Bu bölümü tamamen yarene ithaf ediyorum çünkü okadar çok istiyordu ki
bana kızanlar olabilir ama gerçekten elimde değil.Biliyorum takipçi ve hikayemi okuyan kişi sayısı çok az.Ama benim için 1 kişi dahi olsa okuyucu okuyucudur.
Hikayeyi yazmaya başladığımdan beridir yanımda olan ve beni desyekleyen arkadaşlar için çok teşekkür ediyorum.Bana yazmayı sevdiren ve sürekli olarak yeni bölüm diyerek kolumu cimcikleyen ve kolumu mosmor yapan arkadaşım sinem sanada çok teşekkür ederim.
Sözlerimi bitirmeden önce son bir haberim daha var sizlere hikayeyi silmeden önce merak içerisinde olanlara son bölümde yaşanan son sahneyi ve "kaybolmuş" derken neyi kastettiğimi açıklayacağım.Ve yazacaklarımın hepsi aklımda olan ve yazmaya devam etseydim kurgulayacağım fikirlerimi özet halinde size sunucam.
HİKAYENİN ÖZETİ
Okul saati biten genç bir kız sokak serserileri tarafından rahatsız edilir.Bu kızı kurtaran delikanlı ile genç kızımız tanışır.Aynı yaşta olan ve aynı üniversiteyi paylaşan ama birbirlerini hiç görmeyen bu ikili aralarının gittikçe iyiye dönüşmesiyle sevgili olurlar.İkisinin de sayıları birbirine eşit ev arkadaşları vardır.Zamanla hepsinin kaynaşması üzerine hepsi birer çift olur.Sonra ise ev kirasının artması üzerine kızlarımız evlerine yeni bir ev arkadaşı almaya karar verirler.Hikayeye sonradan girecek olan Rüveyda arkadaşımız saptır ve aşırı süslü olarak rolünü oynar.Sinsi olan kızımız Rüveyda zamanla ev arkadaşı tuğbanın sevgilisi olan yankıya aşık olmaya başlar.Ama kızımız başındaki dertlerden ev arkadaşının sevgilisini sevdiğini anlamaz.Genç kızın dertleri ise şunlardır.Babasının yaşının ilerlemesi ve üzüntüden oluşan hastalığı Alzheimer onun kızını dahi hatırlayamayacak kadar ilerlemesi sonucunda bakımevine yerleştirilir.Annesi ise kızımız henüz çocukken kendisinden 3 yaş büyük abisinin bir trafik kazası sonucunda hayatını kaybetmesiyle annesi delirir sinir krizleri geçirir ve tımarhaneye yatırılır.Bölük bölük olmuş ailesi ve ayaklarının üstünde durması gerektiğini bilen kızımız okumaya çalışır.İyi bir fakülte kazanan kız hem annesinin hemde babasının yanına ziyarete gider ama her seferinde üzülerek geri döner çünkü babası onu hastalığından dolayı tanımaz ve ona onun kim olduğunu sorar annesi ise oğlum oğlum diye sayıklar ve kızını hiç umursamaz.Bu kadar derdinin olmasına rağmen okumaya çalışan kızımızı ev arkadaşları ve sevgilisi asla bırakmaz.Kızımız okuduğu bölümü bitirmiş doktor olmuştur.Hayatı bir gün izleyeceği bir film ile kararır.Delikanlımızla genç kızımız bir gün gideceği sinemada hiç beklemeyeceği olayla karşılaşır.O gün delikanlımız kızımıza evlilik teklifi edecektir ve onun için sinema salonunu boşaltır.İçinde yanlızca ikisinin bulunduğu sinema salonunda ansızın ortaya çıkan bir adam beliriverir.bu adam bir düşmandır.yankının yıllar önce içkili şekilde araba kullanan ve birisinin ölümüne neden olan babasının belalısıdır.o adam babasının ldürdüğü adamın oğludur ve intikam sormak için onlara bir tuzak hazırlamıştır.O gece ekranda videosu olan adam elindeki silahıyla masum bir kadını öldürmeye teşebbüs eder ve çocuğumuza sinema salonunun dışarısına gelmesi karşılığında elindeki rehin aldığı bayanı serbest bırakacağını söyler.Evlilik teklifini yaparak EVET cevabını alan çocuğumuz gidip geleceğini söyler.Dışarı çıktığında aniden duyulan ses kulaklarının zarını patlatmasına yetecek bir sestir.Bu ses çocuğumuza hazırlanan bir tuzağın sesidir.Patlama.İçeride eleneceği kadını yerde kanlar içinde görmesiyle dünyası başına yıkılan çocuğumuz aldığı gibi hastaneye götürür genç kızı.Orada aldığı haber onu sinir krizine sokmasına yetecek bir haberdir.ÖLÜM.Doktorun söyledii yalan onu öfkeye boğar ama sonrasında telefonuna gelen bir mesaj onu tekrar tuzağa düştüğünü belirten bir mesajdır.Sahte doktorun verdiği sahte haberin ardından gerçek doktorun haberini alır.Sakat bir şekilde yaşıyabileceği gerçeğini öğrenen kızımız hayatına sakat bir şekilde devam eder.Ama sevgisi hiç azalmayan çocuğumuz ve kızımız evlenir ve zamanla süren tedavisi onu eski dinç haline getirir.Babasının özlemiyle kavrulan kız o gece aldığı "kaybolmuş"haberiyle hasta olan babasının kaybolduğunu ve uzun süren aramadan sonra öldüğünü öğrenen kız her babasını ve o geceyi hatırladığında acıları tazelenir ama gittikçe alışan kız bu sefer kocası yankının ve bir zamanlar arkadaşı olan Rüveyda tarafından aldatıldığı haberine alışamaz ve doktorluk yapan kız kocasından ayrılır.Yurt dışına çıkan kız mesleğine orada devam eder.Bir gün üzüntüden kalp rahatsızlığı olan ve türkiyeden yurt dışına çıkan bir hastasıyla karşılaşır ama bu hasta normal bir hasta değildir bu hasta onu yıllar öncesinde aldatmış olan birisidir evet o kişidelicesine sevdiği adamdır.YANKI.adamın da kadınında şaşırdığı süre zarfında adam herşeyi yanlış anladığını ve o günden beridir onu aradığını ama izini kaybettirdiği için bulamadığını söyler ve tüm olayı baştan sona anlatır yani rüveydanın onu sevdiğini ve o gün ofisine gelerek onu öpmeye kalktığını ve tamda orada onları görüp yanlış anladğını ve o gittikten hemen sonrasında onu üzerinden ittiğini söylemiştir.Bütün bunları dinlerken ağlma krizine giren kadın ondan özür diler ve sıkıca sarılır.Tüm bunları unutturucak bir haber vardır.EVLENME ikiside evlenmeye karar verir.ve oda ne bir kız.bir kızları olur mutlu mesut yaşan aileyi bir ölüm yıkar.kızları badenin üzüntüsü ve haykırışları tüm dünyayı sarsacak türdendir.çünkü babası ölmüştür.babasının ölüm nedeni ise yıllar öncesinde karısının onu terketmesi ve yaşadığı birsürü zorluk çekmesinden dolyı kalbindeki sorundur.Ama işin asıl üzücü kısmıda babasının ameliyatını kendi annesinin yapmasıdır.Ameliyat masasından sağ çıkamayan babasının ölümü annesini ve kendisini yıkar.Annesi yataklara düşer.Sonuçta kendi hatası olduğunu düşünür ama tabikide ecel gelince yapacağı bir şey yokya.Annesi de babasının ardından 3 yıl sonra ölür.Tek başına kalan bade birisiyle tanışır. ve onla evlenme kararı alır.Evlendiği kişiyse tanıdık bir kimsedir aslında annesinin ve babasının dostları olan arkadaşlarının çocuğudur.SİNEM VE KUTAYın oğlu mustafa .evlendikten sonra farkederler böyle bir ayrıntıyı .Ama aldırış etmezler.çok tatlı 2 çocuğuyla harika bir yaşam sürerler ve hikayede böyle sonlanır.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEN KADERİME YAZILMIŞ İHANETİMSİN
Humoro kim miydi? o benim hayatımı borçlu olduğum genç delikanlıydı.onun sayesinde hayata tutunduğum tatlı çocuktu.yine her zamanki gibi anlatıyordum kendimi ,ailemi,arkadaşlarımı.Hiç sıkılmadan beni dinliyordu.peki arkadaşlarım hayatımda hangi seviyedey...