MUTLU SONLAR

32 9 53
                                    

Bazı insanlar mutlu sonlara inanır lakin esasen mutlu bir son asla yoktur. Son varsa ölüm vardır. Ölüm yoksa şayet bir sonda o son aslında bir başka hikayenin başlangıcıdır.

Vesta'nın Samael'i olduğu gibi kabul edişi bir yana ondan iğrenmiyor oluşu bile Samael'i çok mutlu edecekken söylediği son şeyler Samael'in kalbini uzun süre sonra mutlulukla attırdı.

Lucifer özünü hiç yaşayamadığından Samael olarak devam etmek istiyordu kalan ömrüne. Kaybettiği asırları telafi edemezdi belki ama onlardan çok daha güzel şeyler yaşayabilirdi.

Arel ve Sidar tarafındaysa Vesta'nın sözleri ön yargıyla yaklaştıklarını düşündürdü dahası şimdiye kadar yaşadıklarının bütününün yalan olduğunu da öğrenmişlerdi lakin asırların ön yargısı anında kırılmıyordu.

Terra çocuğuna kavuşmanın verdiği mutlulukla geri kalan hiçbir şeyi önemsemeyerek mutlu sona ulaştığına inanıyordu.

Aslında onun çocuğuna hamile olup doğurduğunda bir salise dahi göremeyişinin hikayesinin mutlu sonuydu ona kavuşması, bu açıdan inanışı doğruydu. Ama ne var ki Vesta'nın hikayesinde olan ufak tefek mutlu sonlar savaşın kanlı pençesine doğru gidilen yolun birkaç taşından başka bir şey değildi.

Son konuşulanlardan sonra herkes kendisine verilen odaya geçmiş ve temizlenip dinlenmeye çekilmişlerdi.

Samael her anını Vesta'yı düşünmeye adıyor ondan uzakta değil dinlenmek nefes dahi alamıyordu.

Ne ara bu kadar aşık oldum?
Tek bir cümlesiyle beni asırlardır olamadığım kadar mutlu nasıl edebildi?
Aşk gerçekten böyle bir şey mi?

Onsuz geçen asırlar aklına geldikçe kalbi sıkışıyor onsuz bir saniye daha geçirmek istemiyordu.

Zaten bu yüzden fevri bir hareketle Vesta'nın odasına dalmamış mıydı?

Gördüğü manzaraysa yutkunmasına vesile oldu. Vesta , görünüşe göre, duştan yeni çıkmıştı ve kanatlarının büyüleyiciliğini seyrediyordu. Üzerindeki kurulanmak için özensiz üzerine attığı havluysa kapıya dönmesiyle yere düşmüştü.

"Ne oldu, bir sorun yok değil mi?"

Vesta'nın endişeli sesi bile Samael'i kendisine getirememişti. Melekler utanmazdı. Asgell ırkı da pek utangaç sayılmazdı onlara göre utanılacak tek şey ihanetti. Vesta bundan olsa gerek yerdeki havluyu alma gereği duymamış cevap vermeden kendisine bakan Samael için endişesinden ona doğru yürümüş ve tam karşısında durarak "İyi misin, biri bir şey mi dedi, Meva'ya bir şey mi olmuş, kendini konuşacak kadar iyi hissetmiyor musun?" diye sıralamıştı sorularını.

Samael o sırada kendisine hakim olmaya çalışıyor olsa da Vesta kendisine hiç yardımcı olmuyor, sınırlarını zorluyordu. Aşık olduğundan mı bilmiyordu ama birine karşı bu kadar büyük bir arzu ya da şehvet duyduğunu hatırlamıyordu.

Vesta Samael'in ilkleriydi.

"İyiyim sorun yok, sadece giyindikten sonra çağır beni!" diyerek odadan girdiği hızda çıkmış ve arkasında yaşadıkları bu küçük olaya anlam veremeyen bir Vesta bırakmıştı.

"Utandı mı o?" dedi kendi kendine Vesta ardından bu dediğine küçük çaplı bir kahkaha attı ve "Melekler utanmaz ki!" ile devam etti sözlerine.

Evet melekler utanmazdı. Ama aşık melekler duyguları kazanırlardı. Vesta tam bir melek olmadığından zaten duyguları vardı ancak utangaç değildi.

Elbette Vesta'nın da aklına bu ihtimal gelmişti ve bu yüzünde tarifsiz mutluluğunu resmeden bir gülümseme oluşturmuştu. Hemen üzerine üst kısmı mavi ve belde başlayan açılmayla aşağı uzanan eteği ile sade günlük bir elbise giydi. Dizinin biraz üzerinden başlayan yırtmacının etrafı beyaz kelebeklerle bezeli bu elbise Frewa için her doğum gününde dikilen milyonlarca elbiseden yalnızca biriydi. Üzerine dokunduğunda dokunan kişiye göre şekillenen kumaştan yapılmıştı.

Samael'i çağırmak için odadan çıktığında önünde reverans yapan Asgell'ler ile karşılaşmıştı. Statüsü gereği böyle yaptıklarının farkında olduğundan baş selamı vererek Samael'in odasına doğru yürümeye devam etti.

Kalbi heyecanla atıyordu ve Vesta bunun anlamını çok iyi biliyordu. Meva'nın birine aşık olduğunda anlattıkları hâlâ aklındaydı.
Meva aklına gelince yavaşladı. Arkadaşını yeteri kadar koruyamamıştı ve bunu hatırladıkça üzülüyordu. En azından artık kendisini koruyabilecek kadar güçlü diye düşünüyordu.

Samael'in odasının kapısının önünde dururken kapıyı çalmasına kalmadan kapı açıldı Samael Vesta'nın düşündüğünün aksine tek değildi. Vesta'nın odasından döndükten sonra Arel ve Sidar ön yargılarını yıkmayı tercih ederek ,ki bunu sadece Vesta ona güveniyor diye yapmışlardı, Samael'i yakından tanımak için soru sormaya başlamışlardı. Vesta girmeden hemen önceyse sidar Vesta'yı hissetmiş kapıyı büyüyle açmış ve kritik bir soru sormuştu.

"Vesta ile aranızda ne var?"

Vesta arkası kendisine dönük Samael'e geldiğini söylemeden durmaya devam etti. Merak ediyordu vereceği cevabı.

Samael huzursuz bir nefes aldı.

"Mühürlüyüz ama benim ona beslediğim duyguları bana besleyip beslemediğini bilmiyorum."

"Mühür zaten aynı duygulara sahipsiniz diye mavi değil mi?"

"Mavi olma nedeni tarafın istemesidir ama bu istek hep duygusal olmaz daha güçlü olmak için isteyenlerde olur Vesta'nın öyle biri olmadığını biliyorum ama ondan duymadan emin olabileceğimi sanmıyorum."

Vesta bu cevapla tebessüm ederken bir süredir sordukları soruların hepsine sabırla uzun uzun cevap veren Samael sayesinde ön yargısı kırılan Sidar ve Arel artık Samael'i canavar olarak görmemeye başlamıştı. Ama onlar Vesta'nın gördüğü gibi görmüyordu. Onlar için Samael kahverengi saçlı yeşil gözlü esmere kaçan bir teni olan sıradan bir melekti.

"Bana göre aramızda büyük bir sevgi bağı var. Kimileri buna aşk diyor ama insanlar aşka belli bir ömür biçiyor o yüzden bence birbirimizi sonsuza dek sürecek şekilde seviyoruz."

Sonsuza kadar sevdiklerini düşünmesinde Asgell'lerin yaradılışındaki bu sadakat duygusunun büyük etkisi olsa bile gerçekten onların sevgisi dilden dile dolanacak ve efsane olacak kadar büyük ve gerçekti.

Yalandan doğan bir gerçek...

En azından ruhu olan bir melek kadar eşsiz bir sevgiydi onlarınki.

Samael'in arkasını dönüp Vesta'nın samimi yüz ifadesiyle karşılaşması ve onu kendine çekip sarılması arasında saliseler vardı sadece.

Ve tabiki bu huzurlu sahnenin bozulması da birkaç salise sürdü. Muhafız Asgell'lerin saldırısıyla çığlık atan biriydi bunu yapan.

Vesta sesi anında tanımıştı. Zaten o yüzden Samael'den uzaklaşıp dışarıya neredeyse ışık hızında uçmuştu.

Çığlığın sahibi Meva'ydı.

Samuel'in planının ilk adımı başlamış sonun başlangıcı yaşanmıştı.

Kader kalemini Vesta'ya vermiş sonunu kendisini yazmasını büyük bir sabırla beklemeye başlamışken birçok sır ve köle olanlar vardı. 

Verdiği kararların değeri milyonlarca candı ama Vesta bunu bilmiyordu. Canından çok sevdiği arkadaşının artık Samuel'in yanında olduğunu bilmediği gibi...

Mutluluk Gall diyarına Vesta doğru kararları verirse ulaşacaktı.

Omuzlarındaki yükün farkında dahi olmayan bir kahramana sahip olan Gall diyarının sonu mutlu olacak mıydı?

Sahi mutlu son diye bir şey var mıydı?

🦋

Bölüm sonu.

Meva geldi. Samuel planına başladı Vesta Meva'nın Samuel ile olduğunu farkedebilecek mi?

Vesta bilmediği yükü taşıyabilecek mi?

Vesta ve Samael arasındaki ilişki ile ilgili ne düşünüyorsunuz?

Kısa duyuru!

Bölümlerin okunma sayıları sürekli artıyor ama vote ya da yorum artmıyor beğenmiyorsanız bile düşüncelerinizi benimle paylaşın lütfen.

VESTA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin