cennete çift yönlü bilet

82 9 2
                                    

Hwang Hyunjin.

Kesinlikle kabuğunun kalın olduğundan emin olduğum, aynı zamanda da bir o kadar kolayca çözebileceğimi sandığımdır. Onu en fazla   sokakta ki bir yabancı kadar tanıyorum ancak tuhaf bir şekilde onun her şeyiymişim gibi tanıyomuşum gibi hissediyorum.

Sonbaharı anımsatıyor, sigara kokusu üzerine sinmiş artık kendi kokusu gibi. Onun korkunç biri olmadığını biliyorum veya bildiğimi sanıyorum, kendime onun konusunda çok güveniyorum. Bu yüzden aptalım, bu güne kadar herkese şüpheyle yaklaşan biri olsamda onun için aynısını yapmamıştım. Hatalı olduğumu biliyorum, bu yüzden başımı duvardan duvara vurmak istiyordum.

Uyandığımda yanımda değildi, beni yanlış anlamayın zaten yanımda olmasını beklemiyordum. Ancak soğuk odada yapayalnız uyanmak beni affallatmıştı, kendime gelmeden tavanı izlemeye koyulmuştum. Bomboş bir şekilde sadece tavana bakıyordum, ne hissetmem gerektiğinden emin değildim. Hoş kendimden bile emin değildim ya ben, üşüdüğümü hissettim. Keşke biraz vicdanı olsaydı da üzerime pike örtmekten aciz olmasaydı diye geçirdim. Girdiği camdan çıktığı belliydi, odamda dün gece ki halimden çokta farklı olmayan bir şekilde uyanmıştım. Tavana bomboş bakarken dün geceyi hatırlamaya çalışıyordum, kesinlikle bir daha yaşanmayacağından emin olduğum utanç verici bir geceydi. Beni öylece öpmesine izin vermiş olmam kendimi fazlasıyla aciz hissettiriyordu. En son ona uyuşturucudan bahsettiğimi hatırlıyordum, söylediklerimi hatırlamamla hızla yatağımda doğrulmuştum. Nefesimin düzensizleştiğini fark ettiğimde derin nefesler alarak onları düzenlemeye çalışmıştım.

Daha sonra odada gözlerimi gezdirmeye başlamıştım, neden yaptığımı bilmeden gezdiriyordum. Belki de yaşadığım utançtan kurtulmak içindi bu, odada gözlerim dolanırken ceketimin olması gerektiğinden dağnık durduğunu fark ettim. Evet dağnık biriydim ancak dün gece kenara attığım rastgele bir monttan daha fazlası gibi duruyordu. Ceplerinin dışarda olduğunu fark ettim, az önce düzene soktuğum nefeslerim tekrardan bozulmuş ve bu sefer nefes alamadığımı fark etmiştim. Aklıma gelen kötü düşüncelerle ayaklarım titremeye başlamıştı. Ayaklarımın üzerinde zorla dururken zorlanarak ceketime ulaştım.

Hayır bu kadar ileriye gidemezdi, bunu yapmış olmasına olanak vermiyordum. Evet, Hyunjin güvenmemeniz gereken bir insandı. Bunu çok iyi biliyordum, ancak bunu yapmış olamazdı. Dün gece odama gelip beni öpücükleriyle uyuttuktan sonra mallarımı kaçıp gidemezdi. Bu kadar kalpsiz olmasını beklemiyordum, uğradığım şoka rağmen ceketi elime almayı başarmış ve büyük bir hışımla ceplerini karıştırmaya başladım. Elime gelen ıvır zıvırları sinirle dıvara fırlatıp aramaya devam ettim. Her geçen sayede umudum tükense de aramaya devam ettim  en sonunda bulamadığımda ceketi büyük bir sinirle odanın içine fırtlattım. Almıştı, gerçekten de elimdekileri almıştı. Dün gece burada olmasının sebebi mallar içindi, beni siklediği filan yoktı. Ne kadar zavallıyım, sözlerine inanmıştım. Kafamı duvardan duvara vurmak istiyordum, daha fazla ayakta kalamayarak dizlerimin üzerime düştüm. Dizlerimin acıması umrumda değildi, gerçekten böylece ona kanmak beni çok zayıf hissettirmişti. Ondan kesinlikle nefret ediyordum, ellerim daha fazla dayanamayıp kendilerini soğuk mermerle buluşturdular.

Ağlamak istiyordum ama ağlayamıyordum. Saf nefret vardı içimde, normalde de bu kadar sinirlenir miydim bilmiyorum ancak şu an her zerreme kadar nefret vardı içimde. Kendimi zorla olsa da kaldırdım, banyoma doğru titreyerek ilerledim. Zorlamıyordum, etkisi altında olduğum şok yüzünden epeyce zorlanıyordum. En sonunda banyoya ulaştığımda kendimi duşa attım, üzerimde ki kıyafetleri umursamadan soğuk suyun altına girdim. Muhtemelen hasta olacaktım ancak şu an bu umrumda değildi. Suyun altında şoku atlatana kadar bekledim, ne kadar zaman geçtiğini bilmiyordum ama bir anda üzerimde ki her şeyden kurtulmuş ve elime aldığım lifle sertçe vücudumu ovalamaya başlamıştım.

be quiet and drive (far away), hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin