NEFRET

106 7 0
                                    

   Öncelikle hikaye bana ait değil, ben sadece çevirisini yaptım. Hikayenin orjinali A03 sitesinde Erik hates people ismiyle anonim bir yazara ait olarak yer almaktadır.
.............................................................

Erik evrak çantasını gereğinden fazla sert kapatıyor. Metalin takırdaması ve minik kilit mekanizmalarının yerine oturması, bütün gün birikmiş olan ezici stres ve öfkesinin bir kısmını çıkarmasına yardımcı oluyor.

Büyük cam kaplı ofisinden çıkarken ters giden her şeyi düşünüyor. Yeni yardımcısı Sean kahvesini karıştırmıştı, en iyi avukatı Emma telepatisini bir tanık üzerinde yasa dışı kullandığı için hakkında soruşturma açılmıştı ( ve Erik onun bu durumdan kurtulabileceğini bilse de, bu sadece aklına takılan başka bir şey). Ve bir de sürekli izin isteyen Azazael var ve Erik'in gerçekten izin vermeme gibi seçeceği yok, aksi takdirde baldızı kardeşine şikayet edecek ve Erik'in hayatı olması gerekenden daha karmaşık hale gelecek.

Erik, nefes almak dışında hiçbir vasfa sahip olmayan zevzeklik eden çaylaklardan oluşan-tabiki ilgisini zerre kadar çekmeyen- kalabalığın yanından hızlıca geçerken son davalarında çok gerekli olan DNA sonuçlarının biran önce çıkması için kendi mutasyonu ile varoluşsal krizler içindeki adli tıp uzmanları Hank'a eziyet etmenin legal veya illegal yollarını düşünür.

Bir çalışanı, adının Angel olduğunu hatırlıyor , ismi mutasyonuyla uyumlu. Toplantı sırasında kanatları üzerindeki kontrolünü kaybetti ve ufak bir kriz yaşandı. Mutasyonu çok güzel ve çok uzun süre kızgın kalamıyor.

Ama yinede herkesten nefret ediyor.

Eve giderken gördüğü herkesten nefret eder. Evi epey uzak ama Erik her zaman yürümeyi seçer. Formda kalmayı ve en azından biraz temiz hava almayı seviyor. Ama herkes her zaman çok hızlı hareket ediyor, gözleri küçücük telefonlarına dikilmiş ve birbirlerine çarpıyorlar, sigara dumanları kalın bir umutsuzluk bulutu gibi üzerlerinde dalgalanıyor.

Eve hala her şey hakkında sinirli bir şekilde gelir, aklı takılan iki konu var. Sean'ı kovması mı yoksa ona ikinci bir şans vermesi mi gerektiği, diğeri ise mahkeme salonlarında mutasyon kontrolü hakkında Emma ile düzgün bir görüşme yapması gerekip gerekmediği.

Zihni ile kapıyı açar, montunu asar ve çantasını yere bırakır ve duraklar.

Tüm ışıklar açık ve muhteşem yemek kokusu evin içinde süzülüyor ve Charles'ın mutfakta şarkı söylediğini duyabiliyor. Sehpanın üzerinde bir yığın yarı notlandırılmış kağıt var ve birkaç pencereyi açtıktan sonra mutfağa dönüyor.

"Although no one understood we were holding back the flood, learning how to dance the rain....' Charles şarkı mırıldanıyor ve Erik hareketsiz kalır

Gott , Charles'ı seviyor. Tüm dünyada Erik'in sevdiği tek kişi. Omuzlarındaki tüm hüsran ve öfkenin kalktığını hissedebiliyor, yerini onu ne kadar özlediğine dair derin bir sevgi hissi alıyor.

"Erik! "Charles zıplar ve kocasına sarılmak için atlar "Seni özledim" ve Erik'in dudaklarına nazik bir öpücük kondurmak için parmak uçlarında yükselir ve tadı şekerli çay ve bisküvi gibidir.

Erik onu o kadar çok seviyor ki kalbi eziliyor. Charles'ı kemer tokasından kaldırıyor ve kendine çekiyor. Şarkı söyleyen ve büyükbaba süveterleri giyen kocasını sonsuz bir şefkat patlamasıyla kucaklıyor.

Charles ona kıkırdar ve Erik kıkırdayan biriyle evlenir ve bunu neden sevimli bulduğunu açıklayamıyor . "Makarna yapıyorum," Charles, burnunu Erik'in boynuna bir kedi gibi sürterek, "günün nasıl geçti?"

Oh Dear Diary...(Cherik)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin