8.Bölüm
"Senin burda ne işin var Jungkook?"
Kızlarda içerden Jungkook kelimesini duyar duymaz kapıya fırladılar. Lesya bir süre sonra heyecandan nefes almayı bıraktı."O-oha gerçekten Jungkook."
Ve gitti. Lesya bayıldı."Ahh! Lesya kalk. Eun-Su yardım
etsene ne bakıyon öyle öküzün tirene baktığı gibi ya!!"
Hye-Jin yerden kalktı ve bu seferde ikinci şok olan Jungkook'a baktı."Ahh Jungkook se-..."
Hye-Jin sözlerini bitiremeden Jungkook Hye-Jin'in dudaklarına yapıştı.
Ayrıldığından Lesya uyanmıştı ama olanları görünce tekrar gitti.
"J-jungkook yapma yaa!! Sen sarhoş musun? Bir tepki falan ver bir şey söyle çıldırdım ya. Gel içeri. Biri görecek şimdi."
...
Herkes içeri geçmişti. Genelin aklında olan sorular cevaplanmadan havada kalmıştı. Hye-Jin Jungkook'un neden geldiği merak ederken. Lesya hala Jungkook olayının şoku içinde olanları sorguluyordu. Eun-Su neyi mi merak ediyor. Geçmiş olsun o artık bizle değil. Kendi hayal dünyasında en son ahırda atları sayıyordu.
"Hye-Jin bir yerden tıs tıs diye ses geliyor ne bu ben hayal mi duyuyorum?"
O sırada Hye-Jin uyandı tabi biraz zor olsada.
"Ocak...çay... ayyy."
Dedi ve fırlayıp mutfağa gitti. Suyun kaynayıp çaydanlıktan taşan kısımların ocağı söndürmesinden gelen seslerdi bunlar.
Neyseki o hayaller dünyasında olan Eun-Su hala dış dünyayı duyuyor da. Çoktan sönmüş ocakla gaz zehirlenmesinden öleceklerdi yoksa.
Sonra Jungkook geldi ve mutfağı toplamaya çalışan Hye-Jin'e arkasından sarıldı.
Kafasını boyun kısmına doğru eğdi. Hye-Jin'in ev kıyafetleri biraz açık olduğu için üstünde giydiği tişörtünde omuz kısmı açıktı. Jungkook da onun boynuna küçük küçük öpücükler koydu."Jungkook yapma." Dedi Hye-Jin ve Jungkook dan tarafa döndü.
"Neden Hye-Jin? Sen eşinin kızmayacağını çünkü sana güvendiğini söylemiştin. Ah pardon gerçek eşin değil değil mi?"
"NE! S-sen bunu nerden-."
"Nerden mi biliyorum? Sabah seninle tam burada konuşurken Tae Hyung duymuş sonrada Jin Hyunga neler olduğunu sordu. Jin Hyung en başta anlatmadı ama Tae Hyung zorlayınca anlatmak zorunda kaldı."
"Ve sende onlar konuşurken dinledin öyle mi?"
"Evet çünkü benim ve senin hakkındaydı. Ayrıca sabahta Min-Soo geldiğinde yere düşürdüğün yüzüğünü parmağına ben taktım. Biz Kore erkekleri kıskancızdır. Hele ki o eşin olsa çoktan bana bir yumruğu patlatması gerekiyordu. Ki o tam tersi bana çok sevecen bir şekilde yaklaştı. Surat bile as-."
"Jungkook yeter!"
"Neden ağırına mı gitti? Gittsin Hye-Jin. Peki benim duygularım. Onlara ne olacak, orada sana öyle karıcım falan filan diye konuşurken bana ağır gitmedi mi sence?"
Hye-Jin duyduklarına çok üzülmüştü. Gözünden bir yaş düştü.
"Jungkook ben sadece sana zarar gelsin istemedim. Hepsi bu."
Sözünü söyledikten sonra Hye-Jin'in bakışları yere düştü."Hye-Jin bana bak. Bana bakar mısın lütfen, ağlama."
Kafasını kaldıran Hye-Jin Jungkook'a baktı ve onunda ağladığını gördü."Sence sen benim işimden daha önemli değil misin? Ne olabilir ki? Kimseye söylemez bir süre sonra yasaklar hafifletilince açıklardık."
"İşte herşey öyle kolay olmuyor Jungkook."
"O ZAMAN BANA NEDEN HASTANEDE UMUT VERİR GİBİ KONUŞTUN HM! NEDEN?"
Jungkook'un sesi yükselmişti. Öyle olduğu için kızlar içeriden kalkıp geldiler."Hey ahbap orda dur bakalım Jungkook falan demem döverim seni anladın mı? Kuzenime bağıramazsın."
"Aynen öyle. Konuşacaksanız ilk önce sakinleş." Diye ekledi Eun-Su.
Jungkook da kafasını yerden kaldırdı ve Hye-Jin'e baktı.
" özür dilerim Hye-Jin öyle bağırmamalıydım."
"Jungkook, lütfen git biraz yanlız kalmam gerekiyor."
"Ama Hye-Jin-."
"AMASI MAMASI YOK JUNGKOOK duydun. Lütfen kalbini kırmadan çık. Yarın konuşalım."
"Zaten kırılacağı kadar kırıldı gerisine gerek yok."
"Demek kırılacağı kadar kırıldı öyle mi? Ya ben, hm bana ne oldu dersin şu anda göbek atar halim mi var benim?"
Hye-Jin'in hıçkırıklı ağlamaları Jungkook'u zorluyordu. Çünki ona kıyamıyordu. Ama kıyamayan insan kıyamadığı küçüğüne bağırmaz değil mi? Jungkook da buna dayanamadı ve Hye-Jin'in boynuna kollarını doladı. İkiside ağlıyordu. Kızlarda onların birbirlerine duydukları sevginin enerjisini alıyorlardı bu yüzden onlarda ağlıyorlardı. Yani kısacası herkes ağlıyordu.Hayatta en kötüsü nedir biliyor musunuz?
Sevipte kavuşamamak...
:)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝘛𝘩𝘦 𝘔𝘢𝘯𝘢𝘨𝘦𝘳☕︎
Fanfictionİş bulmak için HYBE'e girmiş olan Hye-Jin menajerlik mesleği ile hayatının bu kadar değişeceğini bilemezdi.