secret secret || minsung

𝐚𝐥𝐥 𝐦𝐢𝐧𝐞

final

Ocak 4 2024

"Hanjiiiii !!!"

"Hyunjin !! Merhaba ah Tanrım aşırı güzel görünüyorsun."

"Siz de öyle canlarım benim. Evleniyorum sonunda şaka gibi."

"Ben inanıyorum tüm yıl ağzından düşürmedin."

"Sen sus Seungmin."

"Felix ve Minho kaldı sadece gelmeyen."

"Şey Minho geldi aslında Chan'ın yanına gitti direkt."

"Ha okey o zaman Felix de gelince artık yavaş yavaş provaya başlayalım."

"Hyung zaten çok prova yapmadık mı ?"

"Jeongin'cim bugün benim düğün günüm, mükemmel olmalı."

"Ok."

Hyunjin Jeongin'e gözlerini devirip aynanın karşısında üzerini düzeltti, ben gittiğimden beri üçüncü kere falan.

Nihayet Felix de geldiğinde Hyunjin hariç herkes hazırlıklarını tamamen bitirip düğün salonuna geldi. Hepimiz nikah masasına en yakın olan, Hyunjin ve Chan'ın ailesi ve yakın arkadaşları için ayırtılan iki masadan birine oturduk. Kısa bir sürenin ardından Chan'ın odasında olan arkadaşlarımız da bize katılmıştı.

"Sevgilim~"

Minho gülerek yanıma oturduğunda utanarak bakışlarımı kaçırdım.

"Çok güzel olmuşsun."

"Biliyorum."

"Kıyafetleri aldığımız gün daha güzeldin ama."

Aklım Minho'nun bahsettiği günden kalan görüntülere gittiğinde gülümseyip başımı omzuna yasladım. Boyun girintisini öpüp kulağına fısıldamamla kirpikleri titredi güzel sevgilimin.

"Bu gece de aynı kıyafetleri üzerimden çıkarıp soyacaksın beni."

Minho gülerek dudaklarını saçlarıma yasladı.

Minho POV

Jisung'la denemeye karar verdiğimiz günden beri çıkıyoruz. Aylar öncesinde sadece hoşlandığımı düşündüğüm Han Jisung, artık bir gün yüzünü görmesem delireceğim kadar aşık olduğum birine dönüşmüştü.

Ben Jisung'umun mis kokulu saçlarını öpüp koklarken zort Chan masamıza gelip omzumu patpatladı.

"Hadi geliyor Hyunjin."

Chan'ın şahitliğini yapmayı kabul ettiğim günün şafağını sikeyim.

"Geldim."

Jisung'un minik dudaklarına minik bir öpücük kondurup nikah masasının başında dikilen Chan'ın yanına adımladım.

"Lan Minho, evleniyorum oğlum."

"He amına koyayım evleniyorsun anladık."

Chan'ın göz devirmesine gülüp hafifçe omuz attım zort kılıklıya.

"Mutlu olmayı hak ediyorsun kardeşim, hepimiz çok mutluyuz senin adına."

Chan gülümseyerek bana bakarken salonun kapısının açılmasıyla salondaki herkesin gözleri oraya döndü. Hyunjin onu bir prens kadar ihtişamlı gösteren smokini ve yeni yeni sarıya boyattığı, arkaya sabitlenmiş saçlarıyla nikah masasına doğru yürüdü.

"Kalktı mı ?"

"Kes sesini Minho."

Hyunjin'in nikah masasına gelişiyle Felix de Hyunjin'in şahidi olarak yanımıza gelince hepimiz yerlerimize oturduk.

Hyunjin ve Chan'ın kikir kikir öpüşüp dans ettiği dört saatin ardından düğün sona ermişti. Olayları özetlemek gerekirse;
Changbin ve ben testi oynarken testiyi Hyunjin'e vermedik diye Chan bizi dövmüştü. Jeongin, Chan ve Jisung üçlüsü sarhoş olmuştu. Seungmin göbek atarken yanlışlıkla birinin damadı oluyordu. Düğünün sonunda Changbin ve Felix'le Chan'ı havuza atamadığımız için kafasında şampanya şişesi kırmıştık, e haliyle bayılmıştı adam.

Bana kalırsa oldukça akılda kalıcı bir düğün olmuştu. Düğünün yorgunluğunu üstümüzden atmak için Chan hepimizi aile evine davet etti. Chan ve Felix'in ısrarları ve Kore'nin bizi buna mecbur etmesi gerekçesiyle düğünlerini Sydney'de yapmıştı Chan ve Hyunjin.

Bang ailesiyle geçirdiğimiz güzel bir akşam yemeğinin sonunda saatin geç olduğunu söyleyerek ayrılmıştık Jisung'la. Asıl gerekçemizi merak ederseniz de Jisung çişi geldi diye tuvalete gidip bana çıplak fotoğraf attı.

Taksiye binip 10 dakika uzaklıktaki otelimize giderken Jisung kızgınlığa girmiş kedi gibi mırıldanıyor, kendini üstüme atıyordu. Otele varınca taksiciye hızlıca ücreti uzatıp resmen koşarak otele girdik. Asansörde başlayan öpüşme seansımız koridorlarda devam edip odamıza gidinceye dek sürdü.

Oda kartını alelacele okutup kendimizi içeriye atar atmaz soyunmaya başladık ikimiz de.

"Minho acele et."

Jisung dışarıdan gelen loş ışıkların aydınlattığı teniyle çırılçıplak yatıyordu yatağımızda.

"Sana sahip olmak için nasıl bir iyilik yapmış olabilirim acaba..."

Jisung kendi kendime mırıldanışıma gülüp bacaklarını araladı yattığı yerden.

"Ne önemi var ? Hepsi senin, gel ve al Lee~"

Gebereceğim sanırım.

"Hepsi benim."

-

bitti. sik gibi bir gun gecirmiyor olsam uzatirdim daha da bolumu ama biraz daha zorlarsam kotu olacak diye yazmadim :( oylesine yazdigim bir ficti bu cok eglendim yazarken umarim siz de okurken eglenmissinizdir.

ha bir de hyunchan a kibris dugunu yaptim :>