9

66 2 2
                                    

Çıplak elleriyle öldürecekti bu adamı sonunda. Bilerek yapıyordu. Bilerek koymuştu en üste o iç çamaşırını. Yanında oturan adama döndü. Sanki hiç bir şey yapmamış gibi oturuyordu yerinde.

Barlas gülmemek için dilini ısırıyordu. Kızın evdeki hali çok komiğine gitmişti. Gözleri kocaman olmuş, yanakları kızarmıştı. Valizi daha kapatmadan "Ben aşağıda bekliyorum sizi." diyerek kaçmıştı odadan. Arabadaki tavrı ise öldürücü bakışlarıydı. O yüzden gülemiyorduya. Bu küçük sarışın hayatta korktuğu tek kişiydi.

Asi içinden kırmızı yanan tüm trafik lambalarına sövüp,yolculuğun bitmesi için dakika sayıyordu. Evlerinin önüne geldiklerindeyse "İyi akşamlar" dileyerek koşar adım evine girmişti. Her şeyden habersiz Hakan bagajdaki valizi aldığında omzuna dokunan elle sağına döndü. Patronu sırıtarak bakıyordu ona. "Bir şey mi oldu abi?"

"Yok Hakancım. Bazen zevzek işlerin işe yarıyor." Hakan'ın omzuna bir kere daha vurup apartmana girdi. Hakan abisinin artık delirmek üzere olduğunu düşünüyordu. Sarışın kız aklını almıştıya abisinin.

Şoföre mahalle insanını rahatsiz etmeyecek bir şekilde park etmesi gerektiğini anlattıktan sonra apartmana girdi. Elinde valiz yukarı çıkarken kendi eşyalarınıda yarın alma planı yapıyordu. Böyle nasıl yaşayacaklarını düşünürken kafasına düşen bir cisimle acıyla bağırdı. Ayaklarının önünde topuklu bir ayakkabı vardı. Kafasını yukarı kaldırdığında iki üst katta ona bakan kız ile göz göze geldi. Kız merdivenlerden koşarak inmeye başladı. O başını ovalarken kızda aşağı inmiş önündeki ayakkabının tekini almıştı. Siyah beline kadar gelen saçlarını savurdu. "Ne duruyorsunuz tam topuklu ayakkabımın altında?"

Hakan bir özür beklerken azarlanmasiyla sinirlendi. "Afedersiniz hanımefendi topuklu ayakkabınızın bu saatlerde kendini aşağı attığını bilmiyordum. Yeni taşındıkta."

Özlem mahallede daha önce böyle bir adam görmemişti. Takım elbisesi vücudunu çok güzel sarmış,gevşettiği kravatıyla çok seksi bir görüntüsü vardı. Böyle bir adamın bu apartmana niye taşındığını düşünürken annesinin seslenmesiyle kendine geldi. "Öğrenmiş oldunuz." diyerek bu sefer indiği merdivenleri koşarak yukarı çıktı. Ayakkabılarını yeni almıştı ve annesi gereksiz alışverişe kızardı. Ondan saklamak için kapının önündeki ayakkabılığın arkasına koyacakken annesinin kapıya yaklaşmasıyla ayakkabıları arkasına atmış birini düşürmüştü. Yakalanacaktı adamın bağirmasiyla az kalsın.

Hakan başını ovarak oturma odasına geçtiğinde Barlas merakla "Ne oldu?" diye sordu. "Yok bir şey abi."

"Başını niye tutuyosun o zaman."

"Şefkat verenim yok kendi kendimi seviyorum abi." cevabını alan Barlas kızarak yerinden kalktı. "Hadi ben deliriyorum sana ne oluyo? Başına taş mı,saksı mı düştü?"

"Kırmızı,37 numara."

"Ney?"

"Boşver abi uyu sen."

Bu adamların ikiside birbirlerinin bu mahallede nasıl delirdiklerine,sevdaya bulaştıklarına şahit olacaktı.

×××××××××××

Asi bir elinde kahve kupası,bir elinde kitabı balkonundaki sandalyesine oturdu. Bardağını masaya bıraktığında aniden gozetlendigini hissetmişti. Kafasını kaldırdı ve karşı balkona baktı. Genç patronu beyaz tişört,gri eşofman giymiş kendi gibi balkondaki sandalyesine oturmuştu.
Önünde masası yoktu. Daha alınmamıştı sanırım. Bacak bacak üstüne atmış,dizlerine dayadığı kahve kupası ile onu izliyordu. Göz kırparak kahvesini içtiğinde Asi'de gözlerini devirmişti. Açık bıraktığı sarı saçlarını savurup kitabına döndü.

Barlas genç kızın kitap okurken yaptığı mimiklerini saatlerce oturup izleyebileceğini fark etti. Dakikalardır izliyordu ve hiç sıkılmamıştı. Okuduğu kitabı merak etmişti. Hiç kafasını kaldırmadan ne okuyordu? Biraz daha odaklanıp kitabın adını okumaya çalıştı. "Grinin Elli Tonu" yazısını okuyunca kaşlarını çattı. Nasıl bir kitaptı bu? Hemen Hakan'ı aradı. Uykulu sesle telefonu açan Hakan'a hemen emir yağdırmaya başladı. "Yarın bana 'Grinin Elli Tonu' kitabını alıp getiriyorsun Hakan."

Hakan yastığa kafasını koyup kendini arayan numaraya tekrar baktı. Gerçektende Barlas abisiydi. Bu adamın o kitap ile ne işi olurdu? "Abi senin tarzın değil o kitap."

"Sana sordum mu Hakan?Al diyorsam  al işte. Hem türü ne bu kitabın?"

"Filmi var abi istersen bi izle sonra alayım sana kitabını." dediğinde içinden kendine bir küfür etti. İzledikten sonra kızacaktı şimdi "Sen nasıl filmler izliyorsun?" diye.

Barlas'ın aklına yatmıştı filmini izlemek. Okumak daha uzun sürerdi hem. Karşısındaki Hakan'a bir şey demeden telefonu kapattı. Tekrar balkona kafasını çevirdiğinde sesli bir küfür savurdu. Asi ne zaman içeri geçmişti? Odasının perdeleri kapalı ışığı sönüktü. Yıldızlarla dolu gökyüzüne baktı. Gözlerini kapatıp bir kac saniye sessizliği dinledikten sonra kalkıp odasına girdi. Kitabın filmini izlemek için yatağına uzandı.

××××××××

Barlas dün gece izlediği film serisinin etkisindeydi hala. Neler okuyordu genç kız böyle? Merdivenlerden inerken tekrardan arkasındaki Hakan'a döndü."Sen nerden biliyorsun bu filmi lan? Senin çok boş zamanın var her halde Hakancım?"

Hakan gözlerini devirmemek için zor tutuyordu kendini. Omuzlarını düşürüp "Abi sana kitabı önerene kızsana." dedi. Barlas'ın daha çok damarına bastığının farkında değildi. "Ona da sıra gelecek Hakan. Sen liseli ergenler gibi erotik film izlemeye devam et." Barlas'ı bir kızın kıkırtısı bölmüştü. İkiside üst kattaki merdivende gülüşünü gizlemeye çalışan kıza döndü.

Özlem bu iki adamın komik tartışmasını duyunca yavaşlayarak merdivenden inmeye başlamıştı. Kendini gizleyecekti ama gülmesini tutamamıştı. Elini ağzından çekip hiç bir sey olmamış gibi merdivenden inmeye devam etti. Barlas önüne dönmüş,Hakan utançla başını eğmişti. Rezil olmuştuya kıza.

Apartman kapısını açıp teker teker sokağa çıktılar. Asi, apartmandan çıkan üçlüye baktı. Liseyi beraber okuduğu,arada takıldığı arkadaşı Özlem iki genç adamın arkasındaydı. Gülümseyerek yanına gidip sarıldı arkadaşına. "Hayırsız,neden gelmiyorsun uzun zamandır?"

"Biraz yoğunum şu sıralar. İşe başladım." Barlas'lara döndü. "Patronum Barlas Bey sizin apartmanda oturuyor."

Kendine selam veren adama o da başıyla karşılık verdi. Sonra gözleri yanındaki adamla kesişti. Asi arkadaşının nereye baktığını görünce araya girdi. "Hakan'da Barlas Bey'in sağ kolu."

Onada başıyla selam verip "Özlem bende." dedi. Düşündüğünden kısık çıkmıştı sesi. Hakan da kısaca "Memnun oldum" deyip arabaya binen abisinin peşinden gitti. Asi tekrardan Özlem'e sarılıp arabadaki yerini aldı.

Sessiz yolculuğun ardından şirkete vardiklarinda asansöre doğru gittiler. Hakan "Benim işim var girişte" diyerek onlardan ayrılmışlardı. İkili asansöre bindiklerinde kapanan kapının sesi Barlas'a filmi hatırlatmıştı. Şimdi filmdeki gibi o da genç kızı dayasaydı bir köşeye,öpseydi ona her zaman karşı çıkan dudaklarından. Derin bir nefes aldı. İçinden kendine sakin kalması gerektiğini söylüyordu. Boğazını temizledi,sıkan kravatını gevşetti. Dayanamıyordu,sonuçta onun yüzünden izlemişti filmi. Cezasını neden tek başına çekiyordu ki? Kıza döndü,gördüğü görüntü onu daha fazla tutamadı. Kendine kızarmış yanaklarıyla bakan kızı kolundan tutup yasladı en yakın köşeye. Dudakları,yumuşak sıcak dudaklarla buluştuğunda kızın daha sonra ona yapacaklarını düşünmedi anın keyfini sürüyordu şimdi.

Asansöre bindiklerinde Asi'nin de aklına okudukları gelmiş, genç adam ile burada öpüştüklerini hayal etmişti. Utanç ile kizarirken adama baktığında bir kac saniye içinde olanları kavrayamamıştı. Sert dudaklar, dudaklarını kavradığında içinden kendine sövüyordu.

Çünkü karşı çıkmak yerine karşılık vermişti.

Tekrar canlandıralım vote ve yorumları 😍😍😍

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 28, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ODUNCUKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin