herkese selam, ben geldim! lütfen yıldıza basmayı ve bolca yorum yapmayı unutmayın çünkü çok güzel bölümler var... 💗
iyi okumalar perisi en güzel perilerime 🧚♀️
berk, kahvaltı masasına son olarak omleti getirdikten sonra genişçe gülümsedi. "şef berk özkaya'nın spesiyalinden." sarp, arkadaşının masaya koyduğu omlete bakıp yüzünü buruşturdu. bir yandan da başını tutmaya devam ediyordu. "kanka sen bırak şimdi omleti falan, baristalık var mı hünerlerin arasında? filtre kahve getir yolumuza bakalım."
kaan, sarp'ın isteğine karşı gözlerini devirmeden edemedi. "sürekli içmek için bizi gaza getirmeseydin bebekler gibi uyanmış olacaktık." yanında oturan sevgilisi talya'nın elini tutup gülümsedi. "gerçi benim güneşim her türlü bebek gibi uyanıyor..."
talya, kaan'a bakarak utançla gülümsedi ve çayından bir yudum aldı. bu sırada sarp gözlerini devirmişti. "aman, hiçbir fırsatı kaçırma!" süsen'in bacağına elini koyup güldü. esmer kız, bu temas karşısında midesinde kelebeklerin uçuştuğunu hissetti.
berk ise aybike'nin yanına oturmuş ve yanağına bir öpücük bırakarak göz kırpmıştı. "nasıl oldun, bebeğim? rahat ettin mi?" başını olumlu anlamda salladı, kız. "ettim tabii... hem ilk gelişim değil nasılsa."
güldü, kızıl. sevgilisinin bu hallerini seviyordu. omuzlarına düşen buklelerini usulca okşayıp, "evet..." dedi. sesi biraz boğuk çıkmıştı çünkü buklelerin yumuşaklığını sevmekle meşguldü. saçları bile çok güzeldi. hatta en güzel şey saçlarıydı. "son gelişin ise olmayacak."
"anneannen uyandı mı?" diyerek sordu sarp.
berk, sevgilisinin saçlarını sevmeyi bırakıp sarp'a baktı. "sana ne?"
omletten süsen'in tabağına koymakla meşgul olan sarp gözlerini devirdi. "bana caz yapma, sofradayız diye küfretmiyorum ama doya doya severim o belanı." berk kıkırdadı. "rahatsız etme be kardeşim... biraz sal be kardeşim!"
kaan memnuniyetle araya girdi. "kanka, çok normal değil mi? muhalefetin yaptığı gibi her şeye cacık oluyor işte." sarp hariç herkes masada kıkırdadığında esmer oğlan gözlerini devirmiş ve kaan'ın hakkı olan çok sevdiği peyniri ağzına atarak bir çırpıda yemişti. "al, muhalefet olarak peynirine cacık oldum."
kumral oğlan yüzünü buruşturdu. "bu ne vizyonsuz şakalar ya... çok düşünüyor musun?" başını iki yana salladı, sarp. "inan bana sadece seninleyken çok ani geliyorlar."
"ee," dedi aybike. "bugün ne yapıyoruz?" berk omzunu silkti. "bilmiyorum..." hemen sonra alayla ekledi. "kaan'dan altılı masa'ya gelen mesaj bildirim sesiyle uyanmamak beni gençleştirdi, sadece bunu biliyorum."
kumral oğlan gözlerini devirdi. "soran oldu mu?"
"oldu." sarp, kaan'a bakıp güldükten sonra kendi omletinin yarısını sevdiğini bildiği için süsen'in tabağına koydu. "ben çok sevmiyorum, güzelim. dün pastadan da çok az yedin, miden dolsun azıcık."
"sen?" diyerek sordu esmer kız. "benim tabağımda var, çok sevmem yumurta zaten." süsen, sevgilisinin ince davranışına karşı utançla karışık tebessüm ettiğinde aybike ikisine bakarak gülümsedi.
gerçekten yalnız bir kız olan süsen, sarp'ı bulunca tamamlanmış ve tek kişiyle kalabalık olmuştu sanki.
"berk ya, anneannen sesimizden rahatsız olmuş mudur?" talya'nın sorusuna karşı başını olumsuz anlamda salladı kızıl çocuk. "geldiğimizde saat baya geçti, anneannem kulaklarını çıkarıp uyumuştu bile. onlar olmadan duyamıyor."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
kilometre / ayber
Fiksi Penggemarberk, internet üstünden tanıştığı kıvırcık saçlı kızdan hoşlanmaya başlar.