*8

830 132 70
                                    

Beomgyu;

Baksana!

Bugün günlerden ne?

Taehyun;

13 Mart?

Beomgyu;

Tamam.

***

Beomgyu kapısının çalmasıyla ayağa kalkıp kapıya yürüdü temkinli adımlar ile. Onun evini kimse bilmez, kimse kapısını çalmazdı. "Choi Beomgyu?"

"Benim." Adını duymayalı ne kadar uzun zaman olmuştu Beomgyu'nun. İnsan içine çıkmayalı uzun zaman olmuştu.

"Adınıza teslimat var."

"Karışmış olmalı." Deyip adamın suratına kapıyı kapatacaktı ki adamın elindeki şeffaf paketin içindeki ayıcıklı pastayı görmesiyle tüm duvarları yıkıldı. Kapatmak üzere olduğu kapıyı geri açıp elinden pastayı almıştı Beomgyu. Postacının diğer elindeki buket papatyayı da kolunun altına sıkıştırdı. "Teşekkür ederim." Deyip kapıyı kapattı.

İçi kıpır kıpırdı. Hemen elindeki pastayı masaya koyup kolunun altındaki çiçeği eline aldı. Beomgyu'nun papatya sevdiğini bilen sadece bir kişi vardı.

Doğru mu görüyor diye anlayabilmek için parmağıyla papatyaların yaprağını okşadı. Doğru görüyordu işte, papatyalar elinde, onu benzettiği ayıcıklı pasta hemen masasının üzerindeydi. Elindeki çiçekle mutfağa koşturdu Beomgyu. Ne yapacağını şaşırmış eli ayağına dolanmıştı.

Kibriti ve çatal ile tabağı kaptığı gibi tekrar masaya koşturdu. Kucağındaki çiçeği asla indirmeden pastanın paketini açıp kibriti yakmış ve mumları dikip mumları da yakmıştı.

Birden yüzündeki gülümseme soldu ve kibrit kutusu ilk başta kucağına hemen ardından da yere düştü. Gözleri boş olan sandalyelere kaydı.

Sadece bir tane olan çatal ve tabağa baktı.

Evindeki sessizliği dinledi Beomgyu. Ne kadar süre o sessizliği dinledi bilmiyordu ama eriyen mum pastanın her yerine yapışmıştı.

Gülümsedi dolu olan gözlerinin aksine. Dudaklarını birbirine bastırmayı kesip dibinde olan mumu üfledi. Ağzını açıp üflemesiyle gözlerinden yaşların boşlaması bir olmuştu zaten.

Dilek falan da dilememişti.

Beomgyu ellerinin arasında olan papatyayı bıraktı öylece.

Ne çiçek ona layıktı ne de o çiçeğe.

Papatya buketi masanın dibine düşmüş ve bir kaç tanesi sapından kopup etrafa saçılmıştı.

'beni merdivenin basit bir basamağı olarak kullandın.' dedi pastadan bir parça alıp ağzına götürmeden önce.

Beomgyu kimse onun doğum gününü kutlamayacağını bildiği için kendisine bir pasta yapmıştı. Ama o pastaya mumu dikememiş olduğu gibi buzdolabına koymuştu. Cesareti yoktu o mumu dikmeye. O mumu dikerse yalnızlığı yüzüne vuracaktı sanki. Gerçi farklı şekillerde de vurulmuştu yüzüne yalnızlığı.

Sıkı sıkı tuttuğu, canı buna bağlıymış gibi sardığı papatyanın üzerine basarak Beomgyu telefonunu bıraktığı yerden aldı.

Beomgyu;

Şimdi asla ağladığımı göremeyeceksin.

Taehyun;

İyiki doğdun..|

***

Eva-

No Time To Die / TaegyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin