BÖLÜM DÖRT
“ölümlü ormana hoş geldin!”
Kızlarla okulun önüne geldik. Okul müdiresi bayan Catherine öğrencileri gruplara ayırıyordu. Bize doğru yaklaşıp,
“Cassandra, sen ve arkadaşların bir grup olabilirsiniz, Sadece grubunuza bir kişi daha almalısınız.” Dedi. Bizde bir diğer arkadaşımız olan Luca’yı gruba aldık daha sonra sınıf öğretmenimiz olan bayan daniela geldi ve servislere binip ormana doğru yol aldık. En arkada ki üçlü koltukta ben Emma ve Sidney oturduk önümüzde ki iki koltukta ise Charles ve Luca oturuyordu. Yol boyu sessizce cam kenarında olmanın tadını çıkardım ve etrafı seyrettim. Yaklaşık yirmi dakika sonra ölümlü ormana varmıştık. Emma ile el ele servisten indim arkamızdan da Sidney ve Charles kol kola geliyordu. Luca da bize eşlik ediyordu, Ormanın girişine doğru yürüdük. Yollar çok tenha gözükmesine rağmen etrafta bir kaç kulübe vardı. Ormana baktığımda ölümün tüyleri diken diken eden durgunluğu hakimdi. Ürkütücü bir rüzgar bedenimi sardı. Ormana doğru ilerledik bir çok öğrenci ise ellerinde ki çantalar ile ormana koşuyordu. Bayan Daniela yanımıza geldi.
“Beni takip edin gençler" demesiyle ormanın içerisine girdik ve kendimize uygun bir yer bulmaya çalıştık. Ormanın derinliklerine doğru ilerledikten sonra durduk.“Buraya çadırlarınızı kurabilirsiniz çocuklar. Ayrıca bir şey yıkamak falan isterseniz ileride bir göl var oradan yararlanırsınız. Buradan fazla uzaklaşmayın ve birbirinizden ayrılmayın.”
Dedi bayan Daniela. Ardından Luca ve Charles çadırları kurmaya başladı. Etrafıma baktığımda bir kaç kişinin hemen çadırları kurmuş olduğunu görebiliyordum. Luca ve Charles çadırları kurarken, Emma ve Sidney de çantadan gerekli eşyaları çıkarmakla meşguldü. Onları izleyip etrafı inceledim. Gergin hissediyordum, bu orman beni gergin hissettiriyordu. Sidney çantadan bir kutu kola çıkardı ve Emma ile Bana uzattı.
“Alın için soğuk soğuk.” Kutu kolayı açarken yanlışlıkla üzerime patlatmıştım.
“lanet olsun ya!” diyerek çıkıştım. Sidney kahkaha atarken Emma da üzerimi silmeme yardım ediyordu.
“Emma uğraşma gidip gölde yıkar gelirim.”
Dememle göle doğru yol aldım. Yalnız başıma gittiğim için biraz ürkmüştüm. Ama yanıma birini çağırmak için çok geçti neredeyse göle vardım. Arkamı döndüğümde onlardan uzaklaştığımı fark ettim. Göle vardığımda telefonuma bir bildirim sesi geldi korkarım ki bu yine bilinmeyen numaraydı. Ekrana baktım ve tahmin ettiğim gibi mesaj yine bilinmeyen numaradandı.
Bilinmeyen numara: Ölümlü ormana hoş geldin!
Ölümlü ormana geldiğimi biliyordu. Bu da bir yerlerden beni izlediği anlamına geliyordu. Şimdi daha çok korkmaya başlamıştım ama bunun kim olduğunu bulmak istiyordum. Tek başıma. Beni izliyor olması oldukça rahatsız hissettirse de umursamamaya çalışıyordum. Gölden bir kaç avuç su alıp üzerime döktüm ardından kamp alanına geri döndüm. Çadırlar kurulmuş, yemekler hazırlanmaya başlanmıştı. Bizim çadırlar biraz kalabalıktan uzak duruyordu, bayan Daniela da bizim bir kaç adım ötemizde diğer hocalarla oturuyordu. Ara sıra bizi kontrol etmek için yanımıza geliyordu. Emma ve Sidney birlikte bir şeyler pişirirken Charles’ta çalı çırpı toplayarak ateşin yanmasına yardımcı oluyordu. Kızlara doğru yaklaştığımda Emma ayaklandı ve Bana doğru yaklaştı. Yüzümde ki ifadeyi fark etmişti.
“Bir sorun mu var cass?” iç çekerek yanıt verdim.
“Evet maalesef... bilinmeyen numara ben göldeyken yine mesaj attı ama bu sefer “ölümlü ormana hoş geldin” yazıyordu.”
Bir an yüzünü korku dolu bir ifade almıştı. Bu dediklerimi Emma ile birlikte Sidney'de duymuştu o da duyar duymaz ayağa kalktı ve bize yaklaştı.
“Ne? Ciddi misin? Aman tanrım burada olduğumuzu biliyor!” Diyerek etrafa bakındı Sidney.
“Evet biliyor...” Emma sözümü keserek devam etti.
“Ve biz hala polise gitmedik öyle mi? Cassandra sana bir şey yaparsa ne olacak ya sana zarar vermeye kalkarsa? Bence hemen polise gitmeliyiz!"
Emma'nın endişesi karşısın da hiç bir şey söyleyemedim. Emma hızla polisi aramak için telefonunu çıkardı. Tam o esnada telefonuma gelen bildirimle Emma ve sidney durup Telefonuma odaklandı. Hepimizin tahmin ettiği gibi mesaj bilinmeyen numaradandı.
Bilinmeyen numara: işin eğlencesini kaçırıyorsunuz kızlar. Eğer polise giderseniz arkadaşınız Luca’nın ölümüne sebep olursunuz! Karar sizin.
Mesajı hepimiz okumuştuk. Luca’yı bulmak için aynı anda etrafa göz gezdirdik ve Luca'yı çadırda gitar çalarken gördük. Hepimiz iç çekerek tekrar birbirimize döndük. Aklıma gelen bir şeyi söylemek için kızlara yanaştım.
“Bir saniye bu demek oluyor ki bizi tanıdığına ve izlediğine göre bu bilinmeyen kişi buradaki herhangi birisi olabilir öyle değil mi?”
Dedim kısık bir sesle. Emma ve Sidney aynı anda
“Çok mantıklı.” Dedi. Tam o sırada arkamızdan sinsice yaklaşan Charles'ı fark etmemiştik.“Nedir çok mantıklı olan şey?” diye sordu.
Hepimiz bir şeyler gevelerken Sidney Charles'ın elini tuttu ve bizden uzaklaştırarak“Kırmızı şarap mantıklı değil mi akşam yemeği için hayatım.” Dedi.
Charles bir kaç saniye önce gelseydi her şeyi öğrenebilirdi bu da her şeyi mahveder ve Luca'nın ölümüyle sonuçlanırdı. Neyse ki böyle bir şey olmamıştı. Emma yemek işine geri dönerken bende Luca’nın olduğu çadıra doğru yol aldım. Çadıra vardığımda eğilip içine baktım fakat Luca burada değildi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜMLÜ ORMAN
Mystery / ThrillerÜniversite öğrencisi olan Cassandra Carney okulunun düzenlediği kamp gezisine gidecekleri ormanı araştırmasıyla bu ormanın lanetli olduğunu ve gecmiste gizemli cinayetlerin işlendiğini öğrenir. Bunun üzerine Cassandra, bilinmeyen numaradan ürkütücü...