4. BÖLÜM

7 0 0
                                    

Eve girdim ve ananeme baktım. "Kerem seni sordu. Geldi mi diye. Beraber gelmiyor musunuz?" dedi ananem. İyice düşündüm ve cevapladım. "Bu gün ayrı gittik anane. Ben gidip Kerem'e bakıyım." dedim ve içeri kaçtım.

"Buket neler oluyor? Bütün gün neredeydin?" dedi ve başımda dikildi. Çantamı kenara koyarken, "Ananeme ne dedin de geç gelmeme kızmadı?"

"Etüde kalmış olacağını söyledim. Asıl sen neden gittin cevap ver." İç çektim. "Sabah da dediğim gibi, sınıfta insanlar aptal gibi davranıyordu. Kafalarındaki düşüncelerin farkındayım. Bunu da dile getiriyorlar. Onlara göre iki erkeği birden yürüten orospunun tekiyim. Bu davranışlara dayanamadım ve çıktım gittim. Bir daha da gelmem. Zaten bir süre sonra devamsızlıktan okuldan atılırım. Ama ananem bilmesin. Çok üzülür yoksa." Kerem sinirlendi ve kolumu tuttu.

"Ne saçmalıyorsun Buket? Ne gelmemesi? Saçmalama." Dedi. Kolum acıyordu ama aldanmadım.

"Önce elini çek yoksa suratına bir tane indireceğim." Dedim. Kolumu bıraktı. Dalgalı saçlarını geriye attı ve yüzüme baktı. "Nasıl istiyorsan Buket, peki ne yapacaksın? Sokaklarda ayyaş gibi sabahın 7 sinden akşamın 4 üne kadar?"

"İş buldum. Çalışacağım." Kerem kafa salladı ve sarıldı.

"İyi olacak mısın?" dedi. Kafa salladım "Evet. İyi olacağım."

Kerem bir anda beni geri itti. "Sana ne dediler dedin?"

***

Ertesi sabah oldu ve üzerime bir sweat altıma eşofman giyip evden çıktım.

Kızılay'a geldim ve dükkâna gittim. İçeri girdiğimde bir oğlan vardı. "Merhaba. Ben Buket. Yeni çalışanım." Dedim. Oğlan beni pek umursamadı. "İyi tamam geç şöyle müşterilere bakarsın işim var benim." Dedi ve ayağa kalkıp dışarı çıkacakken bana baktı ve durdu. "Tanışıyor muyuz? Bir yerden tanıdık geliyorsun da." diye sordu. Kafa salladım.

"Hayır." Dedim ve gözlerine baktım. Oğlan bana şaşkınlıkla bakıyordu. Gözlerini gözlerimden çekti ve devam etti. "Akşam istediğin saatte çık burayı ben açar ben kapatırım. Genellikle öğle saatlerinde çok müşteri olur. Sonuçta takıcıyız." Dedi ve içeri gitti.

"Gelsene." Dedi ve çağırdı.

Küçük bir yer vardı. Masa, sandalyeler, mutfak ve tuvalet. "Burası dinlenme yeri. Çay vesaire demliyoruz. İstediğini yap burada." Dedi ve çıktı. Ben de peşinden gittim.

"Bu arada ben Koray." Dedi ve elini uzattı. Elinin üzerindeki damarları görünüyordu. Vücudu yapılı. Kaslı ve uzundu. Çekici bir yapıya sahipti. Uzattığı elini tuttum.

"Buket." Dedim ve hemen tuttuğum elini bıraktım. Düz saçları alnına dökülmüş. Koyu kahve gözleri vardı. Boyu o kadar uzundu ki resmen yüzünü kafamı kaldırırsam görebiliyordum. İç çektim ve içeri geçip çantamı bıraktım.

"Bir şey sorabilir miyim?" dedim Koray'a kafa salladı. "Tabi."

"Şey. Acaba kaç yaşındasın? Çok olgun duruyorsun." Dedim ve dizlerime baktım. Oğlan güldü. "21 yaşımdayım." Şaşırırcasına kafamı salladım.

"Daha büyük duruyorsun." Dedim ve güldü. Utanmıştım doğrusu. "Sen kaçsın?"

"18. Yeni reşit oldum." dedim ve güldü. Gülüşü çok güzeldi. Buket saçmalama adam senden 3 yaş büyük. Abin yaşında.

Ben kafamda düşüncelerimle başa çıkmaya çalışırken onun sorusuyla kendime geldim. "Neden çalışma ihtiyacı duydun?" Dedi. Cevap verememiştim. Uzun süren sessizlikten sonra nefes aldım ve cevapladım.

SIRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin