18. Bölüm " Dokunuyor bana"

932 94 17
                                    

😔

———

Saatlerce dışarıda kulağında çalan şarkı ile sokaklarda gezmişti, annesi ve babasının tehditleri üzerine o eve geri dönmüştü bugün aynı şeyler olursa ailesine söyleyecek yardım isteyecekti.

Sessiz koridorda adımladı, çıkarken kitlediği odasını açtı ve boynuna çapraz taktığı siyah çantasını sessizce köşeye koydu.

Kısa süre içerisinde üzerini değiştirip ders masasına geçti, uyuyamazdı, yapamazdı o gelirdi ve hazırlıksız yakalanırdı.

Titreyen elini saçlarına geçirdi, bütün vücudu titriyor ve tiksiniyordu. Ellerinin şiddetli titremesi boğazındaki yumru acıyan canı ile bekliyordu.

Suçlu kendisi değildi ama suçu kendisinde buluyordu, savunmasız olması zincirlerle buraya bağlanması sesini çıkaramaması onun suçuydu. Bağırmalıydı ama ağzına kapanan bir çift el yüzünden başaramıyordu, bir çift eli ağzından çekemiyordu. Bağıramıyordu sesi çıkmıyordu.

Kaşınan boynunu sertçe çize çize kaşıdı, koridorda duyduğu tıkırtılar ile tırnaklarını boynuna geçirdi, ölmek istercesine öldürmek istercesine.

Yavaşça kapının kulpu döndü, kapı aciz bi cızırtıyla açıldı. Put kesildi, kan akışı dondu yapabildi tek şey boynundaki elini ince derisine saplamaktı.

Bir adım
İki adım
Üç adım
Ve ensesindeydi
Hemen ardında duruyordu

Dudakları titremeye başlamıştı bile, gözleri dolmuş burnun direği cayır cayır yanıyordu. Kaçması gerekti bağırması yardım çağırması bi yardım eli bulmalıydı ama kıpırdayamıyordu.

Ensesine dokunan el ile yüzü buruştu, dokunduğu her yer cayır cayır yanıyordu. Tüm hücreleri iğrenti hissi ile sarsıldı, kaçış yolu bulmalıydı ama yoktu. Sağ gözünden akan bir damla yaş yamaklarından yuvarlandı ve sessizlikte masanın üzerine düştü. Korkuyla derin bir iç çekti, ensesindeki el omzuna oradan ise boynuna ilerledi. Az önce tırnakları ile kanattığı yerde kaldı, sert bir şekilde oraya basınç uyguladı. Yara canını acıtmıyordu, bedeninde gezinen el yakıyordu canını.

Kulağında hissettiği sıcak nefes ile yüzü tekrar buruştu eli ayağı titredi nefesi kesildi, şuan elinde bir silah olsaydı emindi kafasına sıkacağından ama yoktu.

Midesi bulandı karnı kasıldı bacaklarını birbirine bastırdı, ensesine konan iğrenç dudaklar ile gözlerindeki yaşı saldı dudaklarını birbirine bastırıp, iki kol tarafından sarıldı bedeni midesi ağzına gelmişti. Ölmek istiyordu tiksiniyordu, yutkundu ama boğazındaki sancılı acı geçmedi.

Vücudunda gezinmeye başlayan eller ile ağlaması şiddetlendi, vücudu elektirik vermişçesine titredi. Dudaklarını güçlükle araladı

"Yapma" sesindeki acizlik beynine kurşun sıkmışcasına etki yarattı

"Dünyanın en güzel hissi ile tanıştıracağım seni" dedi iğrenç alaycıl bi ifadeyle, karşısındakinin mahvolmuşluğunu hiçe saymışcasına, ensesindeki öpücükler omzunda bir yol çizdi ve boynuna ulaştı.

Kendini o kadar kastı ki vücudu acıyla sızladı, beyni uyarı vermişcesine ayağı kalktı. Arkasındaki bedeni ittirdi ve can havli ile annesi ve babasının bulunduğu odaya koştu. Ağlayarak çıplak ayakları boş koridorda ses çıkarta çıkarta koştu.

Odayı açıp hıçkırıklarıla sarsılan bedeni annesi ve babasının karşısında dikeldi

"Ne oldu?" Diye sordu babası ama merak değildi rahatsız edilmenin verdiği kızgınlıkla

"Dokunuyor bana" dedi aciz ağlayan boğuk sesi ile

"Kim dokunuyor ne sikim anlatıyorsun?" Dedi babası bağırarak

"Han bey bana dokunuyor, taciz ediyor beni, elleri bedenimde dolaşıyor, öldürüyor beni" yardıma ihtiyaç duyan sesi ile konuştu karşılarında

"Sen ne yaptın peki?" Diye sordu annesi

"Kaçtım, yardım edin koruyun beni, kızın ona" dedi umutla gülümseyerek göz yaşlarını sildi ve onlara sarıldı, babası omzundan itti

"Geri dön onun yanına ve koynuna gir" diye emir verdi, umut dolu bakışları parçalandı yere düştü kalbine saplandı

"Baba dokunuyor bana, zorla sahip olmaya çalışıyor nasıl giderim yanına?" Dedi bağırarak ağlayarak

"Git onun yanına dedim sana memnun et onu, kurtar bizi bu sefil hayattan omegası ol onun ne var yani bi işe yara" dedi oğlunu omzundan ittirerek dışarı çıkartmaya çalıştı

"DOKUNUYOR BANA! TACİZ EDİYOR DİYORUM DUYMUYOR MUSUN? O PİS ELLERİ VÜCUDUMDA GEZİNİYOR İĞRENDİRİYOR YARDIM ETSENE BANA SEN NE BİÇİM BABASIN" diye bağırdı ve sözü sert tokatla kesildi

"Siktir git odan ve onu memnun et karşı çıkma, adam parayla oyun oynuyor git gönlünü memnun et, onun gibi zengin biri bakmış işte hala niye nazlanıyorsun bi işe yara da bizi kurtar" dedi oğlunu kolundan tuttuğu gibi odanın dışına attı.

"Yardım et bana dayanamıyorum niye anlamıyorsun dokunuyor bana diyorum yardım et diyorum yalvarırım, oğlunum ben senin yardım et bana baba ölüyorum bana dokundukça tiksiniyorum kendimden yardım et bana anne baba lütfen yapamam ölürüm ben öldürmeyin beni" dedi ağlayarak, ne annesi savundu o gece ne babası

"Zaten bir gün birinin altına girip ömrünü çürüteceksin ne var o adamın altına girip omegası olsan bizi bu hayattan kurtarsan zaten senin görevin bu git gir altına zorluk çıkarma defol git odanın önünden bay Han'dan şikayet alırsam kendi elimle öldürürüm seni" dedi ve kapıyı kapattı dizlerinin üzerinde göz yaşları hırsla akarken ayağa kalktı, evden çıplak ayakları ile bağıra bağıra ağlayarak dışarı çıktı ve nereye koştuğunu bilmeden kaçtı.

Ayakları parçalandı, yere düştü derisi yüzüldü ama bir daha o eve dönmedi annesini ve babasını bir daha görmedi.

———

Bana en çok gelen sorulardan biri Minhonun ailesiydi bu bölüm hem yaşadıkları hemde ailesini gördük

O kadar ağladım ki yazarken çoğu zaman ekranı doğru düzgün göremedim

Bu hayatta en derin yarayı ailesi verir bir çocuğa

Görüşürüz

Sex, money, feelings dieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin