıyacağım hayır sevgilim yok. seni takip ediyorum evet çünkü böyle güzel bir parıltıyı ilk defa görüyorum" şaşırdım "Parıltı mi benden olsa olsa el fenerinin parıltısı olur ayrıca sevgilin yoksa o kız kimdi?"

imkansızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin