5.Bölüm-Yolun Sonu

50 6 0
                                    

Anlamaz gözlerle gözlerine bakarken duruşunu yarasına rağmen dikleştirdi ve yine o adama dönüştü.

Duvarları olan, küçümseyen, hükmeden.

Fakat bilmiyordu ki, karşısındaki kadın ona yenilecek türden bir kadın değildi. Kim bilir bu zamana kadar kaç kadına boyun eğdirmişti de, benim de ona boyun eğeceğimi zannediyordu? Gözlerindeki üstün ifadeye karşılık aynı ifadeyi bakışlarıma yansıttım.

"Kendini her şeye hükmeden biri olarak görüyorsun değil mi?" Yüzüne doğru eğildim. "Buradan çıktığım gün, söz veriyorum bu zamana kadar insanlara çektirdiğin her acının hesabını soracağım sana. Kimsenin çığlıkları, yakarışları duvarlara hapsolup orada öylece çürümeyecek. Yaptıklarının karşılığını bulacaksın." Bakışlarından anlık olarak geçen farklı bir duygunun ne olduğunu bilmiyordum fakat bir şeyler vardı. Kendimi geriye doğru çekip şarjörü kontrol ettim ve kapıya doğru yürüdüm. Kapıdan çıkmadan önce sert ve soğuk sesi kulaklarıma doldu.

"Her gördüğüne inanmak ve altındaki nedenleri aramamak büyük aptallıktır."

Kapıyı sertçe kapattığımda aklımı olabileceklere odaklamaya çalıştım fakat son söyledikleri kafamın içinde dönüp duruyordu. Bir nedeni olabilir miydi yaptıklarının? Ne diyecekti? Canım sıkılmıştı da, insanlara vahşice şeyler yapmak istedim mi? Sinirden gülerek sağımda kalan koridora girdim. O gün de kaçarken buradan gitmiştim. İki ayrım çıkana kadar yürüdüm. Sağ taraftan girince tüplerin olduğu yere çıkmıştım. Sola döndüm ve yürümeye başladım. İşte gerisini gerçekten hatırlamıyordum. Koridorda ilerlerken olası bir çatışmaya kendimi hazırlamıştım ki ağzımın üzerine kapanan el, yeterince kendimi hazırlayamadığımın bir göstergesiydi. Elimdeki silah alındığında ve namlusunu sırtımda hissettiğimde sağlam bir küfür savurdum. Bu kadar hızlı yakalanacağımı tahmin etmemiştim. Hareket etmeye çalıştığımda sırtımdaki silahın baskısı arttı. Silahı ittirdiğinde ileri doğru ufak bir adım aldım.

"Yürü." Söylediği şeye uyum sağlayıp yürümeye başladım. Koridorda ilerlerken sola doğru çekiştirdi.

"Bir kız buldum. Aslında ayağıma kendisi geldi de diyebiliriz." Bir eli sırtıma yaslı silahta, öbür eli de kolumda olduğuna göre kulaklığa konuşuyordu. "Sağ mı? Ben sola dönmüştüm... sikeyim." Bir süre sustu. Adımları yavaşlarken tamamen durduk. "Tamam," kolumda duran eli bileğimi tutup çekiştirmeye başladığında silahın baskısı kalktı. Tam arkamı dönecekken, silahın namlusu enseme dayandı. Geldiğimiz yöne tekrardan yürümeye başladığımızda arkamızdan gelen ses durmamıza neden oldu.

"Hey, nereye?" Gülümsedim, çünkü Oydu. Adamın, silahı tutan eli titremeye başladığında gülümsemem genişledi.

"Yaralısın." Sesi titrese de güçlü durmaya çalışıyordu. Onun yaralı olduğuna güveniyordu fakat kendisi zaten baştan kaybetmişti, korkarak. Patron dedikleri adam bize doğru iki adım attı. Kolunun sarılı olduğunu fark ettiğimde aradığı kişinin işini hallettiğini anladım. O bize iki adım geldiğinde beni tutan adam da bir adım geriye gitti.

"Kızı ver ve seninle uğraşıp vakit harcamak yerine, seni kölesi yapan itle olan hesabımı kapatayım." Dik duruşu bir yana, kelimeleri tonlamasından bile karşısındaki insanın kendisine itaat etmesini sağlayabiliyordu. Arkamda olan adam güldü.

"Baban hakkında böyle konuşmamalısın Ç-"
Patron dedikleri adam birden silahını, arkamdaki adamı nişan alacak şekilde kaldırdı. Bakışlarındaki sertlik daha koyu bir hâl alırken tüylerimin ürperdiğini hissettim.

"Babam hakkında nasıl konuşacağım bana kalsın. Gelelim senin benimle nasıl böyle konuşabildiğine." Sert ve kendinden emin adımları bize doğru yaklaşırken ensemdeki soğukluk hissi tamamen yok olmuştu.

DENEY 309Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin