Felix 'ten
Hyunjin ile buluştuk. Bende "Hyunjin? Minho Hyung ve Jisung 'u da çağırabilirir miyiz? Daha çok eğlenmiş oluruz?" dedim. O da onaylamak adına kafasını salladı. "O zaman ben Minho Hyung 'u arayım." dedim. "Tamam o zaman."
-Alo Minho Hyung?
-Efendim Lixie?
-Jisung 'u da alıp lunaparka gelmek ister misin? Biz Hyunjin ile gidiceğiz de sizi de davet etmek istedim. Eğer gelirseniz çok eğleniriz!
-Bekle bir sorayım Jisung 'a.
(Birkaç fısıltılı ses)
-Peki. Konum atın siz.
-Tamam ben sana atarım.
- Görüşürüz
-Görüşürüz
Telefonu kapatıp gülümseyerek Hyunjin 'e döndüm ve "Onlar da geliyor!" dedim ellerimi çırparak. O ise sadece gülmekle yetinde gideceğimiz yeri kararlaştırınca adresini Minho Hyung 'a attık ve yola çıktık. Geldiğimizde hemen "Disco Pang Pang 'e binelim mi? Lütfen binelim, ben çok merak ediyorum!" dedim. Dememle birlikte Jisung da kafasını hızlıca sallamıştı. Herkes onaylayınca binmeye karar verdik.
Sırasıyla Minho Hyung, Jisung, Ben ve Hyunjin olarak oturduk. Makine yavaş yavaş hızlanmaya başladı. En sonunda çok hızlı ayara geldi hepimiz sürekli birbirimize çarpıyorduk. Minho Hyung düşmemesi için Jisung 'u bir anda kucağına oturttu. Bir eliyle makinenin demirini diğer eliylede Jisung 'un (olmayan) belini tutuyordu.
Bense makinenin etkisiyle sürekli Hyunjin 'e doğru sıçrıyordu- HASSİKTİR YANLIŞLIKLA HYUNJİN 'İN BACAĞINA OTURDUM! Tamam sakince hiçbir şey olmamış gibi kalkacağım, evet kesinlikle hiçbir şey yok... Tam kalkmaya yeltenmiştim ki Hyunjin beni ona sırtı dönük şekilde bacaklarının arasına aldı ve kulağıma doğru eğilip -ortamdaki çığlık seslerinin şiddeti nedeniyle- hafifçe bağırıp "Eğer kalkmaya çalışırsan düşebilirsin, o yüzden böyle kalmalısın." dedi. Bense sadece kafamı olumlu anlamda sallamakla yetindim.
Birkaç dakikanın ardından makine yavaşlamaya başladı ve en son durduğunda makineden koşarak indim, sanırım kusacağım! "Felix şu ilerideki lavabolara gidelim istersen?" diyen Hyunjin 'e kafa salladım. Etrafta gözlerimi etrafta gezdirirken başını tutan Jisung ' gördüm. Büyük ihtimalle başı ağrıyordu. Lavabolara girer girmez ikimizde yüzümüze soğuk su çarptık.
Jisung yüzünü kuruladıktan sonra Minho Hyung başına biraz masaj yaptı. "İyi misin Sincab 'ım?" dedi Minho Hyung azıcık aegyo yaparken, Jisung 'un yüzünü avuçlarının arasına alarak. Jisung ise sadece kafasını salladı. "Felix ben üzgünüm kabul etmemeliydim, bu kadar dayanıksız olacağını tahmin edemedim. Üzgünüm..." dedi Hyunjin belime sarılarak. Bende sırtını sıvazlayarak "Senin suçun değil çünkü ortada bir suç yok ki ben gayet eğlendim, sadece bir anda durunca midem bulandı o kadar." dedim.
Hyunjin benden ayrıldı ve "Eee şimdi ne yapıyoruz o zaman?" dedi. Jisung "Roller Coaster 'a binelim mi? LÜTFEN BİNELİM!" dedi. Hepimizin onaylaması üzerine Roller Coaster 'ın olduğu bölüme gittik. Ben - Hyunjin ve Minho Hyung - Jisung olarak gruplandık ve yarışı berabere bitirdik. Cidden çok eğlenceli bir gündü!
"Hyunjin-ah ben acıktım da bir yere gidip yemek yesek mi?" dedim. "Felix haklı bende acıktım, bakın sincap karnım gurulduyor!" dedi Jisung. "O zaman Mac Laren 'ın Restorantı 'na (How I Met Your) ne dersiniz?" dedi Hyunjin mutlulukla. "Oh orası olur hem barı ve sigara içme izni de var. Mükemmel mekan." dedi Minho Hyung.
Mac Laren's 'a geldiğimizde bir masaya oturduk ve hepimiz Cheese Burger ve içecek olarak da Coca Cola sipariş ettik. Minho Hyung ise siparişler gelene kadar cebinden çıkardığı sigarayı dudaklarına götürdü ve çakmağıyla yaktı. Jisung ise "İçmesene şu zehri! Nasıl katlanıyorsun şu iğrenç tada?!" dedi sinirle. Minho Hyung ise "Zehir değil Jisung, sadece zevk veriyor..." dedi. "Sana kaç kere bırak dedim ama sen beni hiç dinlemiyorsun! Ne zaman anlayacaksın şu şeyin sana zevk değil zarar verdiğini!?" dedi.
Bende onaylayan mırıltılar çıkararak fakat Minho Hyung bizi takmadan sigarasından derin bir nefes aldı. Tam Minho Hyung sigarasını bitirmişti ki siparişler geldi. Okuldaki birkaç şeyle ilgili konuştuktan sonra restoranttan çıktık. Minho Hyung, Jisung 'u eve bırakmak için onunla gitti.
Bende "Teşekkür ederim Hyunjin, bugün çok eğlendim. Gerçekten çok güzeldi! Umarım sende benim kadar eğlenmişsindir" dedim boynuna sarılarak. O da bana karşılık olarak belime sarıldı ve "Eğer senin için de güzel bir gün olduysa benim için de öyle." dedi ve en sonunda birbirimizden ayrıldık. "Seni eve bırakmamı ister misin?" dedi. Bende "Oh hayır, benim yüzümden yolunu uzatmana gerek yok! Chan Hyung alıcaktı beni. Öyle sözleşmiştik." dedim.
O da derin bir iç çekerek "İyi madem. İyi geceler, uykunu iyi al Civciv 'cik!" dedi, bende karşılık olarak "Sana da!" dedim. Birbirimize el salladık. Aklıma gelen şey ile duraksadım ve Hyunjin 'e seslendim "HEY HYUNJİN-AH! Abinde Chan Hyung 'un arabasında olmalı, beni eve getirirken onu bırakabilmek için. Eğer beklersen birlikte gidebiliriz." dedim. O da kafasıyla onayladı ve birlikte beklemeye başladık...
________________________________________________________________________________
Selamlar nabersiniz? Hayat nasıl gidiyor?
Diğer bölüm 15. bölümde verdiği bölüm uzunluğu sözünü 17. bölümde tutan ultra zeki yazarınıza bir alkış yok mu...? HDHŞHDHSDIŞXŞGDOHX Benim çok hoşuma giden ve aynı zamanda fazlasıyla da içime de sinen bir bölümdü. Sizin de düşüncelerinizi çok merak ediyorum hikaye de takıldığınız, bağdaştıramadığınız yerler olursa hemen TAK diye yorumlarda oluyorum eğer yazarsanız dönüş yapacağıma emin olabilirsiniz. Umarım siz de bu bölümü benim kadar seversiniz ve sizin de içinize siner...
İyi okumalar dilerim herkese...
Yorum💌🔼
Oy🌟🔽
Sizce bir sonraki bölümde neler olacak? Tahminlerinizi alalım. Bakalım aranızda kahin olan var mı?↪️
HER NEYSEEE
HEPİNİZİ ÇOK SEVİYOR ve
ÇOK ÇOK ÖPÜYORUM
GÖRÜŞÜRÜZ HYUNLİXER BEBİŞLERİM
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Daddy! HYUNLİX
ФанфикFelix gece sarhoş olup okuduğu güzel sanatlar üniversitesinden resim bölümünki hoşlandığı Hyunjin'e mesaj atar. Sonra ki gün ise ne yaptığını hatırlamaz... #SemeHyun 🥇