trueblood

prolog

__

Alfalar kurt adamlardaki en güçlü ırktır.

On betanın gücüne sahip açık ara en ölümcül kurt çeşidi olan alfalar, safkan olsa bile omegalara ve betalara boyun eğdirebilir. İki beta çiftleştiğinde safkan beta ve iki omega çiftleştiğinde safkan omega olarak doğar. Safkan kurtlar en nadir türdür ve normal omega veya betadan farklıdırlar. Bu iki tür, alfa sesine ve aurasına dayanma yeteneğine sahip olmalarına rağmen bir alfanın gücüne sahip olmadıkları için alfalara kolayca teslim olabilirler.

Benzer şekilde iki alfa bir araya geldiğinde 'gerçek kanlı' safkan bir alfa doğar.

Safkan bir alfa, on alfanın gücüne sahip olduğundan ve herhangi bir alfaya boyun eğdirebildiğinden sıradan bir alfalardan güçlüdür. Altın yerine kırmızı gözleri vardır, kurt formunda ise belirgin şekilde daha büyüktürler.

Ancak, bu muazzam güç yanlış ellere geçerse bir felakete yol açabilir, sonu tükenmeyen bir karmaşaya sebep olabilirdi.

Bu yüzden Ay tanrıçası hiçbir alfa eşini asla bir safkanla kutsamamaya karar vermişti. Bunun yerine, tanrıçanın bizzat kendisi, safkan olmaya layık gördüğü bir alfayı kutsamayı seçmişti.

Böylece tüm kurt adam türünde yalnızca bir safkan alfa bulunabilirdi.

İşte şimdi ilk gerçek kan hayattan ayrıldığı için Ay tanrıçasının -bir sonraki- ikinci gerçek kanı seçme zamanı gelmişti.

Yanan kil kandillerle güzel bir şekilde aydınlatılan ve altın rengi veren küçük odaya şaşırtıcı derecede güzel bir kadın girdi. Kadın, Ay'ın kendisi gibi parıldayan her türlü göksel iğne işi ile zenginleştirilmiş, açık mavi muhteşem bir cüppe giymişti.

Başında altından bir taç vardı ve delinmiş kulaklarında beyaz çiçekler şeklinde parlak küpeler asılıydı, yumuşak boynunu ise kusursuz güzelliğini büyüleyen altın kolyeler süslüyordu.

Oda onun saf yasemin kokusuyla doldu ve havayı balsamla doldurdu. Küçük tahta beşiğin içinde uyuyan yeni doğmuş bebeğe doğru yavaş adımlarıyla yaklaşıyordu.

Tanrıça odanın hemen ardında ona doğru yaklaşan adım seslerini duyunca gülümsedi, kapı açıldı ve kapıyı aralayan kadın odasında gördüğü manzarayla yarı yolda anında dondu kaldı.

Herkes Ay tanrıçasını görmeye tanık olamazdı.

Ay tanrıçası, huzur içinde uyuyan yumuşak taze nefesler alan alfa yavrusunu izlerken güzel yüzü bir mutluluk ışını çiziyor, alfanın minik kolları sanki annesine sarılmayı hayal ediyormuş gibi havada asılı duruyordu.

"Ne kadar saf bir kalbin var çocuğum."

Herkesin kalbini eritebilecek kadar tatlı sesiyle söyledi.

Tanrıça parmağını küçük açık eline kaydırdı ve etrafta kıvrılırken bebeğin uyuyakaldığını izledi. Diğer eli dudaklarında bulaşıcı bir gülümsemeyle alfa bebeğin kafasını usulca okşuyordu. Tanrıça bebeğin ruhunu gördü ve usulca gülümseyerek fısıldadı, "Sen bir sonraki 'gerçek kan' alfa olacaksın."

Bebeğin şakağına dokunduktan sonra ışınlar yayıldı, elini geri çekerken bebeğe gizli kutsama yağmuru serpintileri indi ve bununla birlikte - tanrıçanın en sevdiği çocuk- tüm kurt türünün en yücesi oldu.

Ay tanrıçası hareketlerine devam ettiği sırada parlak bir ışığın arasından birdenbire kayboldu. Onu kapıda izleyen alfa kadın sırıttı, yavrusuna doğru yürüdü ve bebeğini anne sıcaklığındaki göğsünde ısıttı.

Tanrıça, gerçek kan olarak seçtiği yenidoğanın değerli olduğunu biliyordu çünkü onun ruhunun saf kalbini hissediyordu.

Ama, tanrıça gerçek kan olarak son alfayı seçeceğini bilmiyordu.

__

jungkook için safkan değil gerçek kan kavramını kullanacağım haberiniz olsuun.

İyi okumalarrr

©jetblackxsoul