Yirmi Üçüncü Bölüm

3.8K 151 15
                                    

Yazar'ın anlatımıyla

"Ne desem bilemedim, ben sana yine zarar verdim." Mert Hakan, eski sevgilisinin yanında onu kaybetmekten korkarak konuşuyordu, belki kaybetmişti bile onu...

"Çok sinirli bir insanım ve bu sinirimi sana yansıtmaktan hiç hazzetmiyorum, ben böyleyim değişemem ki. Sana zarar verdiğimi söylediler İzel... Ben sana asla zarar vermek istemedim ki. Yemin ederim istemedim."

Gözleri olmuştu adamın.

"Herkes öldürür sevdiğini lafını yaşamaktan o kadar korkuyorum ki." Duraksamıştı. Genç kız onun bu söylediklerini duymuyordu ama hissedemez miydi?

"Arkadaşın, geldi yıktı bütün bildiklerimi. Seni ne kadar üzdüğümden bahsetti. Belki dedim, benden uzak durmak seni mutlu eder dedim. Bu bizim başımıza felaketten fazlasını getirmedi be güzelim."

"Kandırdı değil mi beni? Seviyordu çünkü seni. Hep ayrılmamızı bekledi, hiç birbirimizi sevmemizi istemedi." Eren'den bahsediyordu adam.

Sevdiği kadının vücudundaki yaralara baktı gözleri dolu dolu. O güzel yüzü çiziklerle doluydu.

"Nolur beni affet." Gözyaşları kadının ellerine damladığında bağlı olduğu cihazdan sesler yükseldi. İçeriye müdehale için giren doktorlar verdikleri şok sayesinde belki de hayata döndürmüşlerdi genç kızı.

Mert Hakan, yoğun bakımdan çıktığında gözleri kıpkırmızıydı. Genç kızın arkadaşı Sera kızmak istedi, kızamadı. Gördü çünkü gözlerindeki pişmanlığı, sevgiyi. Bitmemişti, bitemezdi de zaten.

Bu kadar kolay kapanmamalıydı bu defter.

Flashback

Mert Hakan'ın Anlatımıyla

Çağırdığı cafeye gittiğimde yüzündeki iğrenç tebessümle bakıyordu bana o velet. Tanıdığımdan beri hiç sevmemiştim. İzel, nasıl böyle bir insanla arkadaş olmuştu?

"İzel'in çevresinde olmanı istemiyorum." Ne diyordu lan bu lavuk?

"Bana bak birader, sen İzel'den uzak duracaksın." dediğim şeyle Histerik bir kahkaha atmıştı Eren denen çocuk.

"Sen onun neler yaşadığını biliyor musun? Onu çok iyi tanıdığını zannediyorsun. İzel, senin gibi bir adamın sinirine maruz kaldı. Senin gibi insanlardan korkar o. Evet, çok sinirli olup kendisini savunmaya çalışmasındaki tek sebep senim gibi bir insanın onu öfkesiyle delirtmesi."

Dediği şeylerle sustum. Ben onu delirten o adam değildim. Ya tarihi tekerrür ettirirsem? Ya ona zarar verirsem?

"Ondan uzak dur, eğer onu seviyorsan bunu onun için yap."

Haklı mıydı değil miydi bilmiyorum. İzel'i çok seviyordum ve kişiliğim yüzünden ona zarar gelmesini istemiyordum.

Ondan uzak durmalı mıydım?

Ya dedikleri yalansa?

"Nerden inanacağım sana?" Çantasından çıkardığı dosyayı bana uzattı.

"İzel'in psikiyatri dosyası ve konulan tanı." İçindekileri okuduğumda büyük bir travma yaşadığını gördüğümde gözlerimi sıkı sıkı yummuştum.

Benim ona bunu yaşatma hakkım yoktu.

Flashback son

Yazar'ın anlatımıyla

Doktor, yüzündeki tebessümle yaklaşmıştı Fenerbahçe ailesine.

"Durumu iyi. Normal odaya alacağız, çok yormamak ve çok kalabalık olmamak kaydıyla ziyaret edebilirsiniz."

Mert Hakan içeri girmek istese de bu sefer Sera'nın tepkisinden çekinmişti. İçeriye giren Sera, hasta yatağında gözlerini yavaş yavaş kırpan arkadaşına bakıyordu bir anne şefkatiyle.

"Annenlere haber vermemizi ister misin?" Sera'nın sorusuyla İzel iki yana salladı kafasını.

"İstemiyorum, iyiyim. Merak etmesinler." Anlayışla sallamışlardı kafalarını.

İzel'in gözleri tek bir kişiyi ararken odada olmadığını görünce yüzü düşmüştü, buraya da mı gelmemişti.

"Dışarıda. Sen yoğun bakımdayken girdi yanına." Altay, ne düşündüğünü anlamış olacak ki yanıtlamıştı onun düşündüklerini.

Herkes yavaş yavaş çıktığında Sera, soğuk bir ses tonuyla Mert Hakan'ın içeriye girmesini söylemişti.

"İyi misin?" Mert Hakan'ın sorduğu soruyla İzel kendisini zorlayarak alaycı bir şekilde gülümsedi.

"Sence iyi miyim?" Burada bile onun ne düşündüğünü düşünüyordu genç kız. O kadar bağlanmıştı ki ona, bu sevgi görülmeye değerdi.

"Beni neden sevmedin?" Duygusal bir konuşma bekliyordu onları, belliydi.

"Seni seviyorum İzel ama sana zarar veriyorum." Mert Hakan'ın dediği şeylerle İzel'in gözleri doldu.

"Sen yanımda olmadığın için bu durumdayım. Sen bana zarar vermiyorsun böyle bir saçmalığı nerden çıkardın?" İzel, yavaş yavaş konuştuğunda Mert Hakan'ın da gözleri dolmuştu bu defa.

"Arkadaşın sana zarar verdiğimi söyledi." Mert'in söylemiyle İzel sıkı sıkı kapatmıştı gözlerini.

"Geçmişten bahsetti değil mi? Senin kötü hissetmeni istedi." İzel'in dediği şeyle Mert Hakan kafasını salladı.

"Onun yaşattıklarını sen yaşatmazsın Mert, biliyorum. Ne kadar sinirli bir insan olursan ol. Eğer beni seviyorsan bizim sevgimiz her şeyin üstesinden gelebilir, ben buna inanıyorum." O kadar mantıklı konuşuyordu ki İzel, bu durumdayken bile.

"Özür dilerim."

"Özür dileme, bir dahakine yapma." Özür hiçbir şeyi düzeltmezdi ki. Özrü dileyenin gönlünü ferahlatmak dışında. Ona böyle söylemişti ki, bir daha yapmasın.

"Seni seviyorum." Mert Hakan'ın söylemine güldü kız.

"Bakacağız bakalım, ben seviyor muyum?" Dalga geçtiğinde Mert Hakan sırıtarak sessizliğini korumuştu. Çünkü o da biliyordu, o güzel kız da onu seviyordu.

Arkadaşlar gerçekten yaklaşık 2-3 saattir nelerle uğraştım. Şu bahsettiğim mevzu daralttı beni gerçekten. Yahu bir insan nasıl hiçbir şeyi kabullenmez ya?

Bu arada hikaye Fenerbahçe etiketinde #1 olmuşşş!! Büyüyoruz, gözlerimizin önünde hep beraber.

Çok seviyorum 💘

Komutan || Mert Hakan YandaşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin