İlk kırgınlık

44 3 7
                                    

Koyduğum şarkıyı dinlerseniz çok mutlu olurum. İyi okumalar...

Beynim o an durmuştu kalbimin atış hızına yetişemiyordum inandığım gerçek gerçek miydi? Benim bağırmam ile kapı çalındı. Gülizar Anne "Oğlum iyi misiniz? Aylin niye bağırdı?" Ateş telaşla havlusunu tutarak "Yok bir şey anne Aylin böcek gördü" benim zihnim o an çalışmazken ellerimle saçlarımı yoluyordum.

Gülizar Anne "Ha tamam, 15 dakikaya aşağıda olun oğlum" Gülizar Annenin gitmesini bekledikten sonra sinirle üstümdeki beyaz çarşafla kendimi gizleyerek Ateşin üstüne yürüdüm, bir yandan ağlıyorum ama farkında bile değildim. "Sen ne yaptın? Biz ne yaptık! Bana dokunmaman gerekiyordu! Sen kimsin şerefsiz misin sen!" Tek elimle göğsüne vuruyordum.

Ateş beni kollarımdan tutarak durdurdu. "Sakin ol Aylin! Hiç bir şey göründüğü gibi değil" Bunu söylerken yüzünde sitem vardı. "Anlatsana o zaman lan ne oldu?" ağızımdan çıkan kelimeleri seçemiyordum yataktaki kırmızılıkta neydi? Ateş kolumdan iterek yatağa oturtturdu. "Sen dün sarhoş olmuştun ve seni odaya getirip yatağa bıraktım. üstümü değiştirmek için gittiğimde yatağın içinde yatıyordun ve gelinliğini çıkarmıştın. Ben de yatağın kırmızı olması için elimi kestim bu kadar sabah da duş aldım." Ateşin bu sözlerinden sonra eline baktım çift yara bandı vardı.

Bazı şeyleri kesik kesik hatırlamaya başlamıştım. Gözlerimi silerek "Sen nerede uyudun?" Gerçekten mi? Direk ellerini açtı "Gerçekten sorun bu mu? Yerde yatamayacağıma göre yatağa ters yattım sayende" Gözlerimde hem sinir hem utanmışlık vardı "İlk ve son kez olmuş oldu." Yanından ayrılarak banyoya girdim. Sabah sabah yaşadığım şok beni benden almıştı. Suyu açtım ve rahatlamaya çalıştım.

Bir süre sonra yanıma kıyafet almadığım için bornozumla çıkmak zorunda kaldım. Ateş takım elbisesini giymiş tek koltukta oturuyordu ben girince gözü bana kaydı. Beni biraz süzdükten sonra "Eğer banyodan hep böyle çıkarsan kendimi tutamayabilirim" gözlerimi devirdim nasıl bu kadar utanmaz olabiliyordu? Hem de biraz önce yanlış anlaşılmadan sonra.

Kendime dolaptan kıyafet bakarken "Arsız şey" dedim ve dışarıdan söylediğimi yeni fark ettim. Ateş ayağa kalktı ve dibime kadar geldi. "Ne dedin, ne dedin?" Duymamazlıktan geliyordu. İç çamaşırı, etek ve buluz alıp arkamı döndüm. Duygusuz bir şekilde "Arsızsın dedim" Banyoya geri gitmek istedim fakat ellerini dolaba koyarak sıkıştırdı beni.

Yüzünde mimik oynamıyordu, hem ciddi hem sinsi gibiydi. Bana biraz daha eğilerek "Bu cümlen bana hakaret sayılmıyor aksine beni..." onun bu ciddi cümlesinin lafını keserek "Geç kalıyoruz" dedim ve kolunu iterek banyoya girdim. Neden her dakika her saniye konuyu fesatlığa çeviriyordu? Libidosu yüksek arsız ne olacak.

Üstümü giyip çıktıktan sonra kapıda beni bekliyordu. Yanına gidip kapıyı açtım, birlikte aşağı indik. Dün gecenin sonunu bilmiyordum ve kötü bir şey yaptığımı düşünerek başımı eğdim. Bu gün annemler gidecekti onlara veda edecektim. Sofraya oturmadan önce yerler değişikti bu sefer Ateş oturacağım başka sandalyeyi çekti.

Bu centilmenliği beni şaşırtsa da çektiği koltuğa oturdum "Teşekkür ederim. Hayırlı sabahlar herkese" Başımla gülümsedim daha sonra babamlar geldi, sahi ne ara oldu babamlar. Ateş bu sefer yanıma oturdu. Yer düzeni değişmişti anlaşılan. Kayınpederim lafa girerek "Kızım nasılsın daha iyi misin?" diye sorunca Ateşe baktım o anda Ateş "Şimdi daha iyi. Üşütmüş biraz o yüzden" O kısmı çok hatırlamıyordum kesik kesik geçiyordu hep.

Gülizar Anne "İyi, senin sağlığından önemli değil düğün" Ateş kulağıma eğilerek "Dün çok istiğfar ettin erken çıktık bizde" Başımı olumlu anlamda salladım. Onu bana içiren Denize soracaktım zaten.

Küçük MutluluklarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin