Yeni bir güne uyandım. "Acaba Len ile nasıl konuşacağım. OFF! Düşünmek istemiyorum." Moralim çok bozuktu o kadar ki ağlamak istiyordum "ARTIK GERİ DÖNÜŞÜN YOK HATSUNE MİKU !" Kendi kendime söylediğim kelimeler beni yiyormuş gibi hissettim. Hissettiklerim mi yoksa söylediklerim mi ...... belki.... Len mi beni yiyor ? Bu soru bütün gün aklımı kurcalamıştı ve halada kurcalıyor.
"Aaaaaaaaaa"
Merdivenlerden düşüyor gibi olup yere ayaklarımın üstümde iniş yaptım.
"Mikuo-Onisan hala uyuyor olmalı."
Evden çıktım.Rin kapımda bekliyordu.
"Miku-Neesan"
"Rin ! Len nerede"
"Len seninle konuşmak istemediği için seni görmemesinin daha iyi ..... olduğunu söyledi." dedi Rin ağlamaklı bir ses tonuyla.
"Anladım."diyen benim gözlerim doldu. Ama mutlu olmalıydım Rin için.
"Neyse Rin söylesene şu hoşlandığın çocuğun ismi neydi :3" dedim onu köşeye kıstırarak
"O...."
"O.... ne?"dedim
"Oliver..-kun"
"Ne dedin Rin?"
"O-O-O-Oliver----kunnnn"
"Oliver huh sana ayarlarım merak etme"
"Miku-Neesan" dedi o parlayan , yıldızlar saçan gözleri ile bakıyordu bana.
----------------------------------------------------------------------------
Okula varmıştık. Len'i gördüm.
"Ohayou Len :P"
"........."Len başka yöne baktı
Gözlerim doldu. Ama ona nasıl hissettiğimi açıklamalıyım!
-----------------------------------------------------------------------------
Bütün gün Len ile konuşmaya çalıştım ama HİÇ ! Yüzüme bakmıyor. Ne beden eğitiminde , ne resimde , ne İngilizce'de , ne de MÜZİKTE. Bir türlü yüzüme bakmadı sanırım dün benim ona yaptığımı o da bana yapıyor.
Bir ses duydum. Len sınıfa girmişti.
"Len" Len'in üzerine atladım. Dışarıda yağmur yağıyordu ki buda Len'in şemsiyesini almaya geldiğini gösteriyordu.
"Mikkku" dedi soğuk bir sesle. Arkasını döndü ve sınıftan çıkıyordu. O anda şöyle hissettim ben Len'i küçük , narin bir kuş olarak düşünüyordum ve eğer onu bırakırsam güzel ve açık gökyüzünden , derin , dipsiz , koyu denizin içinde kaybolacaktı. Hayır bunu isteniyorum ! Ya şimdi onun elimden ya da kanadından tutarım ya da kaybolmasına izin verirdim.
"Len" Arkasından sarıldım.
"Len sinirli misin ? Benden nefret mi ediyorsun ? Neden benimle konuş muyorsun ? Len ben ........... seni seviyorum." dedim gözlerim dolmuş bir şekilde.
"Mi.....ku ben sinirli değilim sadece biraz hayal kırıklığına uğramıştım."
"Lennn sen beni seviyor musun yoksa nefret mi ediyorsun ?"
"Ben seni seviyorum ..... Miku hem de çok."
İkimizinde gözleri dolmuştu fakat genede güldük.
SESSİZLİK. Bir çıt bile yok.Yağmur yağıyordu benimde şemsiyem yoktu. Len ise alması gereken şemsiyesini aldı.
"Neyse Len , görüşürüz."
"Matte ( bekle) Miku "
Bir anda üstüme yağan yağmurun kesildiğini fark ettim. Yukarı baktım ve Len'in şemsiyesi üzerimdeydi. Yanıma baktım ve yanımda Len vardı. Bana bakıyordu yüzü kızarmıştı ama üşüdüğünden değildi sanırım. Bana kocaman umut dolu gözleriyle bakıyordu. Nasıl da unutmuşum Kagamine ikizlerinden büyülenme nedenim o koca , umut dolu parlayan gözleri. Rin'in gözleri bana gökyüzünü hatırlatıyor açık , bebek mavisi bir renk. İçinde kuşların uçtuğunu hissedebilirsin. Len'inkiler biraz farklı. Onun gözlerine bakınca yalnızlık görüyordum. Bir dipsiz boşluk. Ailesinin ölümünü atlatamamıştı onlarla ilk tanıştığımda. Fakat birlikte olmaya başladığımızda Rin'in gözleri aynıydı ama Len'in gözleri değişmeye başlamıştı. O boşluk artık bir denizdi. İçinde balıklar yüzüyordu.
"Miku" Len'in sesi beni derin düşüncelerimden uyandırmıştı.
"Evet Len"
"Evine geldik" Düşüncelerimden farkında bile değildim!
"Aa evet" Len'in yanağından öptüm.
"M-M-M-MİKUU" Yüzü domates gibi kızarmıştı.
"İyi Akşamlar " dedim.
"Oh" evine gidiyordu
"Lennnnnn" diye bağırdım
"Evet Mikuuu" diye bağırdı
"Arigato (teşekkürler) " diye bağırdım
"OOO"diye bağırdı
İçeri girer girmez Mikuo-Onichan ellerimden tuttu
"Sevgilini bulmuşsun Miku"
Kafasına çantamdaki kitabı geçirdim
"BAKA"
------------
Yatarken aklıma birşey geldi
"Len beni niye seviyor ?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İyi Ki Doğdun ''Miku'' [Devam edilmeyecek...]
FanfictionBen Miku , Hatsune Miku (Miku Hatsune ) doğum günümde kardeşlerim gibi gördüğüm Rin ve Len gene bana 6 tane hediye almışlar... Fakat Len bir hediyeyi sürpriz olarak sona sakladı. Hayatımın en büyük hediyesini... o zaman ... almış bulundum. >///0///<