Elimdeki telefona eski sevgilisini geri döndürme ritüeli yaparken büyü yapıp cin çağırmış eski sevgili gibi bakıyorum. Az önce gelen telefon sınır tarafında çalışan bir arkadaşımdan.
Şansını sikeyim senin. Evet sabah gelen haber yüzünden.... Ne acıtasyon yapıyorsun diyerek kendi kendime valizleri topluyorum.
Kapıdan geri geri gitmek istiyorum. Kendimi merdivenden atsam acaba nasıl olur? Valizleri taşıyamadı düştü dersiniz.
Son kez geri girip aynadan kendime baktım. Altımda klasik siyah bol eşofman, üstümde siyah sweat, siyah mont ve son olarak siyah asker botu.
Yüzündekini unuttun küçük kız.
Ellerimi aynadan yüzümdeki sadece gözlerim gözükecek şekilde olan siyah maskeye götürdüm yara izleri gözlerimin altından ufak belli oluyor. Desene bu bile yeterli değil saklamaya. Evet bu sefer gerçekten son olarak yüzüme siyah değişik gözlük gibi bir şey geçirdim.
Valizleri kolayca taşımıştım demek isterdim biraz ağırlardı sanki. Cadde üzerinde bir taksi durdurup bindim. Adam bana tip tip bakarken kolumdaki minik kol çantasından telefonumu çıkardım.
Son karar ınstagrama girdiğimde önüme gönderiler serildi. Uzun zamandır girmiyordum boş boş gönderilere bakarken karşıma mete çıkınca suratımı buruşturdum.
Şimdi acıtasyon yapmayalım eski sevgilim yanında gördüğüm kız ile gülesim geldi ama sadece geldi.
Taksi durunca parayı uzatıp valizimle birlikte indim. Her şeyi hallettikten sonra otomatik kapıdan dışarı çıkıp uçağa bindim.
Kendinden utanmalısın.
Uzatmadan en uzak köşeden koltuk almıştım çevrem boştu kısa bir şükür çekerek kafamı yasladım. Kafamı cama çevirip gözlüğümü çıkarttım oh dünya varmış. Gözlerimi ortama alıştırmak adına gözlerimi kırpıştırdım.
Telefonumun ekranından kendime bakarken uzun zaman sonra canlı kızıl saçımı gördüm yani gördüm derken bir tutamdan az neyse saçımı geri tıkıştırdım içine.
Ön tarafımdan bir şaşkın bir nefes duyunca gözlerimi o tarafa çevirdim. Bir çocuk yani altı yedi yaşlarında vardır. Küçük adam gözlerini kocamana açarak yanıma geldi hızlıca.
"Gözlerin ne öyle sanırım aşık oldum yoksa lens mi."
Çocuk ben ona bakmayınca kucağıma oturunca bir nefes verdim. Elleri ile yüzümü tutup kendine çevirdi.
Bir an kaşları çatılırken elleri ile maskemin köşesinden gözüken yaralara elledi.O bile senden korkuyor.
"Çıkarsana şunu gözüm gönlüm açılsın doğal afet gibi yak bütün dünyayı."
Şiir okur gibi söylediği şey ile çatılan kaşlarım eski haline döndü. Çocukları severdim ama hala seviyorum bunu kimsenin bilmesine gerek yok.
"Korkup kaçacağına eminim küçük adam."
Çocuk ya seni şapşik sen mal mısın gibisinden bakarken çok ciddi bakmaya başladı.
"Aşık olurum diye mi korkuyorsun ha?"
Kendin bakamıyorsun o mu sana bakacak?
Düşünmeden yüzümdeki şeyi kaldırdım. Kendimi hiç bir şekilde görmüyodum kucağımdaki lacivert gözlü çocuğun imkanı olsa gözlerinden kalpler çıkacak.
"Şu tarafa bayılabilir miyim? Dokuna bilir miyimmm?"
İğrençsin küçük kız.
Çocuğa fark etmeden kafa salladım sanırım çocuk yaralarıma değince ürperdim. Bir anda sırıtınca kaşlarımı çattım.
"Yaraların geçmeye başlamış hafif izi kalır ama bence geçer hem bunlar seni........eeeee heh ege amca bir şey söylemişti şimdi aklıma geldi seksi gösteriyor bence."
Karşımdaki çocuğa otuz iki diş gülümseyince çocuk dişlerime baktı.
"Neeee dur senin dişlerin niye bu kadar beyaz ha."
Bilmem dercesine omuzlarımı kaldırıp indirince sarıldı. Yumoş çamaşır detarjanı ve hafif bir çocuk parfümü kokusu vardı. Bebek gibi kokuyordu.
"Hadi ben gidiyorum görüşürüz."
Görüşürüz dememe kalmadım buradan tüymüştü. Uçaktan ineceğimize dair ses gelince direkt yüzümü kapatıp gözlüğü geçirdim. Son olarak küçük kol çantamı alıp arka kapıdan indim.
Yüzüme çarpan kar tanelerini görünce ürperdim. Biraz geçtikten sonra içeriden valizimi alıp taksi bakmaya başladım.
Havalimanında taksi bulmak zor olsada çok şükür buldum. Adam neredeyse bir saate yakın sürede askeriyeye geldi yine aynı döngüde ücreti ödeyip indim.
Telefonumu çıkartıp telefon rehberimden aradığım kişiyi bulunca aradım. Kısa bir çalıştan sonra neşeli bir ses telefonu açınca suratımı buruşturamadan edemedim.
"Kapıdayım hızlı gel."
Suratına kapatım tamama biraz sert olabilirim ama yapacak bir şey yok derken kapıdan birinin üstüme atlaması ile yani çullanması ile derin bir nefes aldım.
"İşte aşkbahçem evimin direği gelmişşşşş."
Arzu uzun bir iltifat ettikten sonra yüzüme baktı ve gülüşü soldu. Çabucak toplayıp beni çekiştirmeye başladı.
Korktu sanki ha?
Beni büyük bir revire çekiştirdi ve bir odaya sokup bana koltuğu işaret etti.
"Nasılsın kuşuuum?"
"İyi seenn."
Sesimi neşeli tutmaya çalışıyordum ama ne çalışmak.
"Beni şaşırttın hah şimdi sana anlatıyorum burada yapacaklarını falan şimdi senin olacağın yere genelde ağır yaralılar gelicek zaten sen bilgilisin devamını sonra hallederiz."
Oturup sohbet ettikten sonra arzu beni kalacağımız yere doğru ilerletmeye başladı. Kaldığımız yerler karşılıklıydı bana iyi geceler dileyip kapıyı kapattı. Eve girdim ev güzeldi 2+1 ne farkeder diye düşündüm.
Kısaca kıyafetleri yerleştirdim ve dolaptan çok kalın olmayan beyaz geceliği alıp giydim. Evin ısısını yükseltip banyoya ilerledim banyoya girip çantadan aldığım yüz kremini sürmek için yüzümü yavaşça yıkayıp aynaya bakmadan ve yeterince uzak kalarak kremi sürdüm.
Mutfağa ilerledim. Dolap doluydu kendime kahve yaparken yukarı kattan gelen ve yavaşça yükselen al artık koynuna beni karam sesi ile kaşlarımı çattım bir bu eksikti. Ama şarkıyı seviyorum.
Kahvemi hızlıca içip yatağa ilerledim ve çantamdan çıkardığım uyku haplarından iki üç tane yutup başımı yastığa koydum.
SELAMM İLK BÖLÜMLER BİRAZ SIKABİLİR BAYAĞIDIR YAZMIYORUM TİK TOK HESABIMDAN BÖLÜMLER İLE İLGİLİ KESİTLER PAYLAŞACAĞIM🥹👶💗
TİKTOK:hwadaap