5

212 25 13
                                    

Gözlerimi bir elimi tutan Sahra'nın eline deydirdim. Elini biraz daha sıktım, güvende hissediyordum. Sahra başını bana çevirip gülümsedi ve beni kendi hizasına çekti.

"Bir şeyler yemeye gidelim mi? Bu gün karne günü sonuçta." Göz kırpıp gülümsedi. Gülümsemesine karşılık verip başımı salladım.

Parmaklarımızı birbirine kenetledim. Tıpkı sevgililer gibi yürüyorduk şuan sokakta. Ellerimiz birbirine kenetli, adımlarımız uyumlu. Düşüncesi çok güzel gelmişti.

Geldiğimiz şirin kafenin kapısını açıp önce benim geçmeme izin verdi, ona utangaçca gülümseyip kafeye girdim, o da arkamdan geldi. Beni boş olan masaya yönlendirmek için elini belime koyup beni o tarafa yürüttü. Masaya otururken onun bana karşı yaptığı tek bir hareketi bile beni ne kadar heyecanlandırdığını fark ettim.

Siparişlerimizi almak için yanımıza gelen garsona Sahra önce kendi siparişlerini söyledi. Sonra işaret diliyle bana ne istediğimi sordu.

"Çilekli pasta."

"Kız arkadaşım da çilekli pasta istiyor."

Sahra'nın söylediği şey ile garson gülümsemişti. Çilekli pasta istemenin neresi komikti ki?

Siparişlerimiz geldikten sonra aramızda hiç bitmeyecekmiş gibi görünen bir sohbet başladı.

Dışardan sessiz, içinden çok sesliydi.

Pastamdan kalan son lokmayı da ağzıma atıp dolu ağzım yüzünden şişmiş yanaklarımla Sahra'ya gülümsedim. Yüzündeki gülümsemeyle elini yüzüme yaklaştırdı ve dudağımın kenarını sildi. Utanarak elime peçete aldım ve ağzımı sildim, Sahra ise parmağındaki pasta kremasını ağzına götürüp yalamıştı. Vücuduma akın eden sıcaklık beni delirtecek gibiydi.

"Hadi gidelim." Sahra'ya bakıp başımı salladım.

"Hesap?" Diye sordum.

"Ödedim ben."

"Neden!?" Beraber ödeyebilirdik sonuçta.

"Ne demek neden? Seni ben davet ettim. Bir de sana hesap mı ödetseydim Asel?"

Başımı salladım kendimden emin bir şekilde. Bana sesli bir şekilde gülüp elini belime koydu ve beni çıkışa yönlendirdi. 

𓆝 𓆟 𓆞

Kafeden sonra Sahra beni evime bırakmıştı, ilk geldiğimde evde kimse yoktu ama işitme cihazlarıma ne olduğunu abime nasıl açıklayacaktım bu beni korkutuyordu. Öğrenince deliye döneceğini ve o çocuğu ve arkadaşlarını bulacağına emindim. Başının belaya girmesini istemiyordum, zaten Sahra ve arkadaşları onları yeteri kadar dövmüştü.

Salonda bacaklarımı kendime çekmiş başımı da dizlerime yaslamış oturuyordum ve tabiki eve gelen abimi ve arkadaşlarını fark etmedim. Abim yanıma oturup beni yavaşça dürtünce evdeki kalabalığı fark ettim.

Abim ve beş arkadaşı geniş salondaki L koltuğun köşelerine dağılmıştı. Abim işaret diliyle benimle konuşmaya başladı.

"İşitme cihazların nerede Asel?"

"Kırıldılar."

Gözleri büyümüştü. "Ne demek kırıldılar?"

"Abi anlatacağım yemin ederim ama sakin olman lazım."

"Ne için sakin olmam lazım Asel açık açık anlatsana?"

"Bu gün okulda birkaç çocuk..."

Sessiz |gxgHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin