Bölüm 14✨

1.5K 89 15
                                    

Yorum yapmayı unutmayın 😊✨

✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨

Yazardan:

Mirza hızla sevdiği kadının başına geldi. Yavaşça sarsmadan yüzünü kendine çevirdi. Başı kanıyordu. Vücudunda yaralar oluşmuştu. İşin garip kısmı kasıkları da kandı...

Ayliz'e çarpan şoför hızla arabadan inip yanlarına geldi. O sırada Ekin ve adamları da gelmişti.
"Be-ben, ben çok ö-özür dilerim. iste-isteyerek olmadı."

Adam hâlâ ayakta konuşurken. Mirza Ekin'e seslendi. Mirza Ayliz'i kucağına alıp araba doğru götürdü. Ekim hızla kapıyı açtı.

Mirza arka koltuğa hızlı ve dikkat ederek yerleştirdi. hızla kapıyı kapatıp Ekin'in elinden silahı aldı ve adamın kafasına sıktı. Silahı beline koyup hızla arabaya binip hastaneye sürdü.

Mirza şok olmuştu duyduklarıyla. Ayliz hamileydi, kraliçesi hamileydi. Ama ölmüştü... Mirza günlerdir hastanedeydi. Ayliz'in uyanmasını bekliyordu. Hayati tehlikesi geçmişti. Doktor geçici hafıza kaybı yaşayabilir demişti ama Mirza şuan onu düşünemiyordu bile. Sadece bebeği uyansın istiyordu.

Çok düşündü neden arabadan indi. Neden geldi. Daha sonra gelen bilgiyle anladı sebebini. Ayliz her şeyi öğrenmişti. En son aramasında Giray vardı. Giray ile konuşmasının kayıtları Eline gelmişti bir de WhatsApp'taki mesajları...

Kalbi sıkışıyordu Ayliz'i kaybetme korkusu ile. Kendine kızıyordu, kendine çok fazla lanet ediyordu. Onun yüzünden Ayliz düşük yaptı. O gün Ayliz buluşmak istemişti. Mirza da o zaman sürpriz bir yere götüreceğini söylemişti. Belki de Ayliz bu haberi vermek için buluşmak istedi. Bilemiyordu ama tek bildiği her şeye sebep olduğu. Giray ile daha erken konuşmalıydı. Ayliz'i araba da yalnız bırakmamalıydı. İşte o zaman ne bebeklerini kaybedeceklerdi ne de Ayliz bu durumdan olacaktı.

Mirza bu zamana kadar kimliğini çok kez anlatmak istedi ama yapamadı. Aşkı ile birlikte korkusu da büyüdü. Şimdi onu kaybetmek korkusu öyle bir hâl almıştı ki çığ gibi büyümüştü bir şeyler yapmalıydı. Ayliz'i kaybedemezdi...

Ayliz yavaş yavaş gözlerini açtı. Etrafına baktığında her yer beyazdı. Hastane odasına benziyordu. Başının yanında bir hemşire vardı serumu ile ilgileniyordu.

Hemşire güler bir yüzle konuştu
"you finally woke up"
(Sonunda uyandın)

Ayliz hastane de olduğunu tahmin edebiliyordu ama yine de sordu.
"where am i"
(Neredeyim)

Sesi oldukça kısık çıkmıştı.
Kadın hâlâ tebessüm ederek sorusunu yanıtladı.
"you are in the hospital"
(Hastanedesin)

"how did i get here,what happened to me"
(Ben buraya nasıl geldim, bana ne oldu?)

"you had an accident."
(bir kaza geçirdin)

Hemşire biraz bekledikten sonra tekrar konuştu.
"I have to let the doctor know you're awake,she will answer your questions"
(Uyandığını doktora haber vermeliyim, o senin sorularına cevap verecek.)

Hemşire odadan çıktıktan sonra odaya hafif yaşlı bir doktor ile Mirza girdi. Ayliz neden Mirza'nın burda olduğunu sorguladı ama dışa vurmadı. Mirza yanına gelip oturdu elini tuttu. Ayliz kaşlarını çattı.
"İyi misin kraliçem." Ayliz'in şaşkınlığı büyüyordu. Ayliz konuşamadan doktor konuştu.
"Merhaba Ayliz hanım."

Ayliz adamın türk olmasına şaşırdı.
"Türksünüz" sesi hâlâ kısık çıkıyordu. Kendini çok yorgun hissediyordu.

Doktor gülümseyerek konuşuyordu.
"Hayır, Türkçe biliyorum. Türk olduğunuz için Türkçe konuşmak istedim ama tabiki isterseniz ingilizceden de devam edebiliriz."

kralın kraliçesi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin