"Yani sen beni seviyor musun?" Diye sordum. Gerçekten seviyor muydu? 48 yada 49 numaralı ayağıyla bana dahada yaklaşıp.
"Bu sene ödeyeceğim vergi kadar" dedi. Tam, ne kadar ödeyeceğini soracakken kapı çaldı. Gelen siyah giyinimli 1.80 boyunda bir adamdı. Ellerini önünde birleştirip başını eğdi. Acaba kimdi bu?
"Efendim özür dilerim. Çok önemli bir şey var efendim." Efendim dediğine göre sanırım öğrencisiydi. Şükrü hoca mıydı?
"Tamam Abidin. Sen çık ben geliyorum."
"Tamam efendim." Adam çıktıktan sonra Şükrü 48 yada 49 numaralı ayaklarıyla geriye doğru adım attı.
"Ben bir kaç saat sonra gelirim. Ben gelene kadar uslu bir kız ol."
"Şükrü sen hoca mısın?" Anlamaz gözlerle bana bakıyordu. Ne dedim ki sanki
"Ne diyorsun sen? Ne hocası?" Gerçekten bunu soruyor muydu?
"Gelen adam sana efendim dedi. Sanırım saz öğretiyorsun. "
"Nuriye iyi misin? Onlar bana efendim demek zorundalar çünkü ben onların efendisiyim."
"Ne efendisi?"
"Ben mafyayım Nuriye. Daha kaç defa aynı şeyi tekrarlayacağım?"
"Mafyaların adamları mı oluyor?" Bıkmış gibi başını yukarıya kaldırıp nefes verdi.
"Neyse ben gidiyorum. Sakın kaçmaya çalışma!"
"Tamam Şükrü. Sende abarttın neden kaçayım ben? Hem ben seni seviyorum." Tanrım ben neler diyorum tamam ondan hoşlanıyorum ama bunu ona söylememeliydim.
"Ne? Ne dedin sen?" Be diyecektim şimdi.
"H-hiiç." Sırıtmaya başladı.
"Neyse ben çıkıyorum. Dediklerimi sakın unutma!" Kapıyı son hız çarpıp odadan çıkmıştı. Gözüm yatağın üstündeki telefona kaymıştı. Şükrü odadan çıktıktan sonra çalmaya başladı. Hemen elime aldım. Arıyan Emine'ydi. Hemen gelen çağrıyı açtım.
"Kanka ben evin arkasındayım. Burada kocaman bir pencere var. Oradan kaç ben hemen altındayım." Yatak odasından aşağı bakınca Emine'yi gördüm. Bir yanım gitmek istemiyordu. Tanrım neler oluyor bana?ondan hoşlanıyor olamazdım. Pencereyi açıp konuşmaya başladım.
"Nasıl ineceğim?"
"Çarşafları uç uca birleştir. Kendini aşağı sarkıt." Hemen dediğini yapıp çarşafları uç uca birleştirdim. Aşağı ineceğim sırada havada bir kelebek gördüm. Bende onu iki elinle yakalamak isterken popomun üstüne düştüm.
"Eyvah! Çok ses çıktı çimlere düşerken." Hemen ayağı kalktım pantolonumun popomun üstündeki kumaşını temizledim.
"Nuriye buraya gelirken garaj gibi bir yerden çığlık sesleri geliyordu. Acaba baksak mı?" O diyince bende neler olduğunu merak etmiş kabul etmiştim. Garaj gibi bir yerin önüne geldiğimizde gerçekten Emine'nin dediği gibi çığlık sesleri geliyordu. Küçük cam gibi bir yerden içeriye baktığımızda Şükrü saldalyeye bağlı bir adamın kafasına silah dayıyordu.
"Ne yapıcak acaba? Neden adamın başına silah dayıyor?"
"Bilmem. Belki film felan çekiyorlardır."
"Komedi filmi mi acaba?"
"Evet olabilir". Tam o esnada 36,5 numara ayağım olduğu için ayakta durmakta zorlanmış yere düşmüştüm. Şükrü duymuş olacakki başını çevirip olduğumuz yöne baktı. Emine