Sultanın ölüm haberi bütün aileyi yıkmıştı . Kim ne isterdi ki Sultan hanımdan ? İdris eşinin acısıyla kendisini odaya kapatmış kimseyle konuşmuyordu. Evlatları ise anne yokluğunun verdiği acıyla baş etmeye çalışıyorlardı.
Taziye çoktan bitmişti. Koçovalılar acısıyla baş başa kalmışlardı.
Bugün Sultanın ölümünden sonra ilk defa akşam yemeğine hep birlikte oturacaklardı. Yemek sofrası hazırdı masada sadece İdris vardı. Sonra Koçovalı kardeşler teker teker masaya geldiler.
Masada derin bir sessizlik vardı. Hepsinin gözü Sultanın her zaman oturduğu ve şuan boş olduğu o sandalyedeydi. Bu derin sessizliği bozan Cumali oldu .
CUMALİ : " Bulacağım! Anneme bunu yapanı bulacağım!!" Dedi dişlerini sıkarak.
KAHRAMAN :" İşkence yapa yapa geberteceğim bunu yapanı !!"Dedi elindeki çatalı sıkabildiği kadar sıkarak. İdris ise konudan bağımsız bir şekilde soru sordu ;
İDRİS : " Salih geldi mi ?"
YAMAÇ : " Gelmedi..." Dedi buruk bir ses tonuyla .
İdris başını öne eğmişti. Bu acı gününde oğlu Salihi yanında istiyordu .
İdrisin gözü bir anda Selime takılmıştı. Selimin sol gözü morarmış dudağı ise patlamıştı. Selim yüzünde ki yaraları saklamayı becerememişti.
İDRİS : " Yüzüne noldu senin ?"
SELİM : Hiç baba ..."
İDRİS : " Oğlum noldu anlatsana !"
Selim anlatıp anlatamama arasında kalmıştı. Ama ailesinin de haberi olması gerekiyordu. Derin bir nefes alarak söze girdi.
SELİM : " Bugün mahallede dolaşıyordum. Mahallelinin konuşmasına denk geldim . Konuştukları şey canımı sıktı. İtiraz edince de kavga çıktı. "
İDRİS : " Ne diyorlardı ?"
SELİM : " Sultan hanımı Vartolu Saddettin öldürdü diyorlar baba . Onu yakalayıp mahallenin içinde kendi ellerimizle öldüreceğiz diyorlar .."
İDRİS :.....
SELİM :" Bende itiraz ettim . Salihi savundum . O yapmadı dedim . Onlarda O senin neyin oluyor ki savunuyorsun dediler . Haklılar tabii...senin oğlun , bizim de kardeşimiz olduğunu hâlâ bilmiyorlar."
İDRİS :....
SELİM : " Mahalle Salihi istiyor baba . Onu öldürmek istiyorlar ."
.
.İDRİS : " Salihi koruyun !"
.
.
.YAMAÇ : " Neye dayanarak böyle düşünüyorlar?"
SELİM : " Bilmiyorum ." Dedi başını hafifçe sağa sola sallayarak.
CUMALİ : " Yakında çıkar kokusu ."
KAHRAMAN : " Yarın mahalleliye bir soralım nedir neyin nesidir diye ."
Yemeklerini yiyip sofradan kalkan Koçovalılar çay içmek için odaya geçmişlerdi . Sultanın ölümü onlar için hâlâ tazeydi ama hayat devam ediyordu. Artık işlerine geri dönme vakti gelmişti.
İDRİS : " Yarın ki teslimata kim gidiyor ?"
CUMALİ : " Ben ve Kahraman gidiyoruz baba ."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
♤°KALBİM ÇUKURDA°♤
FanfictionHafızasını kaybeden bir çocuğa yalan söyleyebildiğimiz kadar yalan söyleriz .... Onu bazı oyunlarımıza ve bazı yalanlarımıza âlet edip hayatımıza ayak uydurmasını isteriz .... Ama her yalanın bir gün ortaya çıkma gibi bir huyu olduğunu bilmeyiz...