25

26 9 0
                                    

Ding dong.

Kapı çaldığında ellerimi kurulamak için bir mendil kopardım. Ateş'i engelledikten sonra yemek hazırlamaya koyulmuştum ama sakarlığım yüzünden yine elimi yakmıştım.

Kilitli kapının kilidini çevirdikten sonra kapıyı açtım. "Güzelim." Ateş'in sesi ile yerimde sıçrarken; onu engelledikten bir süre sonra buraya gelmesi şaşırmama sebep olmuştu.

"Ateş senin burada ne işin var?" Dedim kısık bir sesle ve onunla beni dışarıya ittirdim. "Abim seni gördüğü yerde ağzını burnunu dağıtacağını söyledi." O omuz silkerken; kollarını açtı.

Onu ilk bulduğum zaman ki gibi değildi. Elleri titremiyordu ya da bana bakmamazlık yapmıyordu. Bir an da beni kendine çektiğinde kokumu içine çekti.

"Sen benim sarsanım. Kalbi güzel sevgilim." Dediğinde gülümsedim ve boğuk sesinden çıkan cümlelere karşılık verdim.

"Sen benim yakanım. Sen benim külüm."

Hayatıma küçükken girmiş, daha sonra yine küçükken çıkmıştı. Yıllar sonra iki yetişkin olmuştuk ve o benim hayatıma tekrardan girmişti. Seviyordum.

Çok hemde...

Kapının açılma sesi ile abimin sesini aynı an da duyduğumda yutkundum. Ayvayı yemiştik!

"Siz ne yapıyorsunuz lan burada sarılmış halde!?" Abimin ciddi sesi ile tekrardan yutkunduktan sonra daha da sıkı sıkı sardım. Ateş'te beni sıkı sıkı sarmıştı.

"Girsenize lan içeri. Yemeyeceğim ikinizi de." Diye içeriye çağırdığında şaşırmamıştım çünkü Ateş hala abimden biraz da olsa korkuyordu. Başımı göğsünden kaldırıp çenesine bir öpücük kondurdum.

Geri çekilip elinden tuttum ve içeriye çekiştirdim. "Hadi girelim." 

Abim kenara çekilip; bize izin verdiğinde içeriye geçtik. Ateş abimden korkup diğer tarafıma geçerken, dudaklarımı birbirine bastırdım gülmemek için.

Anonimin Sesindeki Huzur/TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin