Bölüm 17 ✨

1.6K 109 20
                                    

Yorumlarınızı bekliyorum
Arkadaşlar ✨

✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨

Yazardan:

Ayliz, Eda'yı tekrar odasına çağırdı. Not ile birlikte çiçekleri çöpe atmasını istedi.
Yatağına geçip laptop'ını eline aldı. E-mail'lerini kontrol ederken dikkatini çeken tek bir isim oldu. Marcel ... Marcellerin bir çok şirketi vardı. Ve ikisi Türkiye'nin en iyi ilk 5 şirketi içindeydi. Ayliz'e iş için teklifte bulunmuşlardı. Hem avukatlık hem de yönetim için.

Ayliz biraz daha E-mail'lerini incelerken telefonu tekrar çaldı. Mirza arıyordu...
Sürekli bıkmadan arıyordu ama Ayliz hiç cevap vermiyordu. Bu iş meselesini sormak için telefonu açtı. "Ne var?"

Mirza Ayliz'in telefonu açmasına şaşırmıştı. O kadar emindi ki yine açmayacağına. Yüzü gülmüştü. Sonunda bebeğinin sesini duyacaktı. "Kraliçem."

O kadar dolu bir şekilde söylemişti ki Ayliz yutkundu. Mirza devam etti. "Nasılsın güzelim. Telefonumu yine açmayacağını düşünmüştüm. Seni çok özledim. Sesini, kokunu... Daha ne kadar kaçacaksın benden kraliçem."

Ayliz içinden geçirdi. 'ne yani açmayacağımı bile bile mi arıyordu.' kendini toparladıktan sonra konuştu. "E-maillerime baktım. Şirketinden mesaj var. Ne işi?"

Mirz alayla konuştu "Bende diyorum telefonum açılmış. Meğerse Kraliçemin soruları varmış bana?"

Ayliz Mirza'yı takmayıp cevaplarını bekliyordu. "Ee?"

"Ne ee kraliçem? Eğer çalışacaksan Benim ile çalışmanı istiyorum. İster şirket avukatlığında ister de yönetim de iş yapabilirsin. Zaten bir Marcel olduğunda sana hisse vermeyi düşünüyordum. Böylelikle yanımda olursun. Sonuç olarak Kraliçemin yanı kralının yanı."

"Doğru kraliçenin yanı kralın yanıdır ama bana kraliçem demeyi kes! Ben senin kraliçen değilim."

Mirza başını iki yana salladı sanki Ayliz görüyormuş gibi "hayır kraliçemsin. Sen benim her şeyimsin bebeğim. "

"Hayır değilim. Öldü..." Yutkundu ve devam etti. "Senin kraliçen öldü. Onu sen öldürdün."

"Hayır! Ölmedi kes şunu!! Şu kelimeyi kendi üzerinde kullanmandan nefret ediyorum!"

Mirza o kadar çok bağırarak söylemişti ki bunu Ayliz bir an telefonu kulağından çekti. Mirza biraz durduktan sonra derin bir iç çekip daha nazik bir şekilde konuştu, "özür dilerim kraliçem. Sana bağırmak istememiştim bebeğim. Özür dilerim."

Ayliz hâlâ Mirza'nın böyle ruh değişimlerini kaldıramıyordu. "İş teklifini reddediyorum ve bir Marcel olmamı da rüyanda görebilirsin." Diyip telefonu suratına kapattı. Telefonu kapattıktan sonra Mirza defalarca aramış mesajlar atmıştı. Ayliz ise hiçbirine bakmamıştı. Numarasını engellemedi çünkü önceden defalarca engellemesine rağmen yeni bir hat ile yine ulaşmaya çalışmıştı. Ayliz de artık Onu engellemeyi bırakmıştı.

Özür mesajları hep gönderiyordu, bağırdığı için. Ayliz hayret ediyordu artık. İçinden geçirdi. 'cidden bağırdığı için mi konuşmayı kestiğimi sanıyor bu adam'. Her şeyi ne çabuk unutmuştu ya da unutmak istemişti. Oysa Ayliz şuan sesini dâhi duymak istemiyordu. Teklif işini sormasaydı telefonlarını açmayı hiç düşünmüyordu bile.

Masada büyük bir sessizlik vardı. Anne ve babası yemek yerken Ayliz yemeği ile oynuyordu. Kızlarının durumunu görebiliyorlar fakat konuyu açmak istemiyorlardı.

kralın kraliçesi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin