Saruhan konağı
Bugün adar gelecek inşallah Urfa'da ki işleri halletmistir . Reşit ağa Dilber hanıma dönüp artık adar'ı evlendirmek gerekir sen onunla konuş kalbinde biri varmıdır sor hanımDilber hanım duydukları karşısında çok memnun olmuştu o kadar kız göstermesine rağmen oğlu bir türlü evlenmek istememişti.
Tamam ağam ben gelince sorarım eğer birini severse onu mu alırsın oğluna..
Ben kimseyi zorla bir türlü evlilige mahkûm etmem evlilik de iki tarafında mutlu olması gerekir
Mihra Sabah erken kalkmış ti bugün içi içine siğmiyordu abisi gelecekti ona aldığı hediyesini hazırladı koşar adım aşağıya indi
Gülümseyerek rojbaş dedi ve yengesi nin yanına oturdu
Yengesi onu annesine benzetiyordu 1.65 boyu kara gözlü hafif dalgalı saçları ile ona melikeyi hatırlatıyordu..
Onlar uzun bir sohbete dalmistiki konağın büyük kapısı açıldı içeri korkulu ve endişe ile nefes almakta zorlanan kâhya hasan girdi..
Ağam çok kötü bir şey olmuş sana nasıl desem bilemiyorum..
Şöyle hasan noldu
Hasan tek nefeste hepsini bir bir söylemeye başladı
Ağam adar ağam Urfa'da ki dixeri aşiretinin kızı Berfin i kaçırmış Urfa'dan çıkmadan yakalanmışlar buraya geliyorlar Midyat â girdiler dedi
Dilber hanım ve mihra ağlamaya başladı ağıt yakıyordu Dilber hanım ferman i biliyorlardı o asla onları yasatmazdi
Siniri ve ofkesiyle nam salmisti Urfa'da abisi Çolak olmasa ağalık ona asla kalmazdı sadece ağalığına guvenirdi herkes ondan korksun kimse onun karşısında ses etmesin isterdi
Mihra ve Dilber hanım ağıt yakarken reşit ağa birini aradı
Kapı tekrar açıldı içeri boran ağa ve ferman girdi önce onların arkasından eli yüzü kan revan içinde adar'i getirdi korumalar onların arkasından dewran ve yanında ağlamaktan bitkin düşmüş Berfin
Reşit ağa oğlun kızımı kaçırmıştır biz onu bulduğumuz da da öldürebilirdik kan davasına dönüşsün istemedik dedi boran ağa sinirli ve gür çıkan sesiyle
Mihra dan
O kadar korkuyorum ki şuan Saruhan aşiretinin deli kızı gitmişti bı an için ya abime bişey olursa ne yapardım boran Ağa'nın öldürebilirdik sözü yankılanıyordu kulaklarımda.
kapıdan berfinle beraber giren adama baktı hafif kirli sakallı uzun boylu kara gözlü bir adamdı kolunu gördüğü vakit anlamıştı dixeri aşiretinin Çolak ağası dewran di o
Dewran
O kadar zor bir durumdu ki bu nasıl kardeşini kurtacagini düşünüp duruyordu geceden beri onu korumuştu ama şimdi ne yapacaktı ferman azad la birlikte onu da öldürürdu biliyordu ferman kendinden başkasını düşünmezdim ki
Kapıdan içeri girdiği sırada sedir de ağlayan kızı görünce kilit vurduğu kalbine kelebek konmuştu sanki kara gözlerine saçlarına bakmaktan alamadı kendini bı an sonra toparlandı düşündükleri yanlıştı
Bu sırada kapıdan 90 yaşlarındaki mahsun Emiroğlu girdi reşit ağa onu aramış çağırmıştı mahsun ağayı gören kendine çeki düzen veriyordu ama tartışma bitmemişti herkes birbirine bakıp bağırıyordu dizleri üstüne çökmüş Berfin ve azad ellerini sımsıkı tutuyordu
Nolur burda hayırdır sabah sabah bu ne engame diye çıkıştı
Ağam adar kızımı kaçırmıştır ne yapayım sankin mi kalayım ha dedi boran ağa sinirli sesiyle
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YÂRE-İ DİL (gönül Yarası Serisi Birinci Kitap)
General FictionBen dewran Urfa'nın Çolak ağası dewran. Yıllarca evlenmem dediğim kardeşimin kaçması sonucu Deli kızın birinin Çolak halimle berdel benim kabulumdur deyip beni evliliğe ikna etmesiyle başladı herşey. ********** Ben mihra Mardin'in öksüz kızı. Amcası...