13, end

84 21 38
                                    

yıllar geçmişti, 2000'li yılların henüz başlarındaydı.

chaeyoung ve mina, birbirlerinin ne yaptıklarından habersiz ülkenin iki ucunda bekliyorlardı.

fakat ikisi de birbirlerini unutmamıştı, unutamayacaklardı hiçbir zaman. nasıl unuturlardı ki yalnızca birbirleri için atan kalplerini. chaeyoung mina'yı affetmişti bile, hiç kızmamıştı aslında ona. şimdi sadece geri dönmesini bekliyordu genç kızın.

son malikanesi de yıkılmıştı, mina'nın gitmesi gibi anıları da gitmişti şimdi.

chaeyoung'un gönlüne yeni birisi girememişti bile. mina'yı unutamazdı ki o. unutamamıştı da zaten.

mina da yıllarca bekliyordu hapisanenin bir köşesinde. dünyada milyarlarca insan vardı fakat mina için sadece bir kadın, hayatını ona adadığı bir kadın vardı. beklerdi bu yüzden chaeyoung'u, ne olursa olsun.

chaeyoung evinde hala mina ile beraber oldukları fotoğraflarını saklıyor, mina'nın özlemine dayanamayıp ağlıyordu.

bunlar yaşanmamış olsaydı, hiç oturmasaydılar o gün kahvaltı masasına, bunlar olur muydu? iki genç kız kavuşur muydu? kahretsin ki son chaeyoung, bu soruları düşünmeden edemiyordu.

lüks otomobilin koltuğuna dayadı kafasını, ayaklarını sallandırıyordu yavaşça. düşünüyordu. birden çıkıp gelse, onu affeder miydi? affederdi, afdederdi onu chaeyoung.

akmaya başlayan gözyaşlarını saklamaya çalıştı chaeyoung, kimsenin görmesini istemedi.

cebinden çıkardığı peçeteyle silmeye başlamıştı gözlerini.

kafasını da cama dayamıştı. düşüncelere dalıyordu yavaşça.

gözlerini kapattığı her zaman, aklına anıları geliyordu, bu oldukça can sıkıcıydı.

21.03.2005

chaeyoung evlerinin bahçesinde koşan kız çocuğunu izliyordu bir heyecanla. mina'nın minik tebessümüyle onu izlediğinin farkında değildi.

"şimdi kumu nasıl aldığıma bak." diyen minik kardeşine gülmüştü chaeyoung.

o anda chaeyoung'un görüş alanına mina girmişti. chaeyoung bir saliseliğine özlem dolu bakışlarını üstünde gezdirmişti.

chaeyoung'un gözleri heyecanla açılmıştı, kumda oynayan kız kardeşine "bekle beni, geleceğim şimdi." diyip ayağa kalkmıştı.

"mina..." diye fısıldamıştı fakat bunu mina duyabilmişti.

başını sallamıştı mina.

"güneşin, chaeyoung. ben geldim, beni reddedeceğini hissedebiliyorum ama seni son kez görmek istedim."

chaeyoung'un gözlerinden birer damla yaş süzülmüştü yine.

"sana ağlama demiştim, çok iyi hatırlıyorsun. yapma, ağlama. bu gözler ağlamamalı, yıldızlar düşmemeli demiştim sana veda ederken. neden sözünü tutmuyorsun?" demişti chaeyoung'un saçlarıyla oynarken mina.

chaeyoung daha fazla dayanamayarak yılların hasretiyle sarılmıştı güneşine. kokusunu içine çekmişti.

mina'dan da karşılık gecikmemişti, sarmıştı o da kollarını yıldızına.

"seni özledim."

"shh, kavuştuk işte." demişti mina.

gözlerini kaybetmesine neden olduğunu bildiği halde vazgeçememişti ondan chaeyoung. ve sormuştu karşısındakine.

"gözlerimdeki yıldızların hiç sönmemesini ister misin mina?" diye sormuştu.

mina, ona yapılan en güzel teklif olduğunu düşünmüştü.

"istiyorum chaeyoung, teklifini kabul ediyorum. beni beklediğin için sana çok minettarım, sen kusursuz birisin." demişti.

güneş arkalarında titrerken, çiçek yaprakları rüzgarla beraber bir ritim yakalayıp savrulurken birbirlerine bir söz verdiler.

"ölüm bizi ayırana kadar birlikte olacağız."

"söylemeye şimdi fırsat buldum da, yıldızlar gözlerinde hapsolmuşlar, parlıyorlar chaeyoung. hala eskisi gibi düşünüyorum sevgilim. çok güzelleşmişsin." demişti sevgilisinin saçını parmaklarının arasına alıp kulağının arkasına sıkıştırırken.

en sonunda ise yine birleşmişti iki kadının gölgeleri.

ilk başta yüzsüzce karşısına çıkmayı anlamsız bulan mina, şimdi tanrı'ya kendisine bu nimeti verdiği için şükretmeye başlamıştı.

"gözlerimi kaybetmeme neden oldun doğru mina fakat gözlerimin parladığını ve yıldızların gözlerimde olduğuna inandırdın bana, umudumu kaybetmişken hayata bağladın beni. yıldızlar bana aitmiş gibi geldi. ben de çok minettarım."

mina gülümsemişti. ömür boyu yaptığı hatanın kalbinde açtığı yarayı taşıyacaktı fakat chaeyoung'u görmek bile o yaraları sarıyordu.

belki fark etmeyenler olmustur diye soylemek istiyorum, mina chaeyoung'a ilk bolumlerde mor sumbuller hediye ediyordu. fakat chaeng hatirlamadigini soylemisti. ve biliyorsunuz ki chae dogustan degil bir kaza sonucu gozlerini kaybetmisti. o kazadan once chaeyoung cok renkli, eglenceli, hayal kurmayi seven biriyken kazadan sonra kapilarini dis dunyaya kapatmis ve hayal kurmayi birakmisti. bu yuzden dunyadaki cogu seyin rengini, boyunu, sekilini vb unutmustu. mina hayatina girdikten sonra bazi seyler chae icin degismeye basladi ve artik hayal kurabiliyordu. hayal ettigi seyler de yildizlar, gunes ve mina'ydi.

okudugunuz icin cok tesekkur ederim, okuma listeleri ve oylar icin de. umarim begenmissinizdir ve sizi hayal kirikligina ugratmamisimdir. her neyse, uzattikca ayrilamayacakmisim gibi geliyor, sizi seviyorum!!! baska kurgularda gorusmek uzere.

 her neyse, uzattikca ayrilamayacakmisim gibi geliyor, sizi seviyorum!!! baska kurgularda gorusmek uzere

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
yıldızlar gözlerindeler, michaengHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin