Her sabah olduğu gibi uyanmıştım bu güne. Hiç bir şeyin farkında olmadan, gözümü sokağın gürültüsüyle açtım. Hiç elimi yüzümü yıkamadan mutfağa gittim. Bu gün hafta sonuydu. Neden bu kadar erken uyandığımı anlamamıştım. Mutfağa girdiğimde annem elinde bir pasta ve üzerinde bir mum ile beni karşıladı. Uyku sersemliği ile anneme öylece bakıyordum. Annem "İYİKİ DOĞDUUUN!" diyerek bağırdı. Gülümsedim. "Ee hadi üflesene." Tam üfleyecekken;
"Dilek tut." İç çektim. "Tamam." Dedim ve gözlerimi yumup dileğimi diledim. Kapı açıldı ve içeri ellerinde ekmekle babam ve erkek kardeşim girdi. "Hadi siz de gelin." Dedi annem ve muma üfledim.
Hepsi gülüyor ve alkışlıyorlardı. "Ne diledin abla?" Dedi Burak Han. Eğildim ve yanaklarını sıktım. "Sana söylersem eğer dileğim gerçekleşmez. Değil mi?" dedim ve sarıldım. Sonrasında cebinden bir hediye paketi çıkardı. "İyi ki doğdun abla." Dedi elime koydu. Hemen açtım. Paketin içinden hayat ağacı şeklinde bir kolye çıktı. "Sen takıları çok sevdiğin için hediye olarak aklıma ilk takı geldi." Dedi ve gülümsedi. Gözüm dolmuştu. "Ablam bu çok güzel. Hep takacağım." Dedim ve sarıldım.
Burak hanı bıraktıktan sonra babamın elinde bana doğru bir anahtar salladığını gördüm. Babam bana anahtarı attı. "Kapının önünde seni bekliyor." Dedi. Anlayamamıştım. Hemen balkona çıktım ve aşağı baktım. Aşağıda direğe bağlı bir bisiklet vardı. Hemen içeri girip babama doğru koştum ve sarıldım. "Teşekkür ederim babacım." Dedim ve jeton geç düşmüştü. Geri çekildim ve babama baktım. "Nasıl aldınız bu bisikleti?" diye sordum. Babam başını öne eğdi. Anneme döndüm. O da hiç benim yüzüme bile bakmıyordu. "Anne baba soru soruyorum. Nasıl aldınız?" babam kafasını kaldırdı. "Bir arkadaşıma borç vermiştim zamanında. O borcunu ödeyince birikmişlerime katıp da aldım." Dedi ve gözlerime baktı. O bakışın normal bir bakış olmadığını biliyordum. Anlamıştım ama babamı zor duruma düşürmemek için zorlamayacaktım. "Teşekkür ederim baba." Dedim. Babamı yanaklarından öptükten sonra mutfağa geçtik.
Kahvaltımızı yaptıktan, mutfağı topladıktan sonra odama gittim ve hazırlandım. Annemin yanına gitmeden ona haber verdim. "Anne ben bisikletle gezintiye çıkıyorum." Dedim ve ayakkabılarımı giydim. "Tamam, kızım dikkat et."
Anahtarı çıkardım ve kilidi açtım. Onları bisikletin ön sepetine atıp bisiklete binip çıktım.
Etrafta çok az kişi vardı. Kim bu saatte gelir ki zaten? Sporcular, ayyaşlar, evsizler? Bunlardan birisi de bendim. Sessiz anları severim. Zaten sessiz yerler en güzel müzik değil midir? Bisikletimle çarşıya kadar indim. Müziğim ile bisikletimi sürerken bir yandan da dükkanlara göz gezdiriyordum. Saatlerce böyle dolaştıktan sonra eve gittim.
"Anne ben geldim." Dedim ve anahtarı oraya atıp ceketimi çıkardım. "Anne!" diye seslendiğimde annem odasından geldi. "A Buket geldin mi? Dışarıya çıkıyoruz gezeriz biraz." Dedi ve şalını bağladı. "Tamam anne." Dedim ve odama gittim. Kendimi yatağa attım ve telefona bakarak annemlerin hazırlanmasını bekledim. Tam oyuna girmişken annem pat diye odaya girdi. "Ee hani hazırlanmamışsın." İlk anneme sonra üstümdekilere baktım. "Neyim var ki? Böyle geleceğim zaten. Daha rahat." Dedim ve dikeldim. "Ha sen benim hediyemi görmemişsin." Dedi, şaşırmıştım. Annem dolabıma ilerledi ve bir tane çiçekli elbise çıkardı. Yırtmacı vardı ve yeşildi.
"Vay be. Teşekkür ederim anne." Dedim. Normalde elbise pek sevmem ama bu elbise hoşuma gitmişti. Annem elbiseyi bana uzattı. "Hadi. Giy." Dedi ve elime tutuşturup çıktı. Elbiseye baktım, sonra aynadan kendime baktım. "Ya yakışmazsa?"
Elbiseyi giydim, üstüme de bej hırkamı giydim ve aynada kendime baktım. Kafa salladım. "Yakıştı."
Burak Han'ın aldığı kolyeyi çıkardım ve taktım. Kendimi hazır hissettim ve odamdan çıktım. "Hadi gidelim." dedim ve ayakkabılarımı giydim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIR
Teen FictionSırlar, uzun süre saklanılacak değildi. Elbet ortaya çıkar ve en ağır şekilde acıtır kalbimizi, zihnimizi. Ailemi alan kişi miydi, yoksa bir çift koyu kahve göz müydü canımı yakan? Gönlümü verdiğim, aşk dediğim adam mıydı hayatımı mahveden? Sevmek e...