Annemle tekrar kavga etmiştik. Daha önce bana bu kadar bağırmamıştı, göz yaşlarım durmaksızın akarken evimize en yakın parka gittim. Orada kendimi daha iyi hissediyor içimi döküyordum.
Parkın bir hikayesi vardı fakat çok eskiye dayalıydı küçük çocuklar korkudan giremiyordu. Bu sayede oldukça sessiz sakin bir parktı
Gökyüzüne dalıp gittiğimde tüm acılarımın gittiğini hissediyorum bazen, bulutların sakince gökyüzünde süzülmesi bana huzur veriyordu. Küçüklükten beri gökyüzüne ilgim olduğundan sokakta sahiplendiğim minik bir kediye Bulut adını vermiştim.
Şimdi o da yoktu. Annem benden habersiz evimizden uzakta dışarı bırakmıştı Bulut'u
O gün evde Bulut'u bulamayınca anneme sormuştum. Bana Bulut'u dışarı attığını söylediğinde o gün ilk defa hayatımın en uzun panik atağını geçirmiştim. Bir çok psikoterapiye gitmiş ssrı, snrı, benzodiazepin türü ilaçlar tüketmiştim.
Bu geçirdiğim panik atağın yüzünden içtiğim ilaçların yarısıydı şeker hastası olduğum için ek olarak daha çok ilaç içme zorunluluğunda kalıyordum.
Bazen içiyormuş gibi yapıp içmemezliğimde oluyordu midem bunları kaldırmıyordu tadları gerçekten çok kötü
"bakın kimleri görüyorum" gelen sesle ürkülüp kafamı sese doğru çevirdim. Göz yaşlarımı elimin tersiyle silip konuştum.
"Ne var Hyunjin ne istiyorsun yine?"
"Seni desem"
"ne"
"ah şaka yapıyorum senin gibi bir insanı kim ister ki? Komiksin cidden" söylediği laflar gerçekten kırıcı olabiliyordu
"bitti mi" kafasını hayır anlamında salladı
"yarın okula gelme tamam mı o iğrenç yüzünü daha fazla görmek istemiyorum"
"tamam gelmem" yanıma gelip çömeldi
"şaka yapıyordum. Yarın gel ki dalga geçip gülecek bir nedenim olsun"
"ben senin oyuncağın mıyım bi sal ya bıktım Hyunjin gerçekten bıktım" yüzüme yaklaşıp sırıttı. Kalbim neden böyle atmaya başlamıştı ki?
"oysa ben eğleniyordum" ayağa kalktım ve nefes aldım "eğer bir gün bana bir şey olursa bu sözlerini unutma tamam mı Hyunjin. O zaman vicdan azabı çekmeye başladığında ben seninle eğleneceğim"
diyerek arkamı dönüm "ölürsende vicdan azabı çekeceğimi sanmıyorum. Hep bir ibne olarak anılıcaksın merak etme."
Bu sözleri duymak kalbime ne kadar acı verse de bir şey söyleyemeden gitmiştim.
Bbijikseu: Hyunjin hakkında ne biliyorsun
Pinotnoir: anlaşmayı istemiyorsun sanmıştım
Bbijikseu: sadece söyle
Pinotnoir: ailesi boşanmış dört tane arkadaşı var ve duyduğuma göre seninle uğraşmak hoşuna gidiyor
ben söyledim sıra sende
Bbijikseu: sabah annemle kavga etmiştim. Çok halsiz hissediyordum Jisung beni tam zamanında revire götürdü tamam mı oldu mu
Pinotnoir: tamam
iyi misin şimdi
Bbijikseu: ne
Pinotnoir: iyi misin?
Bbijikseu: hayır değilim hem de hiç
Pinotnoir: neden noldu
annenle mi tartıştın
Bbijikseu: hayır sadece
sadece çok üstüme geliyorlar ölmek istiyorum. Yapmadığım şeyler konusunda yapmışım gibi davranıyorlar
dayanamıyorum
Pinotnoir: aptal hyunjin her şey senin suçun|
Bbijikseu: Sence ben ibne miyim?
Pinotnoir seen.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Château Lafite || Hyunlix
Short StoryPinotnoir: Eğer Wooyoung belinden tutmaya devam ederse oraya gelip parmaklarını kıracağım. bbijikseu: Sen kimsin