Salih yerde hareketsiz bir şekilde yatıyordu gözleri ise çoktan kapanmıştı. Yamaçın 'Salih' diye bağırması Koçovalıları şaşkınlığa uğratmıştı. Yamaç telaşlı bir şekilde Salihin yanına gitti ve yarasına eliyle bastırdı.
YAMAÇ : " SALİH !!! SALİH AÇ GÖZÜNÜ YALVARIRIM AÇ !!"
Salihten herhangi bi tepki gelmiyordu. Her saniye daha fazla kan kaybeden Salihin artık fazla zamanı kalmamıştı.
İdris olayı anlamaya çalışarak Yamaça yaklaştı.
İDRİS : " Ne Salihi Yamaç ne diyorsun sen ?"
Yamaç gözlerini Salihten ayırmayarak konuştu;
YAMAÇ : " Baba...Bu yerde yatan adam yabancı biri değil. Bu senin oğlun...Salih işte baba bu Salih...Senin oğlun, bizim kardeşimiz olan Salih."
İdris şok olmuştu. Kahraman , Selim ve Cumali ise bu yaşananların gerçek olup olmadığını anlamaya çalışıyordu.
İDRİS : " Ne ...!"
YAMAÇ : " Şimdi konuşmanın sırası değil ! Adam kan kaybediyor. Hadi hastaneye yetiştirelim çabuk !!"
Yamaç , Selim , Cumali ve Kahraman Salihi nazikçe kaldırıp arabaya taşıdılar. İdris ise onları takip ediyordu. Tam depodan çıkacakken duvara kocaman harflerle yazılan bir yazı gördüler.
"YETİŞEMEDİN BABA !! BENİ TEKRARDAN ÖLÜME ATTIN !!"
İdris dolan gözlerle yazıyı okudu. Yerde kanlar içinde yatan adamın yıllar önce düşmanının eline verdiği oğlu olması onun canını yakıyordu. Evet yaşaması müthiş bir şeydi ama ...İdris Salihin yüzüne nasıl bakacaktı ?...
Yaralı olan ve her saniye daha fazla kan kaybeden Salihi sonunda arabaya bindirmişlerdi. Cumali arabayı kullanıyor , İdris Cumalinin yanında oğlu için dua ediyor Yamaç arkada Salihin yarasına bastırabildiği kadar bastırıyordu. Kahraman ve Selim ise diğer araçla onları takip ediyorlardı.
YAMAÇ : " Salih yalvarırım aç gözünü !!"
Cumali telaşla dikiz aynasından Yamaça baktı.
CUMALİ : " NABZINA BAK !!!"
Yamaç titreyen eliyle Salihin boynuna dokunarak nabzını kontrol etmeye çalıştı.
YAMAÇ : " Nabzı yavaş abi nolur çabuk ol nolur !!"
İdris dua edebildiği kadar dua ediyor oğlu Salihi kaybetmek istemiyordu.
Cumali ise arabayı sürebildiği kadar hızlı sürüyordu.
15 dakika sonra hastaneye kavuşmuşlardı. Cumali arabadan iner inmez "Sedyee" diye bağırdı ve Salihin olduğu kısma geçip kapıyı açtı. Salihin beyaz olan gömleği tamamen kan ile kaplanmıştı.
Sedye gelir gelmez Salihi sedyeye yatırıp derhal müdahale odasına götürdüler.
Salihin son kontrolleri yapılıp ameliyathaneye götürdüler. Koçovalılar ise ameliyathanenin önünde acı bir bekleyişe giriştiler.
Sessizliği bozan İdris oldu .
İDRİS : " Ne zamandan beri haberin var ?"
Dedi gözlerini yerden ayırmayarak. Yamaç sorunun kendisine sorulduğunun farkındaydı.
YAMAÇ : " Bayağı oluyor. " Dedi dolan gözlerle ve aglamamaya çalışarak.
İDRİS : "Neden bize söylemedin ?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
♤°KALBİM ÇUKURDA°♤
FanfictionHafızasını kaybeden bir çocuğa yalan söyleyebildiğimiz kadar yalan söyleriz .... Onu bazı oyunlarımıza ve bazı yalanlarımıza âlet edip hayatımıza ayak uydurmasını isteriz .... Ama her yalanın bir gün ortaya çıkma gibi bir huyu olduğunu bilmeyiz...