"Özledim, deli gibi." Gülümsedim, ben de özlemiştim.
"Ben de öyle bebeğim. Ben de özledim." Yanaklarını okşadığımda gözlerini kapamıştı sanki bir şeyleri çok daha iyi hissetmek için.
Dudaklarına kondurduğum öpücükle gülümsemişti. Bunu bekliyordu.
Ö...
Temiz galibiyet. Galiba iyi dileklerim fazlasıyla işe yaramıştı.
Gizem orada giymem için kıyafet seçiyordu bana. "Bak bunlar güzel." Sade bir kombindi. Hani Kim Possible vardır bilir misiniz!
Onun kombini. Haki rengi bir bol paça pantolonun üstüne siyah uzun kollu tişört. Yani biraz omzu falan açık çok benzeyememiştim ama olsun.
Saçlarımı kızıla boyama fikri çık aklımdan.
•
Altay'ın ısrarlarına dayanamayarak teklifini kabul ettim. Arabasına bindiğimde gülümsedi. "Evet, sevgilini nereden alıyoruz?" Kaşlarım çatılmıştı.
"Öyle birini bulursan alırsın Altaycığım." Altay'ın kaşları şaşkınlıkla havalanmıştı.
"Ama Mert Hakan, senin sevgilini de getireceğini söylemişti." İlk başta gelmeyeceğimi söyleyip sonra İrfan, sevgili eş dost getirebilirsin lafını söyledikten sonra kabul ettiğim için böyle mi olduğunu zannetmişti.
Küçük çaplı bir kahkaha attım.
"Yanlış anlamakla kalmayıp herkese söyledi mi bunu?" Altay kafasını salladı aşağı yukarı.
"Sevgilim yok, ufak bir yanlış anlaşılma." Altay kafasını salladı.
"Demek o yüzden, İyi yolda gelirken sevgilisini de al ona göre rapor verirsin dedi." Dediği şeye şaşkınlıkla güldüm.
•
Mekana girdiğimizde İrfan ve yanındaki güzel kadın -eşi olduğunu tahmin ediyorum.- Yanıma gelmişlerdi. Bizi tanıştırdığında gülümsedim, tatlı biriydi Gözde.
Çok iyi anlaşırmışım gibime geliyordu.
Ferdi de sevgilisi Sera'yı tanıştırdığında herkesin nasıl bu kadar sıcakkanlı olduğunu düşünüyordum.
Sera aşırı samimiydi.
Masada birkaç kişinin konuşmasını dinleyen Mert Hakan'ın yanına gittim.
"Sevgilini getirmemişsin." dediği şeye sırıttım. Neydi bu sevgili muhabbeti.
"Herkese de söylemişsin, işi çıktığı için gelemedi." Dalga geçmek komik olacaktı.
"Niye ya? Erteleseydi işini. Sana katlanan insanın kim olduğunu merak ediyorum."
"Erteleyemedi ya, her yerde ruh eşini yani benim kim olduğumu arıyor biliyor musun? Eğer bi' gün bulursa mutlaka tanıştırırım. Ben de bana katlanacak insanı gerçekten merak ediyorum Mertciğim." Dalga geçtiğimi biraz geç de olsa anlamıştı. Gözlerini devirdiğinde gülümsedim.
Arda hızla yanıma gelip ıslık çaldığında gülümsedim. "Bu ne güzellik abla?" Yanağından aldığım makasla o da gülümsemişti.
Yanımıza gelen Sera'yla gayet güzel bir sohbetin ortasındayken aniden kolumdan çekilmemle kendimi dans pistinde bulmam bir olmuştu.
Mert Hakan, beni izin istemeden dansa kaldırmıştı. Birisi bu çocuğa biraz nezaket öğretmeliydi.
Bir de öğretmeni olsam direkt hayatını teslim ederdi al yönet diye artık. O kadar sıkılmıştı muhtemelen benden.
"Evet dans edelim. Çok kibarsın. Sorduğun için teşekkürler." dediğim şeylere omuz silkti.
"Kusura bakma, önceki muhabbet için. Aramız açık olmasın ben öyle şey oldu biraz." Açıklamaya çalışırken daha da çok batırmıştı.
"Önemli değil, birazcık bana yardım edersen sorun çözülebilir." Kafasını salladı anlayışla.
"Ama bana tabi sorman lazımdı dans için. Sevgilim kızabilir sonuçta." Alayla konuştuğumda ofladı. "Yanlış anladık işte, Allah Allah. Sen de ne dillendirdin." Gülümsedim.
"Biraz da sen uğraş değil mi?" Kafasını olumsuz bir şekilde salladı.
Sera kaş göz yaparak lavaboyu gösterdi. Çok garip bir şekilde hızlıca yakın arkadaş olmuştuk.
Yani hem biraz çevremizde arkadaşımızın olmaması yüzünden olabilirdi.
