Bu sabah annemle tartışmadığım için çok mutluydum. Okula zıplaya zıplaya girip sırama oturdum "bakıyorum bugün çok mutluyuzz" Jisung'a gülümseyip sabah olanları anlattım.
"Gençler herkes yerine bugün yeni değişim öğrencilerimiz var umarım iyi anlaşırsınız" hoca içeri girdiğinde ayağa kalkıp geri oturduk ve merakla kapıdan içeri girecek kişileri bekledik.
İçeriden giren kişiyle Jisung kalbini tuttu "aha bu çocuk kesinlikle benim ruh eşim" dediğinde kıkırdadım.
"Ben Lee Minho umarım iyi anlaşırız." demek adı Minho şimdiden sevdim. Diğer öğrenci gelip kendini tanıttı "Ben Park Seonghwa memnun oldum. İyi anlaşacağımıza eminim"
Jisung'un kulağına yaklaşıp konuştum. "Wooyoung'un sevgilisi San'a sence de benzemiyor mu?"
"evet evet benziyor" Minho bizim arkamıza Seonghwa ise Hyunjin'in yanına oturmuştu. Hızla arkamı dönüp elimi uzattım "Ben Lee Felix tanıştığımıza memnun oldum soy adlarımız ne kadar benziyor değil mi?? Bu da Jisung kendisi biraz utangaç söyliyeyim" diye tek nefeste konuştuğumda nefes aldım.
"Vay be rapçi falan olmayı düşündün mü hiç" konuştuğunda gülümsedim "yazar hanım ne derse o"
"ne" anlamadığını belirttiğinde kafamı salladım "ah şey anlamazsın boşver "
ders bittikten sonra Minhoya okulu tanıtıp gezdirmiştik. Kantin sırası beklerken gözlerim Hyunjin ve Seonghwa'ya kaydı
İkisi kısa sürede anlaşmışa benziyordu. Sıra bana geldiğinde muzlu süt alıp boş bir yere oturduk. "Minho nerden geliyorsun" Jisung'un sorusuyla gülümsedim
"Aslındaa bir değişim öğrencisi değilim başka okuldan transfer oldum ama uzun hikaye boş verin" diyerek soruyu geçiştirmişti
"En sevdiğin renk ne??" Jisung tekrar sorduğu soruyla Minho sakince cevap verdi " Mint yeşili. Senin?"
Jisung aldığı cevapla gülümseyip heyecanla cevap verdi "kırmızı"
"Jisung kırmızıyı çok seviyor hatta saçlarını bir ara kırmızıya boyamıştı... O jisung'u geri istiyorum desem fena olmaz" Jisung utançla dizime vurduğunda kıkırdadım.
Minho şaşkınlıkla kaşlarını havaya kaldırıp konuştu "Ciddi misin? Kırmızı Jisung'u görmeyi bende çok isterim"
Kim istemez ki...
"Ah şey benim gitmem gerekiyor Wooyoung'un yanına uğrayacaktım"
"görüşürüz"
"görüşürüüz"
Kantinden ayrılıp Wooyoung'un sınıfına gittim. "Bakıyorum birileri nihayet beni merak etmiş" gülümseyip yanına oturdum. Alçılı olan bileğinde göz gezdirirken sınıfa Hyunjin girdi
Aish yüzünü bir dakika görmesem şaşırıcam artık. İlk defa laf atmadan Jeongin'in yanına oturdu ve konuşmaya başladılar. İşte buna şaşırmıştım
"Hwang Hyunjin ilk defa laf atmadı mı yoksa rüyada mıyım?!"
"Neyse ne Woo en azından günüm sakin geçecek. Sen nasıl oldun iyi misin? "
"Ya ben turp gibiyim sen beni bırakta geçen gün revire gitmişsin. Jisung söyledi ama anlatmadı"
"sabah annemle kavga etmiştik de okula gelince şekerim yükseldi halsizdim. Jisung yetiştirmeseydi bayılacaktım."
"Oha bu kadar ciddi olduğunu tahmin etmemiştim. İlaçlarını içmiyor musun??" kafamı salladım, içiyordum tabii ki...
"içiyorum" biz konuşurken zil çalmış, sınıfa geçmiştim.
Sınıfa girerken erkekler tuvaletinden sesler duymamla oraya yöneldim. Neler oluyordu burada?
"Rahat bırakın onu!" Onuncu sınıflardan bir kaç çocuk tanımadığım birisini kışkırtıyordu. En büyükleri gibi gözüken, bana yaklaşıp sırıttı
"Ne o bırakacağımızı falan mı düşündün? Ahahaa bu kadar gülünç olma. Ayrıca sen üst sınıflardan Hyunjin'in ibnesi değil misin ya gitsene sahibinin yanına"
Sinirlerimin gerilmeye başladığını hissediyordum. Şekerim yükseliyordu odaklanamamdan anlıyordum.
"Kes sesini. Çocuğu rahat bırak" kalın çıkan sesimle konuşmuş, çocuğun daha çok gülmesine neden olmuştum. " Yah, anlatamıyorum galiba? Ayrıca sinirlerimi bozuyorsun. Sahibinin yanına dön bizi uğraştırma!"
Bağırarak konuştuğunda ben bile korkmuştum. Kafamı eğmem gereken kısımda, aksine dimdik durarak onu şaşırtmış ve korkmadığımı göstermeye çalışmıştım.
Tam konuşmak için ağzımı araladığım sırada belimden tutulup çekilmemle nefesimin kesilmesi bir olmuştu. "Bir daha Felix'le böyle konuşursanız karşınızda beni bulursunuz duydunuz mu. Çocuğu da bırakın, hemen!" Daha düne kadar ölsem umrunda olmayacağım çocuk şimdi neden böyle davranıyordu... Cidden kafamı karıştırıyorsun Hwang Hyunjin
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Château Lafite || Hyunlix
Short StoryPinotnoir: Eğer Wooyoung belinden tutmaya devam ederse oraya gelip parmaklarını kıracağım. bbijikseu: Sen kimsin