Jisung minik bir sırıtışın ardından koluma girmiş ve kulağıma yaklaşmıştı.
"Bu gece çırılçıplak kalacağını bilerekten bu kadar özenli giyinmen beni şaşırttı."
[yetişkin içerik]
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Hyunjin attığı 10 saniyelik sesli mesajda bir tek benim gelmediğimi ve 5 dakika içerisinde orada olmazsam pipimi koparacağını söylemişti. Haliyle işimi garantiye almak için 3 dakika içinde evinin kapısına gelmiştim. Chaewon beni partiye bırakıp iyi eğlenceler dedikten sonra geri eve gitmişti.
Kapıyı açık bıraktıkları için hızlıca içeri girip şimdiden içmeye başlayan 7 kişiye baktım tek tek. Chan ve Changbin garip bir oyun oynuyor, Jeongin ve Hyunjin telefonlarında birbirlerine bir şey gösteriyor, Seungmin ve Felix de karaoke yapıyordu. Öte yandan Jisung içki masasının hemen yanında olan biteni seyrediyordu. Jisung'la göz göze geldiğimizde bana oldukça şımarık bir gülümseme sunup içkisinden bir yudum almıştı.
Sırıtıp Jisung'a doğru ilerlerken bir anda dibimde biten Hyunjin'le iç çektim.
"Evin yolunu buldun demek."
"Buldum Hyunjin, işim var hadi."
Hyunjin'in omzunu pat patlayıp tekrar Jisung'um yanına giderken bu sefer de Changbin yanıma gelip saçma sapan bir şeyler anlatmaya başlamıştı. O sırada Jisung'a baktığımdan dinleyememiştim tabi. Jisung bana omzunun üstünden bakarak yukarıya çıkınca Changbin'i öylece bırakıp peşinden gitmiştim. Jisung Hyunjin ve Chan hyung'un biz gece kalırsak diye ayırdığı odaya girip yatağa oturmuştu. Açık kapıya yaslanıp öylece Jisung'u izlerken Jisung içkisini komedine koymuş ve ayakkabılarını çıkartıp yatağa uzanmıştı.
"Rahat mı ?"
"Neden kendin bakmıyorsun."
Jisung'un her zamanki gibi oldukça cesur oluşuna gülüp bende ayakkabılarımı çıkararak yatağa uzandım. Jisung kafasını hemen bana çevirip bir süre benimle bakıştıktan sonra gülmeye başladı.
"İçki bile almadın mı ?"
"Seninkini paylaşırız diye düşünmüştüm."
"Bardağıma dokunamazsın Lee Minho."
"Bardağından içmeyeceğim."
Jisung'un ensesine bir elimi yerleştirip yüzlerimizi yaklaştırdım. Jisung bir süre badem gözleriyle bana baktıktan sonra dayanamayıp onu öpmeye başladım. Bir kaç saniye sonra hemen ağzını aralamıştı, dilimi ağzında gezdirip ağzındaki hafif alkol tadını alınca geri çekildim.
"Gin mi içiyorsun ?"
"Kes sesini."
Jisung bir anda yatakta doğrulup kucağıma oturduğunda ne olduğunu anlamadan yine öpüşmeye başlamıştık. Jisung bir kaç dakika soluksuz öpüşmemizin ardından kasıklarıma sürtünmeye başlayınca hazırlıksız olduğum için ağzına inlemiş ve bir kaç saniyeliğine dudaklarımızı ayırmıştım. Karşımdaki güzel çocuk hafif terleyen yanık teni, onu aydınlatan loş ay ışığı ve bana yukardan bakan cüretkar gözleriyle mükemmel görünüyordu.
