0.9

696 71 97
                                    

herkese selam, ben geldim! umarım bu bölümü seversiniz... lütfen yıldıza basmayı ve bolca yorum yapmayı unutmayın.💗

iyi okumalar perisi benim en güzel perilerime 🧚‍♀️

"ne zaman dönüyorsun?" diyerek sordu kızıl oğlan, elinde tuttuğu içi kahve dolu turuncu kupayı kıza uzatırken. bir gün salonda oturup karşılıklı kahve içeceklerini söyleseler inanmazdı. nedendi bilmiyordu, belki de maddi durumu biraz bozulduğundan onun yanına gidebilme ihtimalini biraz ertelemişti. 

kızın ise onun yanına geleceğini hiç düşünmemişti. 

gülümsedi, aybike. kahvesinden bir yudum aldıktan sonra, "bu gece," dedi. "yarın sabah annem beni arkadaşımdan almaya gelecekmiş. hâlâ istanbul'da olduğumu zannediyorlar."

kızıl oğlan, kendi kahvesinden içip gülümsedi. üstündeki gri eşofmanının cebinden sigara paketini çıkarttı. "müsaade eder misin?" diyerek sorduğunda başını olumlu anlamda salladı, kız. oğlan, kızın yanından birkaç adım uzaklaşarak ankara'nın soğuğuna rağmen camı kendisine yetecek kadar açtı, önünde sigarasını içip dumanını dışarı üflemeye başladı.

"geldiğimden beri anneannenle hiç sohbet edemedim," dedi aybike çekinerek. "ona ayıp olduğunu hissediyorum." berk gülümsedi. "edersin, güzelim. kaçmıyor ya anneannem." hemen sonrasında onu eğlendirebilmek için biraz alaya aldı. "sağlık durumu da kaçabileceğine pek ihtimal vermiyor."

güldü, aybike. "çok salaksın!" oğlan yalancı bir şaşkınlıkla kıza baktı. "salağım, öyle mi?" diyerek sordu sigarasını tutan parmaklarıyla kendisini işaret ederken. "doğrusu senden bunu duymayı beklemezdim." 

"kimden beklerdin?" diyerek sordu kız. "ben bunu kötü anlamda söylememiştim çünkü. eğer sana söyleyip eğlendiğin başkaları varsa..."

"kim olacak?" kestirip attı hızla. "sarp var, eğer ondan bahsediyorsan." aybike gülmeden edemedi. 

"sarp'ın kaba olmadığı tek kişi süsen zaten."

berk, aybike'ye cevap vereceği sırada ikisinin aynı anda çalmaya başlayan telefonları kaşlarını çatmalarına neden oldu. aybike, berk'ten hızlı davranarak telefonu eline aldığında güldü. "sen açma," dedi. "yanıma gel."

kızıl oğlan telefona bakmadı bile. sigarasını söndürdü, ellerini birbirine çırpıp kızın yanına çekinerek oturdu. rahatsız etmemek adına biraz mesafe bırakarak otursa da aybike bir şey söylemeden bu mesafeyi kapatmış ve kolunu kızılın omzuna atarak görüntülü aramayı cevaplandırmıştı.

"aynı yerde olduğumuzu bilmiyor musunuz, geri zekalılar? neden tekimizi aramayı düşünmediniz?"

kaan oturduğu yerde duruşunu düzelterek kıvırcık saçlı kızın sorduğu soruyu cevaplandırdı. "arada ebeme sövmeniz hoşuma gidiyor diye."

kıkırdadı, talya. "biriniz bizi reddedebilirsiniz ama diğeriniz hayır... sadece hanginizin puştluk yapacağını bilemedik." sarp, süsen'in oynadığı gece renkli saçlarına bakarak tebessüm etti. 

"aybike'yle berk görüntülüyü açmasalar da benim çok umurumda olmazdı."

süsen, sarp'ın bakışlarını fark etti ve heyecandan ötürü tırnaklarıyla oynamaya başladı. arada gülümsüyor, oğlanın kendisine baktığını görünce cilveyle başkasına doğru konuşmaya başlıyordu. 

"sarp..." dedi berk. "ben az önce ne anlatıyordum, kardeşim?" berk'e baktı, sarp. "ne bileyim," dedi açıksözlülükle. "bir şeyler zırvalıyordun ama dinlemedim, paşam. sonuçta bu altılı koalisyonu bozan sensin." aybike'ye baktı. "bir de yanındaki kıvırcık."

kilometre / ayberHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin