Yalanlar ile dolu bir evlilik

25 2 14
                                    

Tahmin etiğimiz şey aynıydı. Evlilik sözleşmesi. Bu imkansız değildi evet ama Ateşin bunu çok iyi sakladığını düşünüyordum ve ona güvenmiştim. Hayal kırıklığı ile bakıyordum, ilk defa ne yapacağını biliyor gibiydi. Biz sessizliğimizi  koruyorduk. Ne cevap verebilirdim ki? Mantıklı düşünmem lazımdı ve şok etkisinden çıkmak için kolumu sıktım. Kenan babam bu sessizliği bozarak "Sizden bir açıklama bekliyorum. Sustuğunuza göre bu sözleşme doğru ha!" Adam haklı ne söylesek haklı. Yalanlar ile bir evliliğin yürümeyeceği ortadaydı. Üstelik ben babamın hastalığını saklarken. Ateşin yüzündeki şaşkınlık gitmiş yerini öfke almıştı. Ateş "Baba o sözleşme sadece işimi garantiye almaktı. Kim ne derse desin bu benim hayatım. Ayrıca sen bunu nereden öğrendin?" Ateşten böyle bir cevap beklemiyordum, ben inkar eder sanmıştım.

Kenan baba "Saçmalamayı kes Ateş. Ancak ben öldüğüm zaman bu sözleşme gerçekleşebilir. Kimden öğrendiğim de seni ilgilendirmez!" Çok sert konuştu, Ateşin bunu pek de umursadığı söylenemezdi. Kenan baba sözleşmeyi alıp yırtınca sinirli gözleri beni buldu bu sefer, bakışları biraz yumuşamış gibiydi. Eliyle beni göstererek "Beni o kadar hayal kırıklığına uğrattın ki, seni bu evin bu güne kadar görmediği gelini olarak görmüştüm. Oğlumu gerçekten seveceğini onu adam edeceğini, torunlarımın annesi olmanı ne kadar çok istemiştim. Demek ki bazı şeyler istemekle olmuyormuş." Kenan babam bunları söylemesi o kadar içtendi ki gözlerim doldu. Baktım ki o sert adamın da gözleri dolmuştu. Başımı öne eğdim o kadar utanıyordum ki. Gerçekten söyledikleri hem çiçekler açtırmış hem de parçalara ayırdı. Bir başkasının benim hakkımdaki hayaline bu kadar üzüleceğim aklıma gelmezdi. Sadece başım önde "Özür dilerim" Dedim.

Bu iki dakikalık duygusal andan sonra tekrar bağırmaya başladı. "Ancak ve ancak bana bir torun verdiğiniz süreç de belgelerini vereceğim Ateş. Şimdi odamdan çıkın ve gözüme gözükmeyin!" Duyduklarım ile tekrar başımı kaldırdım. Ben asla bir çocuk yapmayacaktım asla. Ateşte şaşkın bakıyordu ama onun ne düşündüğü umurumda değildi. Asla bana dokunamazdı. Üstelik bir belge yüzünden evlenen adam neden çocuk yapmak istemesin ki? 

Ateş Kenan babamın son söylediğini hiç duymamış gibi "Bana bunu nasıl öğrendiğini söylemeden gitmeyeceğim! Biliyorsun baba her türlü öğrenirim o yüzden uğraştırma beni." Kenan baba masasına geçip oturarak "Eninde sonunda öğreneceğini biliyorum. Leyla. Ona sakın bir şey yapayım deme. O olmasaydı hala ayakta uyutacaktınız bizi." Ne Leyla mı? Bu hizmetlinin kızı Leyla? Bu sefer o kızın etlerini lime lime etmez isem bana da Aylin demesinler. 

Ateşin konuşmasına izin vermeden konuştum. "Özür dilerim ama Ateş bir şey yapmayacak. Bizzat ben kedi ellerimle yapacağım!" Hışımla odadan çıktım arkamdan ikisi de bağırsa da umurumda değildi. Beni bu hale sokan geleceğimi elimden alan o kızdan bunun hesabını soracaktım. Hiç kimse umurumda değildi, ya boşanacaktım ya da sonsuza dek Ateşin eline bakacaktım. Ben bu değildim. Ev hanımı olmayacaktım. Kimsenin beni yönetmesine izin vermeyecektim, ben de ablam gibi ölmeyecektim! 

Hızla mutfağa girdim Leyla annesiyle oradaydı, elimle saçlarını tutuğum gibi dış kapıya götürmeye başlayınca debelenip bağırmaya başladı. Annesi de arkamdan bağırıyordu. "Gelin hanım ne yapıyorsunuz? Bırakın kızımı" Leylayı kapıdan çıkartıp yere fırlattığımda sinirle bağırmaya başladım. "Sen kimsin de benim hayatıma burnunu sokuyorsun. Senin ne haddine!" O sırada  Herkes etrafımda toplanmıştı. Yerde saçı başı dağılmış Leyla vardı. Gülizar anne "Kızım ne oluyor? Ne yapıyorsun?" O sırada Leylanın üstüne tekrar atlayıp bağırdım "Sana acıyorum. Pislik."  O sırada Ateş ve Kenan babam geldi. Ateş bana yaklaşarak Leyladan kurtarmaya çalışıyordu. Ateş "Kendine gel Aylin". Dese de benim taktığım söylenemezdi. Leylaya daha tekme tokat girişimimde belimden tutarak beni kendine çekti ve uzaklaştırdı, ben hala debeleniyordum. Hıncımı alamamıştım.

Leyladan uzaklaştırıp arabaya sürüklüyordu beni. "Bırak beni Ateş, bırak ya! Göstereyim günü de bir daha kime kafa tutulmayacağını öğrensin." Bu sefer Ateşin elinden kurtulup tekrar Leylaya koştuğumda beni yine yakalayarak birden omzuna attı. Bunu yaparken herkes bizi izliyordu. Kendimden de Ateşten de nefret ediyordum. 

Ateş bu sefer arabadan vazgeçti. Ben sinirle Ateşin sırtına vurup duruyordum. Bahçeden çıkarttı beni, ormana yürüyordu. "Ateş indir beni! Bırak da o kızın gününü göstereyim." Ateş sesini çıkarmıyordu. "Yaptıkları yetti ya! Üstüme su dökmeler, yaptığım yemeğin içine tuz torbasını boşaltmak! Kim bilir daha ne haince planları var. Bırak!" Beni ne söylersem söyleyeyim duymuyor gibiydi. Cevap vermemesi, beni kala almaması ayrı bir ironiydi. Sırtına vurmaya devam ettiğimde ise dağ ayısından ses geldi. "Eğer bir daha vurursan sırtıma olacaklardan ben sorumlu değilim" Bunu çok sakin söyledi. Üstelik bunca olan şeye rağmen. "Hadi ya! Öyle miymiş" Tekrar vurmaya başlayınca. Omzundan beni hızla indirdiğinde burun buruna geldik. Onun nefesi bana, benim nefesim ona çarpıyordu. 

Kendimi onu iterek çekildim ve etrafıma baktım. Bir dağın tepesindeydik ve bütün Samsun karşımdaydı. Hayranlıkla bakıyordum. Beni büyüleyen bu şehirden daha önemli şeyler vardı. "Beni neden buraya getirdin?" Kollarımı bağdaş kurarak dikildim tepesine. Ateş "Sence neden getirmiş olabilirim? Daha fazla olay çıkarma diye. Bir tek sen mi biliyorsun her şeyi? Sadece kendi kafana göre hareket edemezsin!" Bak bak coşmaya başladı yavru kedicik. "Ne yapsaydım gidip anlından öpse miydim?" Ateş sabır dilercesine dolanmaya başladı. "Leylanın hesabını ben zaten kesecektim, burnunu sokmak zorunda değildin!" Keşke Leyla yerine bunu dövseydim en azından bu lafları duymazdım. "Benden ne yapmamı bekliyordun? Gidip odama ağlasa mıydım ya da Kenan babanın dediği gibi elinden tutup 'hadi çocuk yapalım mı?' deseydim" Son söylediğimin üstüne basa basa sinirle söyledim. Artık ne dememi bekliyordu.

Ateş hiç bozuntuya vermeden "Tamam öyle demezsin de gidip kızın saçına yapışmazsın ya" Yaptığım imayı hiç yüzüme tekrar vurmaması şaşırttı fakat bu inandırıcı da gelmedi. Ateş "Önemli olan konu şu an Leyla değil biziz!" Evet gelelim ona, haklı. Burada ona düşen bir şey yoktu ben karar verecektim. Onun amacı belliydi, kendi çıkarı için beni kullanacaktı. "Ya boşanacağız ya da sonumuz bir olacak" dedim ve devam ettim. " Ve ben senin için kendimden vazgeçmeyeceğim." 

Birbirimize dik dik bakıyorduk. Ateş yüzüme yaklaşarak "Eğer birazcık da olsa babamı tanıyorsam, bizi ancak ölüm ayırır." Beni tehdit mi ediyordu bu? Devam etti "Ben kazanamayacağım savaşa girmem Aylin" Yani bu ne demek oluyordu? Ben asla onun olmazdım. Olamazdım. Ateşe irenerek bakıyordum. "Aklındaki şey olmayacak Ateş" diyebildim sadece. Sanki bunu hiç aklından geçirmemiş gibi konuştu. "Demek istediğim babamın sakinleşmesini bekleyeceğiz. Babam fazla küs kalmayı, kırgın kalmayı sevmez. Bize eminim ki siniri geçecek." Bu sefer gerçekten utandım. O ne düşünmüş ben ne düşünmüşüm. Allah'ım neden bunu düşündüm ya. Başımı öne eğdim ve "Peki" dedim. 

Onca şeyi bir tek sadece ben abartıyormuş gibi hissediyordum. Doğrusu daha yeni tanıyordum onları, bunları nerden bilecektim. Kim neye sinirlenir, kim neye sakinleşir. Bilmiyordum ve yaptığım hatayı gerçekten anladım. Fevri davranmamak gerekmiş. Tabi Leyla konusunda hala ben haklıyım da orası ayrı. Yine de emin olmak için Ateşe iki elimi de sallayarak "Çocuk yok dimi?" Şakaya karışık sorduğum soruya kahkaha attı. Buna ne yalan söyleyeyim ben de güldüm. 

Ona uzattığım ellerimi tutarak yaklaştı. O da benim gibi şaka yapar gibi "Bir kere öpersem yapmayız." dedi. Ne! Ne alaka şeklinde baktım suratına. "Ha ha çok komik. Sen? Beni? Öpmek? bu iki cümle bile yan yana gelmiyor. Rüyaların gerçekten olağan dışı. Bir ara hatırlat da okuyup üflüyüm belki iyi..." Tam sözümü bitirecekken Ateş dudaklarıma yapıştı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 11, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Küçük MutluluklarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin