#1

598 39 7
                                    

hikaye yarı (nadiren)3. kişi yarı (çoğunlukla)1. kişi ağzından anlatılır iyi okumalar

İşte mesaiye kalmak ne kadar kötüdür bilirsiniz. Üstüne üslük sevmediğiniz ya da gıcık olduğunuz kişilerde etrafınızdaysa, size o gece zehir olur. Bende artık uyku diye bir kavram olmadığı için alışkınım diyebilirim. Ara sıra aynı işte olduğum Childe ile uğraşmak hoşuma gidiyor. Ama eğer o benle uğraşıyorsa, kıyamet kopabiliyor. "Moucheeee!!~ Kahve mi sen mi içtin?" derken ofis masaların arasında ki duvardan sarkarak mızmızlanıyordu. Elimde ki karton bardakta ki kahveyi dikledim  ve kartonu alttan çöp kutusuna fırlattıktan sonra Childe'a döndüm, "Hangi kahve?" derken gururlu bir yüz ifadesiyle Childe'a bakıyordum. Childe elinin tersiyle başıma vuruverdi. Oturduğum ofis sandalyesinden kalkıp Childe'ın yaslandığı duvara yaklaştım, "Kavga istiyorsan, buyur." yumruklarımı sıkıp sırıttım o an. Childe çekingen bir şekilde güldü ve duvardan ayrılıp masasına geri döndü. 

Dediğim gibi, hayatımda uyku diye bir kavram yok ve buna takılmıyorum. Çevremdekiler uyumamı söylesede genel olarak diğerlerinin sözlerine takmıyorum. İnsanlara güvencim sıfır. Umarım bir gün hepsi geberir. Düşüncelere dalmışken bir anda biri arkamdan dürttü, "Ne var amın-"

"Lan mal." gene kafama vuruldu... sikicem ama. "Kaptan ve pantalon ile bara gideceğiz gelecek misin?" adlarını söyleyemeyecek kadar üşengeç olamazsın. Her neyse. "Gelirim galiba, uzun zamandır içmiyordum." diyip teklifini kabul ettim. İçkilere karşı neden bilmem bir bağlılığım var. Büyük ihtimalle küçükken ki travmalardan biri yüzünden... her neyse.

........

Yüksek sesler, insanların anlamsızca bağırışları ve dans edişleri, kanıma işleyen uyuşturucu, beni sarhoş eden alkol... her şey birbirine girmişti. Belki hayatımda ilk kez uykum gelmiş gibiydi. Başımı koyduğum bar tezgahının soğukluğu yanağıma işliyordu, başım kaldıramayacağım kadar ağır geliyordu. Biri kolunu omzuma atıp beni kendine yaklaştırdı, o an başımı o kimsenin göğsüne koydum. O kadar sarhoştum ki... Adam da öyleydi büyük ihtimalle. Bana bakarak ilk hıçkırdı sonra güldü, "Şuna bak-.. Ne kadar da-" ve gene hıçkırdı "tatlısın öyle..." derken yüzünde bir sırıtış belirdi. Sonra yüzüme yaklaştı, o an adamın yüzünü detaylıca gördüğüm tek zamandı. Beyaz saçlarının arasında ki bir tutam kırmızı saçı, o akik taşı renginde ki gözleri... sonrası ise bulanık. Hiçbir şey hatırlamıyorum.

Sonra ki gün kahve aralarından birindeydik. Childe, Capitano ve Pantalone dün hatırladıkları komik şeyleri anlatıyordu, ben orada sadece dinleyici konumundaydım. Bir anda sohbet sırasında adım geçiverdi, "Scara'nın biriyle dudak dudağa olduğunu gördüm. Herhalde erkekti. Ama cidden nedense o zaman sarhoş olmama rağmen gerçekten gördüğüme yemin edebilirim!" derken bana döndüler. O an utancımdan yanaklarım kızarıverdi, "N.. NE?!! ŞAKA YAPIYORSUN!" derken Childe'ın gömleğinin yakasından tutup kendime yaklaştırdım. "Do.. doğru olmadığını söyle ve merhamet edeyim..." Childe sakin bir ifadeyle baktı bana. Boştaki elinin işaret parmağını gözüne götürdü, "Bu gözler görmedikleri hiçbir şeyi anlatmaz. Gördüyseler, her zaman doğrudur." . Tanrım bu herif benle dalga mı geçiyor. Cidden biriyle mi öpüştüm ben?? Capitano o kalın sesiyle güldü biraz, "Hah! Bay Scaramouche'un gay olabileceğini kim bilebilirdi ki??"

"Lütfen, Capitano... Senide biliyoruz." derken sırıttım. Tabii ki kimsenin bilmediği bazı şeyler biliyordum. 'Cinsel şeyler' ve bunlar gereğinden daha gürültülü. Capitano bir anda susuverdi ve başını boş duvara çevirdi. İnsanların sakladıkları en boktan şeyi bilmek eğlenceli. Bazıları ne kadar rahatsız edici olsada bana zararı yok. Kesinlikle!! İnsanları rezil etmek yaptığım en eğlenceli şeylerden biri olabilir. Sinirlerini bozmak, rencide etmek, rezil etmek... pekala pekala çok kötüyüm evet. Childe bana yaklaşıp kulağıma eğildi ve fısıldadı, "Bazı şeyleri ortalıkta söylemek zorunda mısın Mouche?"

"Öncelikle bana Mouche deme, sonraki ise, Bay Zhongli'ye onu aldattığını söyleyebilirim." bilerek sesli konuşmuştum, ve Childe elini ağzıma götürüp beni susturdu. Pfft. "Biraz olsun kapa çeneni Mouche!-" fısıldadı yine kulağıma. Göz devirdim sadece. Childe dişlerini birbirine bastırdı, "Tck. Sen akıllanmayacaksın."

"Senden daha akıllıyım."

"Sus artık!!"

Odada ani bir sessizlik oldu. Bense gülmemek için yerimde zor duruyordum. 

.........

Nahida teyzenin yaptığı çörekler gibisi yok. En azından annemin yapamadığını yapıyor. "Ee? Dün neden eve gelmedin?" diye sordu Nahida. Ağzıma attığım çöreği bir süre ağzımda tuttum, bunun hakkında konuşmak bile istemiyordum. Ağzımda ki lokmayı yutup L koltuğa yerleşmiş Nahida'ya baktım, "Mesaideydim." tabii ki yalandı. Aslında bi' bakıma doğruydu. Ama tabii ki mesaide kalmak yerine sözde arkadaşlarımla bara gittim. Sonra sarhoş oldum, üstüme uyku çöktü, bilmeden birini öptüm... aman boş ver. Hatırlamak istemiyorum. Nahida sanki yalan söylediğimi sezmiş gibi bana baktı gözlerini kısarak, dürüst olacağım o an gerildim. Sonra konuşmamak için çöreklerden birini ağızıma tıkadım. Nahida oturduğu yerden indi ve bana yaklaşıp ağzımda ki çöreği çıkardı,

"Boğulacaksın yavaş."

"Onun için uğraşıyorum-.."

"Sshhh! Konuşma bakayım." 

"Mm-.."
mızmız bir bebekten farkım yokmuş gibi hissediyorum. Nahida teyzeyi severim, ama bazen gıcık oluyor. Fazla korumacı, en azından anneme bin basar. Bunları düşünürken yüzümü ekşittim, sonuçta rahatsız olduğum bir konuyu düşünüyorum. "Anneni mi düşünüyorsun?" bir anda ağzımda ki lokma boğazımda kaldı, hay sikeyim.

"Teyze yüz hatlarım bunu çok mu belli ediyor??"

"Seni büyüten ben olduğuma göre evet."

"Hadi ama!!"
Nahida gülmeye başladı. Harika. Tanıdığım insanlar tarafından rezil olmak gurur kırıcı. Özellikle annem gibi benimsediğim Nahida. Bazen o kadar iyimser ki ölmek istiyorum...

...........

Mesaiye kaldım. Yine. "Harika arkadaşlarım"dan oluşan toplulukla baş başayım. Ama bu sefer öylesine konuşmak yerine ciddi bir şeyi tartışıyorlardı. O sefer ilk kez sadece dinlemek yerine konuşmalarına dahil oldum, "Acaba biri bana tam olarak ne olup bittiğini açıklayabilir mi?" der demez cevabım hızlıca geldi,

"Kısaca başımıza başka bir adam geçiyor."

"Derken?"

"Adı Kaedehara Kazuha'ymış. Deneyimli ve aynı zamanda acımasız bir iş adam diyorlar. Şirket bir anda garip bir ruh haline döndü..." Pantalone'nin sesi konuşmasını bitirene kadar gergin bir şekilde çıkmıştı. Kazuha denen kişiyi bir kaç kere duymuştum ama hakkında hiç bir şey bilmiyordum. Tabii ki bilgi edinmek için sorular sormaya başladım, ve emin olun gereğinden daha fazla soru sormuş olabilirim. Bilgi öğrenmek her şeydir, yani benim için öyle.

...........

Eve gidiş yolunda Childe benle gelmeyi teklif etti, tabii ki defalarca reddetmeme rağmen peşimden gelmeye başladı. Bir süre arkamda yürüdükten sonra bir ara sokağa saptım, saf olduğu için niye oraya saptığımı kavramadan peşimden gelmeye devam etti. Bir kaç adım sonra Childe döndüm ve elimi omzuna attığım gibi onu yanımda ki binanın duvarına sabitledim, 

"Laftan anlamıyorsun değil mi Tartaglia?"

"Hehe~ Gerçek adımla hitap ettin? Ne zamandan beri ciddisin huh?"

"Sen beni takip etmeye başladığından beri diyelim."

"Hadi ama Mouche, evde oturup ne yapacaksın ki? Biraz olsun hayatın o sıkıcı ve kasvetli yerinden çıkıp eğlenceli tarafına ge-"

"Eğlenceli derken seksten mi bahsediyorsun? Almıyim. Cinsel şeylerle tatmin olmuyorum."

"Aklımı okumayı çok iyi biliyorsun." 

"Lanet çocukluk arkadaşımsın, o kadar biliyorum tabii ki."

"Elbette. Şimdi omzumu bırakır mısın? Çok sıkıyorsun da..."

"Pff-.."

ve Childe'tan ayrılıp geri çekildim. Bir süre omzunu ovuşturup esnedikten sonra bana baktı ve göz devirdi. O sırada elimi havaya kaldırıp tersiyle Childe'ın yanağına vurdum, "Hey hey havalara girme hemen." kaşlarımı çatıp kollarımı göğsümde birleştirdim. Childe somurtup bana üzgün bir ifadeyle bakmaya başladı, "Çok kabasın..." derken dudağını büktü. Ne yapmaya çalışıyor bu? Duygu sömürüsü mü? "Evet öyleyim." dedikten sonra ara sokağın caddeye çıkan tarafına yürümeye başladım. Childe arkamdan bağırdı o sırada, "Hiç mi acıma duygun yok lan?!" peşimden koştu ve omzumdan tutup beni kendine çevirdi. O sırada hızlı bir hareketle kelebek bıçağımı çıkarıp Childe'ın boynuna dayadım, "Bence deşilmeden önce siktirip gitmelisin, öyle değil mi?" derken bıçağı biraz boynuna bastırdım Childe'ın. O sırada sessizce ıkınıp elini omzumdan çekti. Bıçağı indirip cebime geri koydum, arkamı döndüğüm gibi uzaklaştım. Childe'ın sonradan ne yaptığını hiç bilmiyorum.

........

Saat neredeyse on ikiye geliyordu, ancak eve gelmiştim. Nahida teyze yatağına geçip uyumuştu bile. Omzuma astığım postacısı çantasında ki dosyaları alıp çantayı askılığa astım üzerimdeki ceketle birlikte. Dosyalarla birlikte mutfağa ilerledim, Nahida teyzenin benim için masanın üzerine koyduğu yemeğe baktım. Masaya ilerledikten sonra bir sandalye çekip oturdum, tabağı kendimden uzaklaştırıp dosyaları incelemeye başladım. Bütün gece sadece dosyalarla uğraştım, yemeğe dokunmaya fırsatım bile olmadı.


-1206 kelime yey
yeni bir hikaye ile ortama giriş yapıyorum woooooo
;; ☆. •° .• 🌾

Puppet Master ;; KazuscaraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin